Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 50 |
Tarih: | 29.01.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 191 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde İYİ Parti grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, 9 maddelik bu kanun teklifi içindeki maddelerin çoğu daha önce farklı kanun teklifleri içinde Genel Kurula geldi ama muhalefetin mukavemeti karşısında bu maddeler geri çekildi. Geri çekilirken "Yeniden düzenleyeceğiz." dediniz iktidar milletvekilleri. Bizde derler ki: "Tatlı su kurnazları." Sizi gidi tatlı su kurnazları sizi, bu durumu alışkanlık hâline getirdiniz. Meclisin itibarını zedeliyorsunuz. Konularına göre teklif maddeleri tali komisyonlara gitmiyor, gitse bile görüşülmüyor. Peki, şimdiki teklif Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği maddelerin istenilen hükümlerini karşılıyor mu? Tabii ki hayır. Eş anlamlı kelime oyunu oynuyorsunuz, aynısını metnin içine dercediyorsunuz. Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyor ve de umursamıyorsunuz. Siz hukuka inanmıyorsunuz, bir gün hepinize hukuk lazım olacak. Hukuksuzluğunuzu uygulamalarınızla iyice ortaya koymaya daha çok başladınız. Ya, Gezi olaylarıyla ilgili insanları tutukluyorsunuz, başka sebeplerle gözaltına alıp on üç sene önceki Gezi olaylarından insanları tutukluyorsunuz. Bir siyasi partinin Genel Başkanını tutukluyorsunuz, gazetecileri gözaltına alıp gözdağı veriyorsunuz yani devamlı toplumu tahrik ediyorsunuz. Ne yapmak istiyorsunuz? Bakın, biz İYİ Parti olarak susmayacağız! Devlet düzenini yok ettiniz, kurum ve kuruluşların içini boşalttınız, adaleti yok ettiniz, milleti ekmeğe muhtaç ettiniz, otokrasiye doğru da hızla ilerliyorsunuz. Biz İYİ Parti olarak tek başımıza da kalsak susmayacağız!
Evet, değerli milletvekilleri, Kartalkaya'da 78 vatandaşımız yanarak hayatını kaybetti, 36 çocuğumuz yanarak hayattan koptu; bu acılı ailelere buradan başsağlığı diliyorum. Denetimsizlik ve adam kayırma yüzünden vatandaşlarımızın yanarak öldüğü, yenidoğan bebeklerimizi hastanede koruyamadığımız bu sistem, bu düzen kahrolsun diyorum!
Sayın milletvekilleri, madde 3'e bakalım. Devlet Denetleme Kurulunun denetleme alanı genişletiliyor dernekler, vakıflar, kooperatifler gibi yani kendilerine biat etmeyen dernek ve vakıfları bir şekilde denetim altına alacaklar. Devlet Denetleme Kuruluna denetledikleri kurum ve kuruluş yöneticilerini görevden uzaklaştırma yetkisi yani tedbiri veriliyor. Devlet Denetleme Kurulunun başı kim değerli milletvekilleri? Cumhurbaşkanı. Evet, muhalefet belediye başkanları artık hazırlansın, yargı olmadan da görevden uzaklaştırılabilirler. Yargı kararlarının da zaten çok sağlıklı olmadığı ortada.
Mevcut Anayasa'da Devlet Denetleme Kurulu için 108'inci madde düzenlenmiş, 1982 Anayasası'nda. Tabii, daha sonraki değişikliklerle bu maddenin en son fıkrasında "Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir." deniyor. 5 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 6'ncı maddesi Devlet Denetleme Kurulunun görevden uzaklaştırma yetkisini düzenliyor, "Devlet Denetleme Kurulu grup başkanı kamu hizmetinin gerekleri yönünden görevi başında kalmasında sakınca görülen her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma tedbiri uygulayabilir veya yetkili makamlara önerebilir." diyor. Anayasa Mahkemesi, haklı olarak, bu durum insan hak ve hürriyetleriyle ilgili olduğundan, bu konunun Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değil kanunla düzenlenmesi gerektiği için iptal etmişti. Torba kanunun içinde yeniden getirilmektedir. Devlet Denetleme Kurulunun denetim ve inceleme faaliyetleri idari vesayet denetimi çerçevesinde sınırlı bir alana sahip olmalıdır. Değerli milletvekilleri, Devlet Denetleme Kurulunun böyle bir yetkisi idarenin keyfî uygulamalarına açık kapı bırakır ki örnekler çok var önümüzde. Ve Devlet Denetleme Kurulunun asli görevi denetim ve inceleme faaliyetleridir. Kurumların kendi iç denetim mekanizmaları vardır ve bunlar doğru işletilmelidir. Yargıyı sopa olarak zaten kullanıyorsunuz, o yetmedi, Devlet Denetleme Kurulunu da siyasi baskı aracı olarak kullanacaksınız herhâlde.
