Konu: | Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, AK PARTİ Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş'ın seçim tarihine ilişkin açıklamasına, Anayasa değişikliğine ve terörsüz Türkiye sürecine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 59 |
Tarih: | 19.02.2025 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce bir milletvekili arkadaşımız konuşma yaptı, iktidar partisi milletvekili ve muhalefete dönüp "Size rağmen kalkınma hızlarına devam edeceğiz." dedi. Bize rağmen mi? Mesela kanun hükmünde kararnameyi biz mi çıkarıyoruz, size çıkarttırmıyor muyuz? Veyahut da Cumhurbaşkanlığı kararnamesini siz çıkaramıyor musunuz, yazamıyor musunuz? Veyahut da Cumhurbaşkanlığı kararını siz yapmıyor musunuz? Parlamentoda çoğunluk kimin elinde? Sizin elinizde. Hangi kanununuzu engelleyebildik biz sayısal olarak? Bütün yapmış olduğunuz işlerde hiçbir zaman için muhalefetin bahane etmeyin, mazeret sunmayın, istediğinizi yapabilirsiniz. Birkaç defa söyledim, bir kadını erkek yapamazsınız, bir de erkeği kadın yapamazsınız. Hemen hemen her şeyi yaparsınız ama çıkardığınız kanunlar millet yararına olursa, milletin zenginliği, mutluluğu ve özgürlüğü adına olursa bu millet zengin olur, özgür olur, aksi sizin başarısızlığınızdır. Şimdiye kadar yaptığınız işler zaten başarısızlığınızın tescilidir.
İktidar iki konuda gaza basmış durumda: İlki Sayın Erdoğan'ın tekrar aday olması için siyasi mühendislik faaliyetleri yapıyorlar. Diğeri, karşısına çıkmaya cesaret edemediği muhtemel adayları yargı eliyle yolundan bertaraf etme çabaları içerisindeler.
Bu arada, AK PARTİ Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş seçimler için en uygun tarihin Kasım 2027 olduğunu söyledi, "Öne alınmış seçim olabilir, erken seçim olmaz." ifadesini kullandı.
2027'nin Kasım ayında yapacaklarmış. Bakınız, Sayın Cumhurbaşkanı, 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olurken "Bu benim son seçimim, bir daha aday olmayacağım." dedi. O nedenle, Sayın Cumhurbaşkanını yalanlamayın, Sayın Cumhurbaşkanı bir daha aday olmayacak. Siz, seçimlerin de 2028 yılının mayıs ayında yapılacağını söylediniz, lütfen sözünüzden geri dönmeyin. O zaman, Sayın Erdoğan zaten aday olamayacak, olmamış olacak hem sözünde durmuş olacak hem de Anayasa'yı yerine getirmiş olacaksınız.
Değerli milletvekilleri, birincisi, zamanından birkaç ay önce yapılacak bir seçimin muhalefetin onayı olmadan mümkün olmadığı açıkken bu sözü neye dayanarak söylüyorsunuz? Yürütme kendi grubuna bu dayatmayı yapabilir, lakin muhalefetin tercih ve kanaatlerini hiç mi umursamıyorsunuz sizler yoksa başka hesaplarınız mı var? Kendinizi Türkiye Büyük Millet Meclisinin yerine koyduğunuza göre bir planınız olmalı değil mi? Hem muhalefetin bu sene içinde yapılmayacak bir erken seçim haricinde hiçbir teklife "evet" demeyeceğini bildiğiniz hâlde, peki, zamanında yapılacak bir seçimde Erdoğan aday olamayacaksa bu açıklamaların sebebi nedir? Partiniz içinde şimdiden başlayan Erdoğan sonrası iktidar mücadelesi veren klik ve grupların önünü mü almak yoksa birilerine mesaj verme kaygısı mı bu? Elbette bunlara cevap veremeyeceksiniz ama biz, neyin ve hangi hesabın içinde olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Bu Meclis sizin her huzura getirdiğinize "evet" diyen bir noter olmayacak, en azından sayınızın yetmediği durumlarda buna direnecek. Bu yüzden, devletimizi ve kurallarını hiç eden uygulamalarınızı ve ülkeyi bir üçüncü dünya ülkesi yapmaya matuf siyasi mühendisliklerinizi bir kenara bırakın ve dürüst bir şekilde, neyin nasıl olacağını hep beraber konuşalım. Milletimiz de bizden dertlerine ve yaşadığı sıkıntılarına çare üretmemizi istiyor ki hâlâ bir şeyler yapabiliriz diyerek.
Anayasa değişikliği ve adı sarayda saklı terörsüz Türkiye süreci. İhtiyaçları bittiğinde derin dondurucuya koyup ihtiyaç duyduklarında derin dondurucudan tekrar dışarı çıkardıkları konulardan biri olan Anayasa değişikliği ilacı ya da havucu -duruma göre- bu yakıcı gündemde kaybolmasın diye bir süreliğine beklemeye alınmıştı, yakın zamanda tekrar gündeme boca edecekler. Masa altında yapılan pazarlık ve hesapların belli bir aşamaya gelmesi gerekiyor sanırım. "Tavşana kaç, tazıya tut." siyasetiyle herkesin duymak istediği şeyleri söyleyip herkesin yaşamak zorunda bırakılacağı mukadder akıbeti bazen ipleri gevşeterek, bazen de sıkarak uygulamaya koyuyorlar.
