GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:51
Tarih:30.01.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum ve İYİ Parti adına ikinci bölüm üzerine söz almış bulunmaktayım.

Bu kanun teklifinin bir torba kanun niteliğinde olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Torba kanun yasama sürecinde birden fazla konuyu tek bir kanun teklifinde birleştiren, çeşitli yasa değişikliklerini ve yeni düzenlemeleri tek bir teklifte toplayan, farklı konulardaki mevzuat değişikliklerini tek bir teklifte ele alan kanun yapma yöntemi. Bu yöntemin çokça dezavantajları var. Bunlar, teklif maddelerinin yeterince incelenmemesi, şeffaflıktan uzaklık, fırsatçılık stratejileri, siyasi baskılar, bilgi eksiklikleri, hukuki hatalar ve aşırı yoğunluk ve birbirinden ilgisiz düzenlemelerin birleştirilmesi gibi sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. AK PARTİ torba kanun teklifi yönteminin dezavantajlarını âdeta kendine bir araç olarak kullanmakta, ilgili yöntemin dezavantajlarına odaklanarak bu olumsuzlukları kendi lehine çevirmektedir. Dolayısıyla bu yöntemle istediği kanun tekliflerini memleketimizin ve vatandaşlarımızın hayrına olup olmadığına bakmadan hızla ve özensizce çıkarabilmektedir. Bu farklılıklar sonucu olarak bir karmaşa meydana gelmiştir, kanunun adı bile karmaşanın sonucu olarak belirlenmiştir. Teklifin bu karmaşanın sonucu olarak ve sığ bir çalışma olarak belirlenmesinin en önemli ispatı da ilgili kanun teklifinin adıdır. Teklifin adı: "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi". Görüldüğü üzere, aslında bu kanun teklifinin içinde ne olduğu bile anlaşılamamaktadır. Teklif, Plan ve Bütçe Komisyonu asli, Adalet Komisyonu, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunun ise tali komisyonlar olmak üzere 4 farklı komisyona havale edilmiştir lakin teklif tali komisyonlarda görüşülmemiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 23'üncü maddesi tekliflerin tali komisyona gönderilmesi ve ilgili komisyonların görüşlerini açıklamaları yetkisini bu komisyonlara vermektedir. Bu husus, yetki olduğu gibi İç Tüzük'ün yorumu neticesinde aynı zamanda da bir görevidir. Tekliflerin havale edildikleri tali komisyonlarda incelenmemesi, bu tekliflerin etkin ve verimli bir müzakere ortamında görüşülmesini de engellemektedir. Mevcut iktidarın kendiyle özdeşleşen acele kanunlaştırma tekniği kötü bir alışkanlık olagelmiştir. Bu tekniğin adımlarından ilki de tali komisyonları devre dışı bırakmak ve bu, artık gerçekten bir adet hâline gelmiştir. Neredeyse tüm kanun teklifleri tali komisyonları teğet geçerek Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmektedir. Bu da doğal olarak yasama faaliyetlerinin kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Öte yandan, teklif, iki farklı kanun teklifiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. Toplam üç kanun teklifi aynı zamanda Başkanlığa gelmiştir. Üç kanun teklifi üç farklı komisyonda aynı gün görüşülmüş, bu süreç devam ederken Genel Kurul çalışmaları da ayrıca devam etmiştir. Çok önemli düzenlemeler içeren kanun teklifleri aceleye getirilmek istenmiştir. Öyle ki ilgili komisyonlardan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi de ara tatile girmiştir. Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 74'üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Komisyonlar, şartlarına uymayan kanun tekliflerini, sahiplerine tamamlatmaya yetkilidirler." hükmü komisyon tarafından görmezden gelinmiştir. Teklif metni hiçbir değişikliğe uğramadan komisyondan çıkmıştır. İktidar partisi, Anayasa'yı ve kanunları umursamadığı gibi, İç Tüzük'ü de yine bu şekilde görmezden gelmiştir.

