GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:51
Tarih:30.01.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkür ediyorum.

Öncelikle, Rojava'da SİHA saldırıları sonucunda katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ı Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir kez daha saygıyla sevgiyle selamlıyorum, anıyorum ve hakikati halka ulaştırdıkları için yani gazetecilik yaptıkları için cezaevlerinde rehin tutulan tüm gazetecileri, tüm basın emekçilerini buradan yine saygıyla selamlıyorum.

Basın özgürlüğüyle ilgili önemli bir önerge ama biliyoruz ki biraz sonra iktidar vekilleri tarafından hızla reddedilecek bir önerge. CHP önergeyi verirken şöyle demiş değerli hazırun: "Demokratik ve adil bir ülkenin gereği olarak sansürün ortadan kalkması, basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi." Yani aslında olması gerekeni söylemiş tabii ama artık "Ülkede demokrasi yok, hukuk yok, adalet yok." deme kısmını çoktan geçtiğimiz bir aşamayı yaşıyoruz ne yazık ki. Artık "Bu ülkede yargı siyasete alet ediliyor." tespitlerini çoktan geçtiğimiz bir aşamayı yaşıyoruz. Toplumun tüm kesimlerine bizzat saray tarafından topyekûn bir terör saldırısının başlatıldığı bir aşamadayız, topyekûn bir operasyon döneminin başlatıldığı bir aşamadayız. Tam bir barbarlık rejimiyle, tam bir terör rejimiyle, tam bir olağanüstü hâl rejimiyle karşı karşıyayız. Gazetecilere yönelik ardı ardına gelen baskılar, kumpas davaları, tutuklamalar da bu geniş çaplı saldırıların sadece bir yönünü oluşturuyor. Belli ki halkın tüm kesimlerini susturmak, sindirmek, baskı altında tutmak ve tam bir faşist rejimi kurmak için tüm tuşlara aynı anda bastığınız bir hazırlığınız var, başladığınız işi bitirmeye çalıştığınızı görüyoruz. Basın emekçilerine yönelik saldırılar da bunu gösteriyor çünkü genel Türkiye tablosuna baktığımız zaman kölelik koşullarına dayalı emek rejimi tam gaz gidiyor. Kadınlar kıyımdan geçiriliyor her gün, kadın cinayetleri gündelik yaşamın bir rutini hâline getiriliyor. Doğal alanlara yönelik korkunç bir yağma düzeni kalıcılaştırılmış durumda. On binlerce kişi siyasal gerekçelerle bugün cezaevlerinde. Kumpas davalarıyla, kayyumlarla, irade gasbıyla ülkeyi gerçekten bugün geldiğimiz aşamada açık bir cezaevi hâline getirmiş durumdasınız. Geriyeyse halkın bilgi alma kanallarını tamamen tıkamak, tamamen kapamak kalıyor size göre. Çünkü artık, halka yoksulluktan başka, sefaletten başka, kayyum gasbından başka, şiddetten, baskıdan sömürüden başka vadedecek hiçbir şeyi kalmayan bir siyasi iktidar var karşımızda ve biliyoruz ki otoriter rejimlerin tamamında istisnasız ilk işlerden bir tanesi özgür basını dağıtmaktır. Bunu yapabilmek için zaten operasyonel olarak bir başkanlık da kurmuş durumdasınız. İşte bugün, ülkede İletişim Başkanlığı denen bir garabet var, hacimli bir bütçesi var bu Başkanlığın, sınırsız yetkileri var, devletin imkân ve olanakları var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin

PERİHAN KOCA (Devamla) - Görevi de tümüyle kurulmak istenen bu faşist rejimi tahkim etmek, bunun için de troller aracılığıyla provokasyonları körüklüyor, tetikçilik yapıyor. Bakın, bu tabloda sadece son Halk TV operasyonları ya da baskını yok. Eğer bunu söylersek sadece eksik söylemiş oluruz. Son bir ayda 15 gazeteci tutuklandı bu ülkede. Özellikle sosyalistlerin ve Kürt halkının haber ajanslarında çalışan basın emekçilerinin birer birer tutuklandığını görüyoruz. Mezopotamya Ajansı, JINNEWS, Medya Haber gibi basın organlarının "web" sitelerine sürekli bu anlamıyla erişim engelleri getiriliyor. Türkiye Gazeteciler Sendikasının verilerine göre şu ana kadar 39 gazeteci cezaevinde bulunuyor ve bunların çoğunluğu Kürt basını ve sosyalist basın oluşturuyor ama size bu da yetmiyor, gazetecileri daha büyük suçlar işlemek için tutukluyorsunuz çünkü faşist inşa bugün bunu gerektiriyor.

Bu anlamıyla biz son olarak şunu söylüyoruz, buradan halkımıza sesleniyoruz: Özgür basına birlikte sahip çıkalım çünkü gazetecilik suç değildir. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)