Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 51 |
Tarih: | 30.01.2025 |
HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar, görüşülmekte olan kanun teklifinin 3'üncü maddesiyle Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kuruluna süper yetkiler getiriyor. Teklife göre Cumhurbaşkanlığına bağlı DDK kamuya yararlı dernekler ile vakıflarda, kooperatiflerde, birliklerde ve bu kurum ve kuruluşların her türlü ortaklık ve iştiraklerinde idari soruşturma, inceleme, araştırma ve denetleme yapabilecek. Teklifle, DDK'ye görevden uzaklaştırmayı önerme yetkisi de veriliyor.
DDK denetçilerinin görevden uzaklaştırmaya ilişkin yetkileri şöyle sıralanıyor maddede:
"1) Denetlemeler sırasında denetimi güçleştiren veya engelleyen davranışlarda bulunan,
2) Görevde kalması hâlinde kamu zararını artıracağı anlaşılan,
3) Suç delillerini karartacağı anlaşılan,
4) Kamu hizmetinin gerekleri yönünden görevi başında bulunmasında sakınca görülen,
her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasını yetkili makamlara önerebilir, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında bu tedbiri uygulayabilir."
Burada bir öngörülemezlik vardır. Hukuk kurallarında öngörülebilir olma gerekliliği vardır.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, "denetimi güçleştirme" tabiri çok muğlak bir tabirdir. Türk Ceza Kanunu madde 265'te memura mukavemet suçu düzenlenmiştir. Herhangi bir vatandaş, memura "Ben ne yaptım ki?" derse ya da "Yakamı tutma." demişse ya da "Saçımdan çekme." demişse gibi bir tabir kullandığında memurlar hemen çoğunlukla bir memura mukavemet tutanağı tutar ve ondan sonra vatandaş, karakollarda, savcılıklarda, adliyelerde, ceza mahkemelerinde perişan olur, sürünürler; ama bunu AKP'liler bilmez çünkü AKP'lilerde alışkanlık hâline gelmiştir; polisin yakasından tutarlar, polisin yüzüne tükürürler, polise tokat da atarlar; polise "Sen benim kim olduğumu bilir misin?" dedi mi iş biter orada. Ama AKP'liler dışındaki vatandaşları çok mağdur edecek bir tabirdir buradaki düzenlenen yetki. Herhangi bir kamu görevlisini, bir sendika görevlisini, bir dernek yetkilisini, bir kooperatif yetkilisini hatta bir belediye başkanını, yargıcı, hâkimi, savcıyı bile isterlerse böylesi gerekçelerle görevden el çektirebilirler. Üstelik, burada yargı güvencesi olmadığı gibi kurul kararı da aranmıyor. Kamu veya özel herhangi bir denetçi bunu isterse bu arkadaşlar, bu vatandaşlar, bu kamu görevlileri görevden uzaklaştırılabiliyor. Bu kadar tehlikeli bir yetki veriliyor burada. Bu nedenle, buradaki bu yetkiler hem Anayasa'ya aykırı hem bizim mevcut hukuk düzenimize aykırıdır.
Öncelikle, düzenleme, örgütlenme özgürlüğünün araçları olan dernek ve sendikalara açıktan müdahale etmesi açısından Anayasa’nın 33, 104 ve 108'inci maddelerine de açıkça aykırıdır. Doğrudan örgütlenme özgürlüğünü, hak arama hürriyetini zedeleyen bu düzenleme, aynı zamanda 87 sayılı ILO Sözleşmesi'ne de aykırıdır.
Diğer yandan, memurlar ve kamu görevlileri açısından bu düzenleme, Anayasa 129'a da açıkça aykırıdır. Aynı şekilde, hâkimler ve savcılar da bu alana dâhil olduğundan hâkim ve savcı güvenliğini de tehdit edecek bir düzenlemedir; 657 sayılı Kanun ile 2547 sayılı Kanun'la çelişmektedir.
Bugün yaşamakta olduğumuz operasyonlar dönemini yani yürümekte olan CHP'li belediyeleri çökertme planını göz önüne aldığımızda teklifteki "diğer kamu görevlileri" ifadesi dikkatimizden kaçmıyor. "Diğer kamu görevlileri" kavramı oldukça geniş yorumlanabilir ve seçilmiş kişiler doğrudan denetçiler tarafından, herhangi bir yargı denetimi de olmaksızın... Yani her ne kadar bugün yargıyı tamamıyla denetimleri ve kontrolleri altına almış olmalarına rağmen buna da gerek görmeksizin herhangi bir denetçi, bir yargıcı da hâkimi de görevden alabilecektir.
AKP Osmaniye Milletvekili Seydi Gülsoy teklifle ilgili Komisyondaki sunumunda "görevden uzaklaştırma" tabiri yerine "görevden alma" tabirini kullanmıştır. Ismarlama bilirkişilerle İstanbul'da yürütülen operasyonlar ortadayken ve delil imal etme konusundaki maharetleriniz belliyken, on iki yıl önceki Gezi eylemlerinde suç icat etme kabiliyetiniz ortadayken DDK'yi operasyonlarınızın parçası hâline getirmekte tereddüt etmeyeceğiniz gün gibi aşikârdır. Aslında AKP iktidarındaki yargı mekanizmasını da bu yasa teklifi özetliyor. Önce hedefi belirle, görevden al ya da tutukla, sonra nasıl olsa suçu bulursun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN ÖZTÜRKMEN (Devamla) - Sayın Başkanım, az kaldı.
BAŞKAN - Buyurun.
HASAN ÖZTÜRKMEN (Devamla) - 1960'ta DP iktidarında, Demokrat Parti iktidarında, Demokrat Parti tahkikat komisyonları kurmaya çalışırken o gün CHP adına konuşan rahmetli Turhan Feyzioğlu o dönem Mecliste şöyle seslenmişti: "Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisinin dahi sahip olmadığı salahiyetleri bir heyete devir ve tevdi etme imkânına malik değildir." Saray rejiminin hukuksuzluklarını, yasa ve Anayasa tanımaz adımlarını Gazi Meclis eliyle yasa hâline getirme planlarınıza izin vermeyeceğiz. Gestaponuzu yasal kılıfa sokma çalışmalarınızı ifşa etmeye devam edeceğiz.
Heyeti saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)