GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:58
Tarih:18.02.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA ALİ BOZAN (Mersin) - Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Her zamanki gibi bir AKP klasiğiyle karşı karşıyayız. Elimizdeki kanun teklifi 11 madde; 11 Maddenin 2'si yürürlük maddesi, geriye kalıyor 9 madde, 9 maddenin de 8'i Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararları nedeniyle şu anda Meclis gündeminde. Anayasa'ya aykırı olduğunu bile bile kanun çıkarmak ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi düzenlemek iktidarın "Ben yaptım oldu, ben yaparım olur." siyasetinin bir sonucu.

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a yanıtlaması istemiyle soru önergesi vermiştim. Soru önergemde demiştim ki: Bugüne kadar kaç Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarıldı, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden kaçı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi ve Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararları üzerine yeniden kaçı Meclis gündemine getirildi? Cevdet Yılmaz bir ay boyunca düşünmüş, düşünmüş, düşünmüş, sorduğum sorulara herhangi bir şekilde cevap vermemiş; bana internet sitelerini ve Resmî Gazete'yi işaret etmiş. Aslında bu sorulara cevap verilmemesinin sebebi belli; eğer bu sorulara cevap verilmiş olsaydı Meclisin iradesinin kaç kez yok sayıldığı ortaya çıkacaktı. Bu nedenle biz iktidarı bu yanlış yasa yapma tekniğinden vazgeçmeye çağırıyoruz.

Değerli arkadaşlar, Türkiye, iktidarın girdiği çıkmazdan kaynaklı bugün öyle görünüyor ki yanlış politikalarının bir tekrarını yaşıyor ve yanlış politikalarını hayata geçirirken de tüm tuşlara yeniden basmaya başladı. İktidar o kadar çaresiz durumda ki 2011 yılında kurulan ve 13'üncü Genel Kurulunu geçtiğimiz yıl içerisinde yapan HDK'yi illegalize etmeye çalışıyor. Buradan iktidara "..."(*) diyoruz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına "..."(*) diyoruz. Tam on dört yıldır HDK var ve çalışmalarının tamamının kamuya açık yapıyor. On dört yıldır kamuya açık çalışmalarını yürüten HDK illegal değildi de bugün mü illegal oldu? Biz, iktidarın HDK'ye neden saldırdığını biliyoruz çünkü halkların zengin birlikteliği olan HDK, AKP iktidarını sarsıyor. AKP başka hangi tuşa basıyor? Ve 31 Mart yerel seçimlerinde kendisine büyük kaybettiren kent uzlaşısına saldırıyor çünkü kent uzlaşısı formülü AKP'ye çok büyük kaybettirdi. AKP kent uzlaşısıyla yenilginin tadına baktı, iktidar koltuğu sarsıldı, bu nedenle kent uzlaşısına saldırıyor, bunun dışında belediyelerimize kayyum atıyor. Sebebi nedir? Çünkü 31 Mart yerel seçimlerini hatırlayalım, partimize yönelik tüm baskılara rağmen seçmen usulsüzlüklerine rağmen 2019 yılında 65 olan belediye sayımızı biz 78'e çıkardık ve tüm bu baskılara rağmen, belediye sayımızı 65'ten 78'e çıkarmamız AKP iktidarının içine dert oldu. Meclis kürsüsünden bir kez daha ifade edelim, mücadelemizle içinize dert olmaya devam edeceğiz.

Değerli arkadaşlar, AKP iktidarına sorduk, dedik ki: "Darbeci misiniz, değil misiniz?" Bu soruya nasıl cevap verilir? Ya denir ki "Darbeciyiz." ya denir ki "Darbeci değiliz." AKP sözcüsü ne yaptı? Elimdeki Anayasa kitapçığını aldı, 127'nci maddeyi okudu ve o maddeye dayanarak dedi ki: "Darbelerin hepsini yerle yeksan ederiz." Şimdi, hatırlatmak gerekiyor, önce elinize aldığınız Anayasa darbe ürünü bir Anayasa. Darbe ürünü bir Anayasa'yı kullanarak, gerekçe göstererek belediyelerimize kayyum atıyorsunuz. Yine, bir diğer gerekçe, unuttukları bir şey var: Bu Anayasa'yı gerekçe göstererek belediyelerimize kayyum atamıyorsunuz, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında olağanüstü hâl koşullarında çıkardığınız 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi gerekçe göstererek siz belediyelerimize kayyum atıyorsunuz. Yani aslında AKP sözcüsü dolaylı olarak da olsa darbeci olduklarını kabul etti. Açık şekilde dedi ki: "Biz darbe ürünü Anayasa’nın 127'nci maddesi ve Belediye Kanunu'nun 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'siyle değiştirilen hükümlerini gerekçe göstererek belediyelere kayyum atıyoruz." Yani diyor ki: "Biz darbeciyiz aslında."

