GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/2262, 2263, 2264, 2265, 2266, 2267) Esas No'lu 21 Ocak 2025 tarihinde Bolu Kartalkaya'da bulunan bir otelde meydana gelen yangının tüm boyutlarıyla araştırılarak benzer olayların önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:49
Tarih:28.01.2025

MHP GRUBU ADINA NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bolu Kartalkaya'da bulunan bir otelde meydana gelen yangın felaketi için verilen Meclis araştırması açılması önergesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Mültecilerle uğraşacağına...

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 97'de yapılmış otel, sen ne anlatıyorsun ya! Akıl yok mu, izan yok mu ya! 97'de yapılmış o otel diyorum, 97; tarihi biliyor musun?

NACİ ŞANLITÜRK (Devamla) - Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen necip Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Öncelikle, Bolu Kartalkaya'daki yangın faciasında hayatını kaybeden 78 vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum; kederli ailelerine ve tüm milletimize Allah'tan sabır diliyorum. Yaralılarımız var, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. İlimizden de Orduspor eski Kulüp Başkanımız Nedim Türkmen eşi ve 2 çocuğuyla birlikte hayatını kaybetmiştir, onlara da ayrıca Allah'tan rahmet diliyorum.

Bolu'daki yangın sadece 78 insanımızın bedenlerini değil 85 milyon insanımızın yüreklerini de yakmıştır. Yüreklerdeki bu yangını ne yağan kar ne de farklı bir teselli söndürebilir. Ateş sadece düştüğü yeri yakmamıştır, tüm insanlığı yakmıştır. Bu yangında 8 aile yok olmuş, 36 çocuğumuz hayatını kaybetmiştir. Tüm Türkiye yasa boğulmuştur. Rabb'im bir daha böyle acı veren, tüm milletimizi hüzne sevk eden elim olaylarla karşılaştırmasın.

Sayın Genel Başkanımızın bugünkü grup toplantısında söylediği gibi, bir haftadır yapılan tartışmalardan bir sonuç çıkmamıştır. Grand Kartal Otel yangınında kimin sorumluluğu bulunuyorsa hesabını vermesi kaçınılmaz bir adalet ve hukukun gereğidir. Sönmüş ocaklar üzerinden kutuplaşma sahnesi kurmak namertliktir. Facianın dumanları tütüyorken, henüz hayatını kaybeden masumlar yanmış otelden çıkarılmamışken onu bunu suçlayıp işin içinden sıyrılma telaşına kapılmak narsistliktir. Ahlaklı olmanın ilk şartı esasen sorumlu olmaktır. Gerçekleri bastırmak veya baltalamak ahlakın değil adaletin ilgi ve iştigal sahasındadır. Sürekli karşı tarafı suçlayarak bir yere varamayız, suç ve suçluları arkalayıp saklayarak girdiğimiz hiçbir mücadelede başarılı olamayız. Mevzuat ve vicdan çemberinde el ele vererek bu felaketin ince ayrıntılarına kadar nüfuz edemezsek, sorumluları adaletin önüne çıkaramazsak gerçek anlamıyla hiçbir sorunu çözemeyiz, hiçbir ağırlığı kaldıramayız. Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili bırakalım yargı görevini yapsın, hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve tensipleriyle Devlet Denetleme Kurulu acilen devreye girerek çok yönlü inceleme ve soruşturmayı bir an evvel ikmal etsin. Otel sahibinden il özel idaresine, valilikten belediyeye ve ilgili bakanlığa kadar 78 vatandaşımızın vebalini ya kurumsal veya kişisel olarak uhdesinde taşıyanlar millet, hukuk ve tarih önünde hesabını tek tek versinler. Sayın Cumhurbaşkanımız açıklamasında "Böyle bir trajedinin siyasetçiler arasında kör dövüşüne dönüşmesini, empati ve duygudan yoksun bir tartışmaya alet edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz milletimize bu acıyı yaşatanların yargı önünde hesap vermesi için çalışmaya devam edeceğiz." demiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi, bu faciada sorumluluğu olan, ihmali olan kim varsa en ağır şekilde cezalandırılacağına olan inancımız tamdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak böyle acıların bir daha yaşanmaması adına gerekli kanuni düzenlemeleri ivedi bir şekilde yapmamızın zarureti ortadadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde yapılan tüm binalar 3194 sayılı İmar Kanunu'na ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği gibi ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Bir yere bina yapılırken daha çizim aşamasında binada yaşayacak insanların yoğunluğuna göre koridorlar, yangın merdivenleri, kaçış alanları gibi hayati kısımlar oluşturulur. 2012 yılına kadar çizilen mimari projeler ilgili belediyenin itfaiye birimlerine gönderilerek yangın yönetmeliğine uygun olup olmadığı denetleniyor, eksik varsa düzeltilmesi için proje geri veriliyordu. Düzeltildikten sonra binanın diğer projeleri tamamlanıp ilgili belediyelerin ya da özel idarelerin vermiş olduğu inşaat ruhsatıyla birlikte inşaata başlanıyordu. 13 Mart 2012'den sonra projelerin itfaiyeye gönderilmesi ilçe ve belde belediyelerinde yeterli teknik elemanın olmaması nedeniyle kaldırıldı. Ruhsatı ilgili belediyelerin veya özel idarelerin imar müdürlükleri veriyor. İnşaatın her aşaması yapı denetim kurumları ve belediyeler tarafından kontrol edilerek yapılmaktadır. Bina, proje müelliflerinin hazırladığı projeye göre yapıldıktan sonra yine ilgili belediye veya özel idareye iskân yani yapı kullanma belgesi için müracaat edilmektedir. Gerekli kontroller imar müdürlüğü ve yangın açısından itfaiye birimleri tarafından yapıldıktan sonra, yangın yönetmeliğine uygun yapıldığına dair yangın ruhsatı ve diğer istenilen belgeler tamamlandıktan sonra iskân yani yapı kullanma izin belgesi verilmektedir. Yangın yeterlilik raporu sadece ilgili mahallî itfaiye teşkilatı tarafından verilebilmektedir. Yangına karşı önlemler yönünden denetlemek, bunlara rapor vermek, görüş bildirmek, belediyelerin itfaiye müdürlüğünün görev ve yetki alanı içerisindedir. Kaldı ki Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik'in 131'inci maddesinde de özel yapı, bina, tesis ve işletmelerin mahallî itfaiye teşkilatı ile bunların bağlı veya ilgili olduğu bakanlık ve kamu kurum ve kuruluşları tarafından denetleneceği hüküm altına alınmıştır. Yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik'te mevcut binalar hakkında alınacak ilave tedbirleri kontrol etme ve denetim yükümlülüğü iş yeri açma ve çalışma ruhsatını veren idarededir. Bina yapıldıktan sonra iş yeri açma ruhsatı için yine ilgili belediyeye ya da özel idareye müracaat edilir. Binanın bu aşamasından sonra bu bina otel olarak yapılmışsa Turizm Bakanlığı devreye girer ve binaya turizm işletme belgesi verir. Turizm Bakanlığının inşaat ruhsatı, iskân, yangın belgesi, binada uygun kaçış koridorları, yangın merdiveni, yangın söndürme sprinkler sistemleri, yangın alarm sistemleri, acil çağrı butonları vesaire gibi binayla ilgili hiçbir denetleme yetkisi yoktur.

