GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:56
Tarih:12.02.2025

MEHMET ATMACA (Bursa) - Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bugün görüşmekte olduğumuz Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nin yargı sistemimizin temel taşlarından biri olan bağımsız ve tarafsız yargıyı daha da güçlendirmek amacıyla düzenlenmesi gerekirken maalesef tam tersi bir durumla karşı karşıyayız. Bugün Türkiye'de adaletin terazisi bozulmuştur; zayıfın sırtına yük bindiren, güçlüye karşı ise gözlerini kapatan bir yargı sistemi maalesef vardır. Bir yanda haksız yere yıllarca cezaevlerinde tutulan insanlar, diğer yanda milyonlarca liralık yolsuzluk dosyalarının aklandığı mahkemeler var. Bir yanda sosyal medya paylaşımı nedeniyle terörist ilan edilen gençler, diğer yanda devlet-ihale ilişkisi olanların her suçtan sıyrıldığı bir düzen var. İşte böyle bir ortamda Adalet Akademisinin kurulması ve geliştirilmesine değil adaletin kendisinin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç vardır.

Bugün adaletin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz maalesef; insanlar haksızca tutuklanıyor, yargı süreçleri siyasi hesaplarla yönetiliyor, masumlar cezaevlerinde çürüyor. En temel hak olan ifade özgürlüğü iktidarın tahammül sınırlarıyla çizilmiş durumdadır. "Bağımsız yargı" dediklerinde herkes güler hâle geldi çünkü Türkiye'de yargı bağımsız değil, talimatla çalışan bir mekanizmaya dönüştü. Bu teklif hukukun üstünlüğünü ve kuvvetler ayrılığını korumaktan çok, yargının yürütme organına bağımlılığını artıran düzenlemeler içermektedir. Hukuk devletinin temel ilkesi yargının bağımsız olmasıdır. Yine, bu bağımsızlığı ihlal eden 16'ncı madde var burada. Bu maddeye göre, Türkiye Adalet Akademisindeki hâkim ve savcı kadrolarının eğitimcilerinin atamaları ve ünvan değişiklikleri doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından yapılacaktır. Böyle bir sistemde yetiştirilecek yargı mensuplarının tarafsız olması mümkün değildir. Aslında bu Akademiye verilmesi gereken ad "yandaş yargı mensubu yetiştirme akademisi" olmalıydı. Oysa yapılması gereken, yargının bütün bileşenlerini güçlendirerek mesleki niteliği artıracak, ortak hukuk eğitimini teşvik edecek bir sistem oluşmalıydı. Bugün toplumun en büyük beklentisi hâkim ve savcıların görevlerini hiçbir siyasi etki altında kalmadan icra edebilmeleridir ancak bu düzenlemeyle yargı kararlarının siyasallaşma ihtimali artmakta, hâkim ve savcıların kararlarında bağımsız hareket edebilme kabiliyeti zayıflamaktadır

Yine, unutulmamalıdır ki bağımsız yargı olmadan adalet olmaz, adaletin olmadığı bir yerde ise ne bireylerin güvenliği ne de toplumsal barış mümkün değildir. Bu teklifin özellikle 16'ncı maddesi başta olmak üzere yargı bağımsızlığına zarar veren hükümlerinin çıkarılarak daha adil bir sistemin oluşturulması adına yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Efendim, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)