Değerli arkadaşlar, bugün kürdistanda kayyuma karşı Kürtler direniyor. Kürdistanda kayyuma karşı direnen Kürtler ne diyor biliyor musunuz? Diyorlar ki: "Biz, Şeyh Sait'in, Seyit Rıza'nın, Ape Osman Sebri'nin, Saidi Kürdi'nin torunlarıyız. Bugüne kadar baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz, direneceğiz çünkü bizim direnişimiz sizin zulmünüzden büyüktür." Bugün bu sözün sahipleri Rojava'da, Bakur'da Başur'da, Rojhilat'ta ve dünyanın birçok yerinde dirençlerini yükseltiyorlar. Peki, bu mücadeleden korkanlar ne yapıyor? Bugün bu ülkede Kürtlerin kazanımlarına saldırılar düzenliyorlar, 10 yaşındaki çocuklardan yaşlılarımıza kadar düşmanlığın ötesinde saldırılar yapıyorlar, işkence ediyorlar. İktidarda bugün 10 yaşındaki Kürt çocuğunun zerreyimiskal cesareti yok, eğer 10 yaşındaki Kürt çocuğunun zerreyimiskal cesareti olsaydı bugün Van'da TOMA'yla, copla, plastik mermilerle 10 yaşındaki çocuklara, kadınlara saldırmazdınız. Daha önce de birçok belediyemize kayyum atadınız. Peki, ne oldu? Örnek verelim: Van Büyükşehir Belediyesine daha önce iki defa kayyum atadınız ama Van halkı her defasında daha güçlü bir iradeyle kayyumlarınızı defetti. İçinize dert oldu, üçüncü kez Van Büyükşehir Belediyesine kayyum atadınız ama yine söyleyelim, merak etmeyin, Van halkı kayyumlarınızı yeniden gönderecek ve sadece Van değil, Mardin, Batman, Siirt, Akdeniz, Dersim'de de tüm kayyımlarınızı orada yaşayan halk defedecek. Halk kayyımları gönderecek; peki, ya, AKP içerisinde siyaset yapan Kürt milletvekilleri, siz kendi milletinize yapılan bu zulme sessiz kalmaya devam edecek misiniz? Buradan AKP Mardin milletvekillerine sesleniyorum: Ahmet Türk ömrünü demokrasi ve barış mücadelesine adamış; 3 kez Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi, 3 kez de yerine kayyum atandı. AKP'nin Mardin milletvekilleri, Mardin Büyükşehir Belediyesine 3 defa kayyum atanmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Çıkın, milletin kürsüsünden açıklayın. Yine, AKP Van milletvekillerine sesleniyorum: 1 milyon 200 bin Vanlının iradesi 3 kez gasbedildi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Çıkın, milletin kürsüsünde bunu açıklayın. Buna diyecek tek bir sözünüz gerçekten yok mu? Çünkü Van'a gittiğinizde, Mardin'e gittiğinizde halk size soracak, diyecek ki: "İrademize AKP eliyle, iktidar eliyle el konuldu. Siz ne yaptınız? Siz neden itiraz etmediniz?" Baktım, bugüne kadar ne Mardin milletvekillerinin ne Van milletvekillerinin ne Siirt'in ne Batman'ın ne de Urfa milletvekillerinin kayyuma dair tek bir sözü yok. Biz de buralarda yaşayan halk adına sesleniyoruz: Gelin, kayyumla ilgili ne düşünüyorsunuz, halkın kürsüsünde açıklayın. Aynı soruları Siirt, Batman, Urfa vekillerine soruyoruz ve diyoruz ki: İllerinize atanan kayyumlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Değerli arkadaşlar, buradan AKP'li tüm Kürt milletvekillerine tekrardan seslenmek istiyorum: Kürt olmak farklı şey, farklı ideolojiye sahip olmak farklı şey; ikisi bambaşka şeyler ve ben sizi kimliğinize ve Kürtlüğünüze sahip çıkmaya davet ediyorum.

Ve son olarak şunu ifade etmek istiyorum: İktidarın bugün derdi yalnızca belediyelerimize kayyum atamak değil, iktidarın derdi Kürt halkına boyun eğdirmeye çalışmaktır. Biz de diyoruz ki: Vallahi de billahi de işkencenize de zorunuza da bugüne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz; bu da sizin içinize dert olsun. Allah'ın izniyle bizler, bugün kayyım darbesiyle gasbettiğiniz belediyelerimizi tekrar kazanacağız inşallah ve inşallah o gün geldiğinde belediyelerimize davul zurnayla gireceğiz.

Halkın olan belediyeleri yine halka teslim edeceğiz diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)