Ülke ve millet adına her konuda devasa bir art niyete ve başarısızlığa imza atan bu iktidarın kurnazlık ve aldatma konusunda gösterdiği başarıyı ise itiraf etmem gerekiyor. Son günlerde moda lakırtısı da terörsüz Türkiye. Bu sözleriyle millete havuç uzatan iktidar, hikâyenin sonunda Anayasa değişikliği için ihtiyaç duyduğu muhalefet desteğini elde etmek için kapalı kapılar ardında milletvekili pazarı kurmuş durumda. Kimiyle tek tek, kimileriyle grup grup giriştiği pazarlık esasen milletvekilliği pazarlığından öte ülke, millet ve değerler üzerinden yapılan kirli bir pazarlıktan başka bir şey değildir. Çeşitli sözler üzerinden yürütülen bu pazarlıkları şansa bırakmamak ve tek elden yürütmek için -tırnak içinde- bazı ayrık otlarının da bertaraf edilmesi gerekiyor. Hem böyle olunca millet de bu kirli pazarlıkları değil, sanki iktidarın terörle mücadele ettiğini görüyor ki bu konuda da muazzam bir algı çalışması yürüttüklerini görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Kayyım atamalarından seri tutuklamalara ilişkin uygulamalar da bunun için yapılmaktadır.
Şimdi ben buradan soruyorum: Terörsüz Türkiye hukuksuz bir Türkiye'yle nasıl mümkün olacak? Terör sadece eline silah mı almaktır? Terörsüz Türkiye hâline getirebilmek için Türkiye'yi, yine neyle yapacaksınız bunu, hukukla yapmayacak mısınız? Yasa devleti olmaktan çıkartın Türkiye'yi, bir hukuk devleti yapın, o hukuk devleti de adaleti inşa etmiş olsun.
Mesela Türk milletini aldatmak; masa altında kirli pazarlıklar, masa üstünde vatan, millet goygoyu yapmak; biri yerken milyonlara "Bak!" demek; bu ülkenin sahipsiz bıraktığınız halkının hakkını gasbetmek, aç bırakmak; elindeki üç kuruşa, sofrasındaki ekmeğine el uzatmak ve onları bu zengin ülkenin yoksul, umutsuz, çaresiz bekçileri yapmak terörden beter değil mi?
Şimdi söz konusu Anayasa değişikliğine gelelim. Bakınız, AK PARTİ 177 maddelik 82 Anayasası'nın yani darbe anayasasının bugüne kadar 134 hükmünde değişikliğe imza attı mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Toparlayacağım efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Evet, attı. Şimdi, bu Kenan Evren anayasası mı, darbe anayasası mı? Bu, bir Erdoğan anayasasıdır, bu, bir AK PARTİ anayasasıdır. Peki, bu Anayasa değişikliği için 3 kere referanduma gitti mi? Gitti, evet; 3 kere.
İlginç bir veriyi hatırlatmak istiyorum sizlere: 2007 referandumu yüzde 68,95; 2010 referandumu yüzde 57,88; 2017 referandumu yüzde 51,41; konjonktürün AK PARTİ'nin lehine olduğu yıllardan bahsediyoruz. Halk Anayasa değişikliklerine yıllara sâri olarak ilgisiz kalmış, bu değişikliklerin kendi lehine olmadığına kani olmaya başlamış ve kabul oranları tedricî olarak düşmüş. Son halk oylamasının kıl payıyla geçtiğini de hatırlatırım ki 2 milyon mühürsüz oy tartışmaları hâlâ milletin hafızasındadır.
İşte, tam bu arada bir hususu dikkatlerinize sunmak istiyorum değerli milletvekilleri: Birkaç ay önce yine Anayasa tartışmalarının yoğunlaştığı bir zamanda saray kadısı Mehmet Uçum kendinden menkul bazı tanımlamalarla yine diyalektiğin dibini sıyırmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Toparlayacağım efendim.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Çok teşekkür ederim.
Uzun uzun yazdığı bir değerlendirmede -özetle- "Halka rağmen yeni Anayasa olmaz ve Anayasa değişikliği Türkiye Büyük Millet Meclisinde 400 oyla da kabul edilse halkın oyuna sunulması..." diyerek -tırnak içinde- güya, özellikle muhalif toplum kesimlerinin yüreğine su serpmişti. Niye böyle düşünüyorum? Çünkü Anayasa değişiklikleri için yapılan 3 referandum bunun gerekçesi. Son referandumda alavere dalavereyle kıl payı geçen değişiklikler bundan sonraki referandumda yüzde 40 bile alamaz. Saray hukukçusu da buna oynuyor. Güya "400 oyla da geçse halk oyuna sunacağız." diyerek milletin zaten onay vermeyeceği algısına oynayıp, gönülleri eyleyip muhalefeti rehavete sokuyor.
Bakınız, bu Anayasa değişikliği olmaz ama diyelim ki 400 oyla bu Meclisten geçtiyse, işte o gün saray kadısına bile söz düşmeden sarayın sahibi "Seçmenin yüzde 90'ını temsil eden Meclisten görülmemiş bir uzlaşmayla kabul edilen bu değişikliği ciddi maddi ve zaman kaybına neden olacak bir referanduma götürmeye gerek yok." diyerek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - ...yeni bir atı alan Üsküdar'ı geçti konuşması yapacaktır ki muhalefet buna müsaade etmeyecektir.
En önemli konulardan bir tanesi de depremdir, bu depremle ilgili de başka bir zaman değerlendirme yapacağım.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.