Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 56 |
Tarih: | 12.02.2025 |
FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nin 14'üncü maddesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu, onurlu halkımızı ve savaşa karşı toplumsal barışı savunan bütün yoldaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Teklifin 14'üncü maddesine baktığımızda Akademinin eğitim süreciyle ilgili düzenlemeler içeriyor. Adaletin olmadığı bu süreçte Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nin görüşülmesini havanda su dövmek deyimiyle açıklamak yerinde olacak herhâlde.
Akademide hâkim, savcı ve yardımcılarına eğitim ücretsiz verilecek ancak sosyal tesisler ve diğer hizmetler ücretlendirilerek gelir elde edilecektir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Başkanım, çok gürültü var.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, salonda çok fazla uğultu var, hatibi duyamıyoruz; lütfen biraz sessizlik...
FERİT ŞENYAŞAR (Devamla) - 14'üncü maddeye baktığımızda, eğitim süreçlerinin ücretsiz olmasını öngörmesi olumlu bir adım olsa da ücretli sosyal tesislerin işletilmesi Akademinin asli misyonunun dışında ticari bir kaygıya dönüşmesine yol açacaktır. Ticarethane mantığıyla işletmeye başlayan bir tesiste eğitim misyonu ikinci plana düşecek, bu da eğitimin niteliğini, burada yetişecek kişileri ve nihayetinde adalet bilincini olumsuz bir şekilde etkileyecektir.
Ayrıca, eğitim müfredatı evrensel hukuk ilkelerine dayanmalı ve ideolojik etkilerden arındırılmalıdır. Akademiye atamaların Cumhurbaşkanı tarafından yapılması yargının tarafsızlığına gölge düşürmektedir. Yasanın hazırlanmasına, genel gerekçesine baktığımızda açıklanan aynen şu: Tarafsız, bağımsız, adil karar veren, toplumun adalet ihtiyacına cevap veren hâkim ve savcıların iyi yetiştirilmesi için Adalet Akademisine ihtiyaç duyduğu açıklanmış. Hâkimler ve savcıların gerçekten adaletli karar verdiğine bu süreçte kim inanıyor? Türkiye'de adil yargılanma hak ihlalleri yüzde 77'de, yargıya güven yüzde 15'in altında. 38 OECD ülkesi arasında yargıya güven konusunda Türkiye sayenizde 36'ncı sırada. Eğer gerçekten adil bir yargılama yapılsaydı şu an ne bu yasaya ne yeni cezaevine ne de devasa adalet saraylarına ihtiyaç duyulmayacaktı. Toplumun talebi adalettir.
Özgür basın yargı yoluyla susturulmaya çalışılıyor, özgür basın çalışanları talimatla tutuklanıyor, tek suçları hakikatleri halka duyurmaktır.
İHD'nin son raporuna göre cezaevinde binin üzerinde hasta tutsak var. İnsani koşullarda tedavi olmak bir haktır. Hasta insanların tedavi hakkını engellemek vicdansızlıktır, aynı zamanda suçtur. Hükümlünün cezasını infaz ettiği fiziki koşulların işkence ve eziyet niteliğinde olmaması gerekir. Şu an birçok cezaevinde kapasitenin 2 katı kadar tutsak bulunmaktadır, bundan kaynaklı büyük mağduriyetler yaşanmaktadır.
Cumhuriyet tarihinin en büyük adaletsizlikleri iktidarınız döneminde yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Yargı, iktidarınızın idari kurumuna dönüşmüştür. İktidarınıza muhalefet olan herkes suçsuz yere cezaevinde bulunuyor ve cezaevinde rehin kalmaya devam ediyor.
Meclisin kürsüsünden Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanına sesleniyorum: Toplumsal barıştan bahsedeceksek öncelikle kayyum darbesinden vazgeçin, hasta tutsakların infazlarını erteleyip insani koşullarda tedavi olmalarının yolunu açın.
Ülkede adaletsizlikten kaynaklı derin bir ekonomik kriz var; halkın yüzde 70'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor, emekli insanlar sokakta iş arıyor. Bu derin yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlikten kaynaklanmaktadır.
Mecliste bulunan muhalefet vekillerine tehdit amaçlı fezlekeler yağmur gibi geliyor. Diğer yandan, halk tarafından seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyum atanıyor. Son olarak Akdeniz Belediyesi Eş Başkanlarımız hukuksuz, uydurma gerekçelerle tutuklandı, yerlerine kayyum atandı. Devletin gücünü arkanıza alarak belediyelerimizi gasbediyorsunuz, kayyum atamalarıyla uluslararası alanda ülkenin itibarına gölge düşürüyorsunuz. Adaletin ve demokrasinin olmadığı bir ülkeye yatırım gelmez, birçok Batılı devlet ülkemizin demokrasiyle yönetildiğini kabul etmiyor. Demokrasinin olduğu yerde kayyum darbedir. Toplum adalete susamış. Adaletsiz yaşam zulümdür. Cezaevlerinde binlerce suçsuz insan var, adalet nerede?
Yandaş şirketlere garanti milyon dolar ödenek var, asgari ücretliye tavsiye edilen: Sabret. şükret.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şenyaşar, tamamlayın lütfen.
FERİT ŞENYAŞAR (Devamla) - Asgari ücretli için adalet nerede? Açlık sınırının altında maaş alan emekliler için adalet nerede? 3.500 TL engelli aylığıyla geçinmek zorunda olanlara nerede adalet? Belediyelere kayyum atayarak iradesi yok sayılan halk için nerede adalet? KHK'yle bir gecede hukuksuz şekilde işinden edilenler için nerede adalet? Bugün hangi sorunu ele alsak sebebini düşündüğümüzde adaletsizlikle karşılaşıyoruz. "Savaşa karşı barış, zulme karşı adalet." diyenlere selam olsun. Zalimin zulmü adaletin önünde yenilecektir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)