Başta otel olmak üzere konaklama tesisi bulunan turizm işletmelerinin açılabilmesi ve faaliyette bulunulabilmesi için gerekli prosedür ise 10 Ağustos 2005 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik'in 4'üncü maddesi otelleri umuma açık istirahat ve eğlence yeri olarak tanımlamakta olup, 5'inci maddesi iş yerlerinde aranacak genel şartları, 32'nci maddesi ise umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine özel şartları düzenlemektedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığının iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verme yetkisi bulunmamaktadır. Buna göre, otellerin ilgili belediyelerden veya özel idareden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alabilmeleri için yapı kullanma izin belgesinin alınmış olması, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili olarak mevzuatta öngörülen tedbirlerin alınmış olması, genel asayiş ve güvenlik yönünden yetkili kolluk kuvvetlerinin görüşünün alınmış olması, işletmenin patlayıcı, parlayıcı, yanıcı ve benzeri tehlikeli maddeler üretilen, satılan, kullanılan, depolanan yerler ile gaz dolum tesislerine mevzuatın öngördüğü uzaklıkta bulunması, iş yerlerinde yangına karşı gerekli önlemlerin alındığını gösteren itfaiye raporunun alınması zorunludur. Söz konusu yönetmelik, normal işletmeler için dosya üzerinden beyan esas alınarak iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlemesini öngörürken umuma açık istirahat ve eğlence yerleri için bu kural istisna getirmiş, bu kriterlerin iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeden önce yerinde kontrol edilmesini hükme bağlamıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığınca yetkili idare yani belediye ya da özel idare tarafından düzenlenen iş yeri açma ve çalışma ruhsatı esas alınarak turizm işletme belgesi düzenlenmektedir. Turizm işletme belgesi bir kalite belgesi niteliğinde olup iş yeri açma ve çalışma ruhsatı olmayan hiçbir işletme ve otelin turizm işletme belgesi alması mümkün değildir. İş yeri açma ve çalışma ruhsatı almış olması demek, o otelin yürürlükteki tüm mevzuat kurallarına yani imar, çevre, yangın, iş sağlığı ve güvenliği, gıda güvenliği gibi bütün kurallara uygun olarak inşa edilip işletmeye açıldığına dair hukuki bir belgedir. Yani yukarıda sayılan yetkili makamlar tarafından kendi mevzuatlarına göre gerekli inceleme ve denetimlerin yapıldığının ve sorun tespit edilmediğinin bir kanıtıdır. 2634 sayılı Kanun’un 34'üncü maddesine göre de yetkili idare yani ilgili belediye veya özel idare tarafından iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilen otellerin turizm işletme belgeleri de ayrıca bir denetim veya incelemeye bakılmaksızın dosya üzerinden iptal edilmektedir. Bunun nedeni de tesisin yürürlükteki mevzuata uygun olduğunu kanıtlayan temel belge olan iş yeri açma ve çalışma ruhsatını kaybetmiş olmasıdır. Bu manada 2022 yılına kadar 100 otel kapatılırken 2022'den bugüne 4.380 tesis yeterlilikleri oluşturmadığı için kapatılmıştır. Bolu'da yanan otelle ilgili olarak Turizm Bakanlığına ilgili belediye veya özel idare tarafından herhangi bir bildirim yapılmamıştır. Grand Kartal Otel 1998 yılında inşa edilmiştir, otel 2007 yılında hizmete açılırken Bolu Belediyesinden yangına karşı yeterlilik belgesi almıştır. Ondan sonra il özel idaresinden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almıştır. 2007'den sonra herhangi bir yangın yeterlilik belgesi alınmamıştır. 2013'te lokantasına, 2014'te büfesine, 2015'te de farklı bir bölümüne il özel idaresinden ruhsat almıştır. İş yeri açma ve çalışma ruhsatını 29 Aralık 2015'te yenilemiştir. En son, Grand Kartal AŞ, 12 Aralık 2024'te Bolu Belediyesine özel bir başvuruda bulunarak yangın yeterlilik belgesi için otelde inceleme talep etmiştir. 16 Aralık 2024 tarihinde yapılan incelemede yangınla ilgili hayati önemi haiz 8 ana eksik tespit edilmiştir. Bu eksiklikler; yangın için tahliye çıkışlarının olmadığı, ışıklı yönlendirme levhalarının olmadığı, bina acil aydınlatmalarının olmadığı, elektrik tesisatının yangına uygun olmadığı, yangın söndürme gereçleri talimatlarının olmadığı, yangın algılama sistemleri ve yangın alarmı olmadığı, paratonerin olmadığı, duman dedektörleri, havalandırma ve tahliye sistemlerinin olmadığı görülmüştür. Muhtemelen müracaatçıya bunlar bildirildiği için müracaatçı otel müracaatını 24 Aralık 2024 tarihinde bir dilekçeyle geri çekmiştir. Aynı belediye otelin yangın talimatına uygun olmadığı konusunda eksiklikleri tespit etmiş