GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dün kurulan araştırma komisyonuna ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya, bugün görüşülecek torba yasaya, kayyum atamasına ve bir buçuk ay kadar önce Balıkesir'de gerçekleşen patlamaya ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:50
Tarih:29.01.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Saygıdeğer milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dün, burada çok önemli bir araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili mesele konuşuldu ve bütün partiler kendi perspektiflerinden durumu değerlendirdiler. Aslına bakarsanız bütün partiler öncesinde bir hazırlık yapmıştı ve bütün partiler o konu üzerinde bir araştırma önergesi vererek komisyon kurulmasını arzu etmişti. AK PARTİ'nin Sayın Grup Başkan Vekili dedi ki: "Hassas bir konudur, memleket meselesidir. Gelin, bunu ortak önerge olarak verelim ve sizin önergelerinizin hepsi detaylı olarak bu önergede bulunsun; bu, bütün partilerin ortak önergesi olsun." Biz de dedik ki: Peki, bu konunun üzerine beraber gidelim.

Az önce Sayın Erdoğan bir konuşma yaptı, aynen okuyorum: "Nitekim, adli ve idari süreçlere ilave olarak AK PARTİ Grubumuz, facianın tüm veçheleriyle araştırılması için Meclise bir araştırma önergesi vermiştir; Meclis tarafından da kabul edilmiştir." Allah aşkına, bu ifade... Dün "Beraber olalım." dediniz, "Ortak olalım." dediniz, "Beraber verelim." dediniz ve "Bu, hepimizin ortak kanaati olsun." dediniz. Böylesine önemli bir meselede sorduğumuz hiçbir soruya cevap vermediniz, veremediniz. Böyle bir açıklama mı yapılması lazım? Bu mesele memleket meselesidir. Bu meselenin arkasında bugünkü yürütmenin ciddi eksikleri ve hataları vardır ve biz dedik ki beraber bu acının üzerine gidelim ve deniyor ki: "Biz bu konunun üstüne gittik, Meclis de bunu kabul etti." Bunu reddediyorum.

Bakın, aynı uygulama biraz sonra görüşmeye başlayacağımız yasada da var. Torba yasa getirildi ve bu torba yasanın içindeki maddelerin neredeyse tamamı daha önceden Parlamentoda görüşülmek üzere getirilmiş ve bizlerin itirazıyla "Tamam, biz bunları artık görüşmeyelim." diyerek geri çekilmiştir ve siz bu geri çekme işleminden sonra, sanki yangından mal kaçırır gibi, itiraz ettiğimiz ve sizin de onay verdiğiniz bütün bu yasa maddelerini toplamışsınız, bir yasanın içerisinde torba hâline getirmişsiniz ve getirip şimdi Meclise sunuyorsunuz. Peki, Mecliste sunulması için gerekli prosedürler yapıldı mı? Yapılmadı. Bakın, bu yasa maddeleriyle ilgili -çünkü hepsi birbirinden bağımsız 5 tane ayrı tali komisyon var- hiçbir tali komisyonda bunlar konuşulmadı; Plan ve Bütçe Komisyonunda hızlıca konuşuldu, bir tek virgülü dahi değişmeden geçirildi ve bugün Parlamentoya getirildi ve içerisinde Anayasa'ya aykırı, bizim daha önceden itiraz ettiğimiz, hukuka uygun görmediğimiz, millet menfaatine uygun görmediğimiz pek çok şey var ve bugün bunları görüşmeye başlayacağız. Biz, bunlara şiddetle itiraz ediyoruz, böyle bir uygulama olmaz; Parlamentonun mehabetine, Parlamentonun saygınlığına, Türk milletine yakışmayan bir uygulamadır. Bir tanesinin örneğini vereceğim. Bakın, geçen sefer kürsü arkasında da uzun uzun konuştuk, "Haklısınız." dediniz, geri çektiniz, şu kayyum meselesi. Bu arada, yeri gelmişken Siirt'teki bu uygulanan kayyum atamasını reddediyoruz, doğru bulmuyoruz, bunu daha önceden de söyledik. Eğer bir belediye başkanının bir kusuru, hatası, günahı varsa bu, yargı önünde tescil edilmeli ama onun yerine millet iradesi gasbedilmeden, milletin iradesine el konmadan, o Meclisin seçeceği bir belediye başkanı gelmeli; bunu söyledik.

Tekrar konuya döneceğim. Şimdi, bakın, yıllardan beri zaten bazı şirketlere el konuyor ve el konan şirketler başka bir şirketin üzerine devredilerek o vatandaşın hakkı bir anlamda gasbediliyor ve bunu yasal hâle getiriyorsunuz. Diyorsunuz ki: "O ya da bu gerekçeyle -terör bağlantısı, şu, bu- şirketlere kayyum atanabilir ve hepsinden önemlisi, atanacak kayyum tamamen bir dokunulmazlığa sahip olacak, layüsel olacak, yaptıkları sorgulanmayacak ve daha da önemlisi şirket sahibi veya yetkilileri mahkemeye vermek istediklerinde söz konusu mahkeme o şirketin bulunduğu yerde değil TMSF'nin olduğu yerde olacak yani aynı mahkemeye gidecek." Yani bizim dünden beri, birkaç günden beri eleştirdiğimiz hani o malum bilirkişiler var ya, onun gibi bir heyet oluşturulacak ve aynı mahkemeye gidecek süreç.

