GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:56
Tarih:12.02.2025

MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Gaziantep Şehir Hastanesinde şehit olan Uzman Çavuşumuz Osman Oktay'a Allah'tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum.

Sayın milletvekilleri, hukukun üstünlüğü konusunda herkes hemfikir, üzerine süslü kelimelerle güzellemeler yapılıyor, durum ise hiç iç açıcı değil. Ülkemizde hukukun üstünlüğü değil de iktidarın hukuka üstünlüğü söz konusu. Dünya Adalet Projesinin 2024 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde ülkemiz 142 ülke arasında 117'nci sırada yer alıyor, bu sıralamayı Türk milleti hak ediyor mu?

Değerli milletvekilleri, bu sıralama ülkemizin son yıllarda hukukun üstünlüğü anlamında âdeta serbest düşüşe geçtiğini gözler önüne seriyor. Özellikle, son on yıldır hukukun üstünlüğü konusunda küresel gerileme yaşandığını biliyoruz. Ülkemizin bu süreçte sergilediği performans hukukun üstünlüğünün yerini üstünlerin hukukuna bıraktığını acı bir şekilde gösteriyor, âdeta çökmekte olan adalet anlayışının resmini çiziyor. Bahsettiğim endekse bölgesel olarak bakıldığında ise durum daha da vahim. Ülkemiz Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde 15 ülke arasında son sırada. Birçoğu daha az kaynağa sahip olan komşu ülkeler hukukun üstünlüğü konusunda bizden önde. 90'larda Sovyet sonrası devletlere demokrasi ve hukuk alanında model olarak sunulan ülkemiz bugün o ligin de en son sırasında yer alıyor.

Değerli milletvekilleri, bu konu üzerinde ciddi anlamda çalışmamız gerekiyor. Hangi milletvekilimiz böyle bir tablodan memnun olabilir? Afrika ülkeleriyle kıyaslama yapıldığında durumumuz daha da acı veriyor. Nijer, Zambiya, Kenya, Tanzanya gibi ülkeler ülkemizin önünde yer alıyor. Afrika'daki dostlarımızı küçümsemiyorum ama bu durum Türk milletinin hak ettiği bir tablo değildir. Bir zamanlar dünyaya medeniyet, adalet ve hukuk ihraç eden bir millet değil miydik? Ne oldu bize, nerede hata yaptık da bu durumlara geldik?

Değerli hazırun, Dünya Adalet Projesinin belirlediği 8 kriterden çok önemli dersler alınması gerekiyor. Yolsuzluklarla boğuşuyoruz, şeffaf bir yönetim hayalden öteye geçemiyor; temel hak ve özgürlükler, onları zaten çoktan unuttuk. Hukukun üstünlüğü yalnızca mahkeme salonlarında değil toplumsal hayatta da kendini gösterir. Adalet duygusunun zedelendiği bir toplumda bireyler arasındaki güven bağları hızla kopar. Gençlerimiz yarınlarını planlarken adalete ve eşit fırsatlara olan inançlarını yitiriyor; işte, en büyük yıkım da burada oluşuyor.

Değerli milletvekilleri, şimdi size bir başka çarpıcı gerçeği daha hatırlatmak istiyorum. Ülkemizdeki adalet sistemine olan güven yüzde 30'un altına inmiştir. Vatandaşlar mahkemelerin tarafsız olduğuna inanmıyor, avukatlar bağımsız savunma yapmaktan çekiniyor. Hâkim ve savcılar üzerindeki siyasi baskılar adaletin kılıcını köreltmiştir. Bu, sıradan bir sorun değil toplumun temel taşlarını yerinden oynatan bir krizdir. Ayrıca, uluslararası yatırımcılar bile hukukun üstünlüğü olmayan ülkelerde faaliyet göstermekte tereddüt ediyor. Ülkemize gelen doğrudan yabancı yatırımların son yıllarda neden azaldığını bir düşünelim. Hukukun üstünlüğü bir güvence değilse kim parasını Türkiye'de riske atmak ister? Hukuk sisteminin bağımsızlığı sadece vatandaş için değil, ekonominin geleceği için de hayati bir öneme sahiptir.

Sayın milletvekilleri, hukuk ülkenin itibarını koruyan bir kalkandır. Bizde ise kalkan delinmiş durumdadır. Eğer bu delikleri kapatmazsak gelecek nesillere daha büyük bir enkaz bırakacağız. Adalet duygusunun zedelendiği toplumda barış, huzur ve refah mümkün değildir. Hep birlikte hukukun üstünlüğü için harekete geçmek zorundayız. Sadece mahkeme salonlarında değil toplumun her kesiminde her bireyin "Adalet mülkün temelidir." diyebilmesi hayaliyle bağımsız ve görevini layıkıyla icra eden hukukçularımızı ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)