fakat aynı oteldeki 70 metrekarelik restoran için yangın yeterlilik ruhsatı vermiştir. Eğer bu bina yangına uygun değilse içindeki restoran da yangın yönetmeliğine uygun değildir. Yapılması gereken, bahse konu otel kendi belediyelerinin sorumluluk sahasında olmadığından iş yeri açma ve çalışma ruhsatını veren Bolu İl Özel İdaresine bu eksiklikleri tespit ettiklerini ve giderilmesi için ek süre verilmesini, eğer bu ek süre sürede de bu eksiklikler giderilmezse Bolu İl Özel İdaresinin kendisine bildirilen otelin iş yeri açma ve çalışma ruhsatını iptal edip Turizm Bakanlığına bildirmesiydi. Müracaatın geri çekilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Turizm Bakanlığının da kendi vermiş olduğu turizm işletme belgesini iptal edip az önce söylediğim 4.300 tesisi nasıl kapattıysa bu oteli de eksiklerini giderinceye kadar kapatmasıydı. İş yeri açma ve çalışma ruhsatı olmadığı için bu otel kapatılır, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı aldıktan sonra tekrar faaliyetine müsaade edilir; normal şartlarda prosedür böyle işlemeliydi. Bir haftadır yapılan tartışmalarda görüyoruz ki bu olayda özel idarenin yetkisi yok, belediyenin yetkisi yok, Turizm Bakanlığının yetkisi yok, o zaman yetkili kim? Bu otel nasıl yandı? Genel Başkanımızın dediği gibi, "Beni ilgilendirmiyor, benim yetki alanımda değil." demek en başta ülkemizin demokratik hukuk imajını, ahlaki sorumluluk iradesini gasbetmek ve çiğnemektir. Ne yapacağız? Bu yangının faturasını Köroğlu Dağı'ndaki yaban hayvanlarına mı çıkaracağız?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili kanuni düzenlemeler ve mevzuatlar, yönetmeliklerdeki düzenlemeler değiştirilerek en ağır yaptırımlar getirilmelidir. Yine, Bolu Belediyesinde Bolu Belediye Başkanının, dayı oğlunu Belediye Başkan Yardımcısı yapmasını ve kritik önem arz eden itfaiye gibi kritik bir kurumu dayı oğluna bağlamasını da doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Özellikle iktidar-muhalefet ayrımı gözetmeden bütün belediyeler denetlenmelidir. Belediyelerde oluşturulan çıkar grupları dağıtılmalıdır. Belediye başkanlarının kendi akrabalarını önemli ve kritik görevlere getirmelerinin önüne geçilmelidir. Akraba, eş dost kayırmacılığına son verilmelidir. Görevlendirmeler liyakat esasına göre yapılmalıdır. Çalışma saatlerinin uygunluğu ve cazip olması nedeniyle itfaiye birimine eş dost, akrabaların doldurulması olası yangınlarda müdahaleyi güçleştirmektedir. Belediye başkanları kendi çalışma arkadaşlarını ve yönetim kadrosunu kendileri seçip oluşturuyor ve nedense bütün belediye başkanlarının akrabaları en iyi görevlere getiriliyor. İtfaiyede çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Belli bir eğitimden sonra sertifikaya göre göreve başlatılmalıdır. Binada yangın güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığının denetlenmesi ve bu denetim yetkisinin hangi idari mercide olduğu kesin olarak belirlenmelidir. İtfaiye teşkilatları binaların proje aşamasından iskân aşamasına kadar, iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesine kadar bütün süreçlere dâhil edilmelidir. Yangın güvenliği denetimlerinin üç yıl, beş yıl gibi belli aralıklarla yapılması gerekmektedir. Bu tür binalar özellikli binalardır. Bu binalar inşa edilirken kullanılan halı, perde, kapı gibi malzemeler yangına dayanıklı olanlardan seçilmelidir. Özellikle binaların dış cephelerinde kullanılan, yanıcı olan petrokimya ürünleri yasaklanmalıdır. Dış cephelerde dekoratif amaçlı kullanılan malzemeler yangına dayanıklı olanlardan seçilmelidir. Işıklı yönlendirme tabelalarının, elektrik kesildiğinde kullanılacak aydınlatmaların, oda kapılarının arkaları ve genel alanlarda yangın kaçış planı görsellerinin, mutfaklarda davlumbaz ve havalandırma sistemlerinin haftalık veya periyodik bakımlarının, temizlenmesinin ve kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Herhangi bir yağ yanması veya parlaması gibi durumlarda davlumbaz içinde kurulmuş söndürme sistemi ve uçlarındaki nozullar konulmalıdır, yangın başlar başlamaz bu nozullar otomatik olarak çalışacak ve yangının büyümesini engelleyecektir. Elektrik panolarının içinde otomatik söndürme sistemleri olması gerekmektedir. Elektrikten doğacak herhangi bir yangında karbondioksit gazı sistemi otomatik olarak verileceği için yangın daha başlamadan kısa sürede söndürülecektir. Otel personeline gerekli eğitimler verilmeli ve görev dağılımları yapılmalıdır. Herhangi bir kötü senaryoya karşı herkes ne yapacağını bilmelidir.