Kanunlar, normlar hiyerarşisinin gereği olarak Anayasa'ya uygun olmalıdır. Normlar hiyerarşisi, hukuk kurallarının belirli bir düzen içinde sıralanmasını ifade etmektedir. Bu hiyerarşide en üstte Anayasa, ardından kanunlar gelmektedir. Anayasa, devletin temel yapısını, bireylerin hak ve özgürlüklerini ve devlet organlarının görev ve yetkilerini belirleyen en üst normdur. Anayasa normlar hiyerarşisinin en üstünde yer aldığı için diğer tüm yasal düzenlemeler Anayasa'ya uygun olmak zorundadır. Anayasa’nın üstünlüğü ilkesi devletin hukuk kurallarına uygun olarak yönetilmesini ve keyfî uygulamalardan kaçınılmasını sağlamaktadır. Anayasa'ya aykırı olan kanunlar geçersiz sayılır ve iptal edilmektedir. Anayasa Mahkemesi kanunların Anayasa'ya uygunluğunu güvence altına almaktadır, bu güvence Anayasa'ya uygun olmayan kanun maddelerinin AYM tarafından iptal edilmesiyle sağlanmaktadır. İptal edilen hükümlerin yerine çıkarılacak hükümler AYM'nin iptal kararını karşılamalıdır. İlgili kanun teklifinin birçok maddesinde evrensel hukuk ilkelerine, Anayasa hükümlerine, temel hak ve hürriyetlere aykırılık bulunmaktadır. Bunlara ek olarak, teklifte, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği hükümlerin yerine getirilmesi istenen hükümlerin birçoğu AYM'nin iptal kararını da karşılamamaktadır. Teklifte Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlere karşılık olarak getirilen bazı maddelerde iptal edilen hükümdeki kelimelerin eş anlamlısı kullanılarak bu hükümler yeniden yazılmıştır. Öyle ki iptal edilen düzenlemelerden bazıları doğrudan yine aynı şekilde teklif metninin içine konulmuştur. Bu durum aleni bir biçimde Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmadığının ve umursanmadığının da bir göstergesidir. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının karşılanmaması da önemli bir aykırılıktır. Bu aykırılıklar şerh metninin devamındaki maddelere ilişkin kısımda da söylenmiştir.

İYİ Parti olarak adaletin tecellisini sağlayacak, hukukun gelişmesine yardımcı olacak, vatandaşlarımızın taleplerine cevap verecek ve daha iyi bir Türkiye için yapılacak faaliyetleri hep yaptığımız ve yapacağımız gibi destekleyeceğiz. Lakin ilgili kanun teklifi genel olarak incelendiğinde teklifin ne adaletin tecellisine ne hukukun gelişmesine ne de vatandaşlarımızın taleplerine cevap vermediği; özetle, daha iyi bir Türkiye'ye katkı sağlamadığı, aksine bu hususların tam karşısında olduğu tespit edilmiştir.

İYİ Parti Grubu olarak yukarıda belirtilen nedenlerle bu kanun teklifini geneli ve usulü açısından sorunlu bulmakta olduğumuzu burada bir kere daha dile getirmek istiyorum. İlgili kanun teklifi isminden başlamak üzere özensizlikler silsilesinden oluşmaktadır. Teklif, istişareye açık, katılımcı, toplumun sorunlarına odaklanan, çareler üreten, kalıcı, Parlamentonun yasama kalitesini ve sorumluluğunu gözeten demokratik bir yasama sürecine uygun yapıda değildir. Komisyon sürecinde yapıcı eleştirilerimiz olmuş ama dinlenmemiş ve verdiğimiz tüm önergeler de reddedilmiştir. Daha önce yüce Meclisimize sevk edilen, sorunlu olarak nitelendirilen ve sevki sonrasında eksiklikleri tamamlanmayan, hazırlanma usulü başta olmak üzere aslında kanun teklifi olarak dahi adlandırılamayacak bu metne karşı olduğumuzu burada bir kez daha dile getirmek istiyorum.

Ayrıca, söz konusu kanun teklifinde birbirinden alakasız çeşitli konular ve çeşitli maddeler yer almaktadır Devlet Denetleme Kurumuyla ilgili, TMSF'nin kayyum olarak atanmasıyla ilgili; bunlar daha önce gelip tekrar geri gönderilmiş, tekrar dikkate alınmış maddelerdir. Buraya emeklilere zam ve İşsizlik Sigortası'ndan sağlanacak işverene destek maddeleri eklenerek bir şekilde bunun hızlıca Meclisten geçirilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu metotları da uygun bulmadığımızı tekrar dile getiriyorum.

İYİ Parti olarak bu kanun teklifine "ret" oyu vereceğimizi buradan tekrar söylüyorum, saygılarımı sunuyorum.

Teşekkürler. (İYİ Parti, CHP, YENİ YOL sıralarından alkışlar)