Bakın, bundan bir buçuk ay kadar önce Balıkesir'de bir patlama oldu. Şimdi, dünkü yangın meselesiyle ilgili olarak bunu da tekrar gündeme getirmek istiyorum. Soruyorum Meclisin saygın milletvekillerine: Balıkesir'deki o patlamanın ardından nelerin olduğunu biliyor muyuz? Orada yapılan teftişlerin, orada yapılan incelemelerin, oradaki o facianın sebebini biliyor muyuz? Bilmiyoruz çünkü arkasını takip etmedik ama ben size bugün önemli ayrıntılar paylaşacağım yeri geldiği için. Bu fabrikanın asıl sahibi 2002 yılında AK PARTİ yöneticisi olan bir Balıkesirliydi. 2002 yılında fabrika kuruldu, 2016 yılına kadar çalıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Beş dakika doldu.

Buyurun

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ederim.

Ondan sonra, bu fabrikanın sahibi eski AK PARTİ'li yönetici FETÖ bağlantılı olduğu gerekçesiyle fabrikasına kayyum atandı; buraya kadar tamam. Atanan kayyum hiç vakit geçirmeden bir başka fabrikaya burayı sattı, bir başka işletmeye burayı sattı. Yıllar sonra fabrikanın sahibi yargı önünde aklandı. Şimdi diyor ki: "Benim fabrikama niye el konuldu? Ben yargı önünde aklandım, yargıda beraat ettim, Yargıtayda onaylandı." Ama adamın fabrikası elinden alındı.

Peki, biz, bu yangın olduktan sonra, bu patlama olduktan sonra bu fabrikada nelerin olduğunu biliyor muyuz? Bilmiyoruz. Bakın, ben size söyleyeyim: Öylesine vahim şeyler var ki bu fabrikanın ortaklarından bir tanesi bir yabancı, Michael Strnad; adını Meclis kayıtlarına geçirmek için söylüyorum. Niye biliyor musunuz? Bu ismi biz önümüzdeki aylarda ve yıllarda Makine ve Kimya Endüstrisine el konulması sürecinde göreceğiz, onun için Meclis kayıtlarına geçiriyorum. Bu adam, dünya çapında tanınan bir silah tüccarı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Fabrikada çok yoğun bir üretime geçtiler, fabrikada lisansı olmayan mermiler üretilmeye başlandı ve fabrikaya lisansı olmayan fabrikalardan alınmış yeni tezgâhlar konuldu. Hatta o kadar çok yoğun üretim yaptılar ki ürettikleri mermileri, oradaki paketleri alıp başka bir yere taşımaya bile fırsatları olmadı ve oraya maalesef, tiner depoladılar ve görüntü kayıtlarının olduğunu biliyorum çünkü içerideki insanlarla ve orada fabrikada çalışanlarla görüştüm ve orada büyük bir ihmal neticesinde tiner alev aldı ve onların yoğun ürettikleri mermiler alev aldı ve patlamayla 11 vatandaşımız hayatını kaybetti. Daha da vahimini söyleyeyim mi ben size: Olaydan bir hafta on gün sonra vücut parçaları dağda, bayırda bulundu insanların.

Şimdi, olayın birçok boyutu var. Meselelerin üstüne gitmemiz lazım, araştırmamız lazım, hiçbir şeyin gizli kalmaması lazım ve bunu yaparken de açık ve şeffaf olmamız lazım.

Sözlerimi noktalamadan önce bu yasayla ilgili tercih edilmiş yöntemin yanlış olduğunu bir kere daha vurguluyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Son bir cümle, bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Öte yandan, dün hepimiz samimi olarak bu yangın faciasıyla ilgili meselenin üstüne giderken iktidar cephesinin "Gördünüz mü, bak, biz önerge verdik, Meclis de bunu kabul etti; gördünüz mü, biz bunu araştırıyoruz." demesini şiddetle reddediyorum.

Son bir cümle -haklıymışsınız Sayın Başkanım, dün bu konuda ikazda bulundunuz, maalesef haklı çıktınız- son bir şey daha söylüyorum: Bundan sonra bu Parlamentoda bizimle bir uzlaşı aramayın çünkü siz bizim uzlaşı niyetimizi, bu samimi talebimizi maalesef istismar eden bir yapıya dönüştünüz, bundan sonra çok daha farklı bir uzlaşı kültürü göreceksiniz.

Teşekkür ediyorum.