Turizm merkezleri gibi insanların yoğun olarak yaşadığı yerlere kesinlikle itfaiye birimleri kurulmalıdır. Son yıllarda yaşadığımız depremlerden dolayı bütün binalarımızı nasıl depreme dayanıklı hâle getirmeye çalışıyorsak hastane, okul, yurt, AVM gibi, insanların yoğun olarak kullandığı umumi binaların da yangına dayanıklı hâle getirilmesi gerekmektedir. Hangi tarihte yapılırsa yapılsın, yürürlükteki son kanun, kural ve yönetmeliklere göre kendini yenilemeyen işletmelere eksikliklerini tamamlamaları için belli bir süre verilmeli, bu süre içerisinde eksikliklerini gidermeyen işletmelerin faaliyetleri durdurulmalıdır. Bu elim olay da göstermiştir ki insan hayatını ilgilendiren konulardan hiç taviz verilmeden gerekli kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. Olay adalete intikal etmiştir, gerekli yargılamaların adil bir şekilde yapılarak sorumluların en ağır şekilde cezalandırılacağına olan inancım tamdır. Bu konuyla ilgili Meclis araştırması önergesini destekliyoruz.

Bu vesileyle, yangın faciasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Tüm milletimizin başı sağ olsun.

Ekranları başında bizleri izleyen necip Türk milletine ve Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)