Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 50 |
Tarih: | 29.01.2025 |
CHP GRUBU ADINA ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Türk medyası hiçbir şeyden çekmedi sizden çektiği kadar değerli arkadaşlar. Bakın, Naci Bostancı -kulakları çınlasın- Grup Başkanınız idi, benim de üniversiteden hocamdır, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinde derslerimize girerdi. "Türk medyası en büyük darbeyi 12 Eylül döneminde çekmiştir, en büyük sıkıntıyı 12 Eylül askerî darbesinden sonra yaşamıştır." derdi Naci Hoca ama şimdi bakıyoruz vallahi de billahi de bu dönem daha ağır bir darbe gibi geliyor. Arkadaşlar, kim ağzını açıyorsa, kim bir eleştiri yapıyorsa, kim sesini hafiften yükseltiyorsa alıp hemen hapse atılıyor. Ben 96 yılında gazeteciydim, televizyoncuydum, Refahyol döneminde Erbakan Hoca -Allah rahmet eylesin- Başbakandı, 28 Şubat sürecinde inanılmaz eleştiriler gelirdi Erbakan'a ve inanılmaz sorular gelirdi yani çok rahat bir şekilde gazeteciler soru sorarlardı. Hiç Erbakan Hoca kızmazdı, patronlarını aramazdı, o gazetecileri tutuklatmazdı arkadaşlar. Ama bugün baktığımız noktada, Sayın Cumhurbaşkanı uçağına binerken sorular elden veriliyor, "Bunları soracaksın, başka bir şey sormayacaksın." diyorlar. Gazetecilik bitsin, arzuhalcilik olsun istiyorlar; bu, Türk medyasına büyük zarar veriyor.
Bir gazeteciyi çalıştığı kurumdan, televizyondan, gazeteden gözaltına almak ne demektir biliyor musunuz? O gazeteyi, o televizyoncuyu gözaltına almaktır. Yanlış yapılabilir mi? Evet, herkes yanlış yapabilir, gazeteci de bir yanlış yapabilir. Kanun açık; kanun karşısında herkes yargılanır, kimsenin böyle özel bir dokunulmazlığının olmaması gerekir ama bir yolu yordamı var. Bunlar toplumda bilinen tanıdık isimler, çağırırsın ifadeye, ifadesini alırsın; kanunda, kitapta ne yazıyorsa onu uygularsın. Ama değerli arkadaşlar, çocuk istismarcısına yapılmayan uygulama gazeteciye yapılıyor. Soma'da Soma faciasının sorumlularına yapılmayan uygulama gazeteciye yapılıyor. İliç faciasının sorumlularına yapılmayan uygulama gazeteciye yapılıyor. Otel yangınından dolayı sorumlu olanlara yapılmayan gazeteciye yapılıyor; gelen vuruyor gazeteciye, giden vuruyor. Arkadaşlar, gazetecileri, medya mensuplarını bu kadar yıpratmamak gerekiyor.
Bakın, Ergenekon, Balyoz döneminde manşet manşet darağaçları kuruluyordu biliyor musunuz, manşet manşet darağaçları kuruluyordu. Bazı gazeteciler bedel ödediler, Barış Pehlivan gibi; FETÖ'cüler tarafından bedel ödettirildi Barış Pehlivan'a. Bugün yine aynı kafa, aynı mantık değerli arkadaşlar. O zaman manşet manşet darağaçları kuruluyordu, bugün manşet manşet darağaçları kurulmaya devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
FETÖ öldü; evet FETÖ öldü de ruhu yaşıyor arkadaşlar, ruhu. Bu uygulamalara bakınca FETÖ'nün ruhunun AK PARTİ Hükûmetinde, AK PARTİ iktidarında var olduğu; beyninde, zihninde FETÖ ruhunun olduğu gözüküyor. (CHP sıralarından alkışlar) Bu kabul edilebilir değil; bunu, bu uygulamaları kınıyoruz. Bir hafta, on gündür çıldırmış vaziyette herkes hapse giriyor ya; gazeteci, siyasetçi, sinema oyuncusu, menajer, kimi yakalarsanız hapse attırıyorsunuz; bunun adı kusura bakmayın ama faşizmdir.
Bu vesileyle, Kahramanmaraş'ımızda, Dulkadiroğlu Belediye Başkan Yardımcımız, çok değerli bir Maraşlı hemşehrimiz, herkesin sevip saydığı Resul Arslanhan kardeşimiz de bir rahatsızlık geçirmişti, rahmetli oldu; Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum, Maraş'ın başı sağ olsun. Bütün sevenlerine de bir kez daha başsağlığı diyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)