Değerli milletvekilleri, bakıyoruz, madde 4'le en düşük emekli aylığı 12.500 liradan yüzde 15,75 artışla 14.469 liraya yükseltilmiş. Çalışma Bakanı önceden açıkladı, Türkiye Büyük Millet Meclisi de noterlik yapacak anladığım kadarıyla. Yapılan zam 1.969 lira, toplamda yıllık maliyeti 48 milyar. Sayın vekiller, çalışanların yarıya yakını asgari ücrete endeksli, emeklilerimizin en az yarısı açlık sınırı altında kalan emekli maaşına talim ediyor. Utanç verici bu, Türkiye için. Sosyal güvenlik sistemi SOS veriyor. Çok prim ödeyen ile az prim ödeyenin emeklilikte eşitlenmesi de ayrı bir garabet. Çalışanların yüksek prim ödeme isteği kırılıyor, sisteme prim girişleri düşüyor. "En düşük emekli aylığı en az asgari ücret kadar olmalı." dedik İYİ Parti olarak. İktidarınızın uyguladığı yanlış para politikaları yüzünden vatandaş inim inim inliyor. Bu ülkenin kaybedeni bu ülkeye yıllarca vergi veren emeklilerdir sayın milletvekilleri.
Sayın vekiller, dört yılda ödenen faiz 67 milyar dolar yani 2 trilyon 391 milyar lira. Kur korumalı mevduata ödenen bedel 83 milyar dolar. Utanın! Dört yılda faize ve kur korumalı mevduata ödenen yaklaşık 3,6 trilyon olmasaydı emeklimiz yine açlık sınırı ve sefalet altında ezilecek miydi, sormak istiyorum. Yine, KÖİ projelerine bütçeden ödenen hazine garantisi 2024 senesinde 164 milyar, 2025 bütçesinde 202 milyara yükseltilmiş. Sadece konut kirası bile yüzde 58 artan bir emekli yüzde 15'lik aylık maaş artışıyla ne yapabilir? 2002 yılında net asgari ücret 184 liraydı sayın milletvekilleri; emekli aylığı 216 lira, emekli işçi aylığı 276 liraydı. Şimdi böbürlenebilirsiniz "22 bin lira yaptık." diye. Açlık sınırı 2024 yılı sonunda 23 bin lirayı aştı. Emeklilerimizin satın alma gücü büyük oranda zayıflamıştır. Yaşam maliyeti endeksi hesaplamaları yapılmalıdır. Emeklilerin özellikle tüketimine yönelik artış oranları uygulanmalıdır. Altı ay boyunca enflasyon karşısında ezilen emekli için aylıklarına sık sık güncelleme yapılmalı ya da enflasyon oranı doğru ölçümlenerek önden artış sağlanmalıdır. Madde 5'le, 2016 yılından bu yana uygulanan işveren asgari ücret desteği günlük olarak 23,33 liradan 33,33 liraya, aylık olarak da yaklaşık bin liraya yükseltiliyor. Asgari ücrete yüzde 30, memur maaşlarına yıllık yüzde 33 oranında zam yapılıyor. İşverene destek yüzde 42,86 oranında artırılmıştır. İYİ Parti olarak asgari ücretin 2025'in ilk yarısında 28 bin lira olması, işveren desteğinin de 1.500 liraya yükseltilmesi için önerge verildi ama reddedildi. Asgari ücret 22.104 lira olarak kaldı. Burada işçi için bir fayda yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sağ olun.
Bari enflasyona endeksli düzenli artışlar yapın, yılda bir kere değil daha sık maaş artsın. TÜİK enflasyonu yüzde 44 olmasına rağmen asgari ücretliye yüzde 30 zam yapıldı. Asgari ücret üzerindeki vergi yükünü azaltın, sosyal destek mekanizmalarını güçlendirelim, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlara yönelik devlet desteklerini artıralım.
Evet, zamanım yeterli olmadığı için diğer maddeleri inşallah daha sonraki konuşmalarımda ifade edeceğim. Bu teklifteki bu maddeleri mutlaka çekin. Bu maddelerin bu ülkeye ve vatandaşımıza bir faydası olmadığını ifade ediyor, Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)