| Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 12.02.2025 |
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve kıymetli halklarımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
İktidar, freni patlamış bir kamyon gibi sağa sola çarpa çarpa gidiyor. Adaletin terazisi çoktan kırıldı, yargı siyasetin ağır yükü altında ezildi. Şimdi kalkmış Adalet Akademisinden bahsediyoruz ama ülkede adaletin "a"sı yok. Liyakatin yerini sadakat aldı, hukukun üstünlüğü yerine iktidarın üstünlüğü tesis edildi. Yargı artık halkın değil sizin çıkarlarınızın koruyucusu oldu. Torpille, kayırmacılıkla, ideolojik saiklerle atadığınız hâkim ve savcılar bağımsız karar veren hukukçular değil talimatla hareket eden emir eri hâline geldiler. Mahkeme salonları adalet dağıtmak için değil muhalifleri susturmak için kullanılıyor. Siz yargıyı halka karşı bir kalkan olarak kullanıyor, her geçen gün adaleti biraz daha çürütüyorsunuz. Haksız tutuklamalar, keyfî cezalar, siyasi davalar bunların örnekleri. Adalet mekanizmasını bir sopa hâline getirdiniz. Bugün, bir korku imparatorluğu kurmaya çalışıyorsunuz, ülkeyi karanlık bir yere doğru sürüklüyorsunuz. Belediyeleri gasbediyorsunuz, seçilmişleri de görevlerinden alıyorsunuz. Hukuk normlarını ayaklar altına alıyorsunuz. Şimdi de Adalet Akademisini ele geçirerek bu düzeni daha da kurumsallaştırmak istiyorsunuz. Peki, soruyorum size, siyasi talimatlarla karar veren bir yargının eğitimi neye hizmet edecek? Adalet Akademisi hukukçular yetiştiren bir kurum mu olacak yoksa iktidara sadakatle bağlı kadroların üretildiği bir merkez mi olacak? İşte, bu düzenleme tam da bu sorunun cevabını veriyor. Bu düzenlemeyle ne olacak? Akademi, yalnızca iktidarın sadık yargı mensuplarını yetiştirecek bir merkeze dönüşecek; tarafsız ve bağımsız olması gereken bir kurum siyasi kadrolaşmanın bir aracı hâline getirilecek. Peki, bu düzenlemenin halka ne faydası var? Yargıya güven artacak mı, adalet duygusu güçlenecek mi? Tabii ki de hayır. Tam tersine, adalet duygusunu daha da zayıflatacak, yargıya duyulan güveni sıfıra indirecek.
Bugün, yüzlerce genç hâkimlik ve savcılık sınavlarında yüksek puan alıyor ama eleniyor. Hepimiz bunun nedenlerini çok iyi biliyoruz çünkü torpil. Bugün gerçekten merak ediyorum: Sizleri ziyaret eden kaç hâkim ve savcı adayı var? Sizlerden torpil isteyen, bu Meclise gelip hâkim ve savcı adayı olmak isteyen kaç kişi var? Siz liyakati değil sadakati esas alıyorsunuz. Yargıyı halka karşı bir kalkan gibi kullanıp kendinizi temize çekmek istiyorsunuz ama unutmayın, bu halk sizden de size kalkan olan yargı tiyatrosundan da korkmuyor. Sokaktaki insana bir sorun gerçekten "Yargıya güven ne kadar, adaletin aslı kaldı mı?" diye.
Adalet, bir kişinin ya da bir partinin değil toplumun ortak değeridir ama siz hâkim ve savcıları birer memura çevirmek istiyorsunuz. Emir alıp karar veren, talimatla hüküm yazan bir yargı düzeni kuruyorsunuz. Bir korku imparatorluğu kurmuş ve memleketi karanlığa sürüklüyorsunuz. Belediyeleri gasbediyorsunuz, siyasi kararlarla seçilmişleri mahkûm ediyorsunuz. Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Sayın Abdullah Zeydan'a verilen haksız ceza bunun son örneğidir. Halkın iradesini çiğnediniz, şimdi de Adalet Akademisini iktidarın ideolojik eğitim kampına çeviriyorsunuz. Kendi atadığınız kadrolardan oluşan bir akademiyi yine size biat eden müfettişlere denetletmeye kalkıyorsunuz. Bu tiyatro için bence bu kadar zahmete değmezdi. Gerçek şu: Adalet siyasetin oyuncağı olursa toplum karanlığa sürüklenir, hukuk iktidarın sopasına dönüşür, mahkemeler talimat uygular; hak arayan değil biat eden kazanır. Yani bu teklifle yargıyı bütünüyle kendi emellerinize uygun bir aparat hâline getirmek için yeni bir adım atıyorsunuz. Halkı tehdit etmekten başka hiçbir anlamı olmayan bu adımı reddediyoruz. Çünkü hukuk iktidarların değil halkın güvencesindedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hülakü, tamamlayın lütfen.
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Devamla) - Siz de eğer gerçekten adaleti tesis etmek istiyorsanız yargıya müdahale etmekten vazgeçin, hâkim ve savcıları siyasi ideolojilere göre şekillendirme çabasını bırakın.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)