GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Açıklanan şubat ayı açlık ve yoksulluk sınırına, Oxford Üniversitesi Refah Araştırma Merkezinin yaptığı mutluluk sıralamasında Türkiye'nin yerine, adalete olan güvene, belediyelerin borçlarına ve vatandaşın seçimle ilgili talebine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:19.02.2025

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün 19 Şubat 2025. Şubat ayında 4 kişilik bir memur ailesinin geçinebilmek için sahip olması gereken standartlar bilimsel olarak hesaplandı ve açıklandı. Buna göre yalnızca gıda harcamalarından oluşan açlık sınırı 31.495 TL olarak hesap edildi. Yani 4 kişilik bir memur ailesi yalnızca aç kalmamak için gıda harcaması yaparsa ayda 31.495 TL'ye ihtiyacı var, bunun altı "açlık sınırı" olarak tanımlanıyor. Peki, bu gıdanın yanına diyelim konut, "konut" derken kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık gibi insani, zorunlu ve temel ihtiyaçları da dâhil ederseniz -biz buna "yoksulluk sınırı" diyoruz- 2025 Şubat itibarıyla memlekette 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı da 81.161 TL olarak hesap edildi. Şimdi, bakın, rakamlar bunlar, gerçekler bunlar.

Peki, Türkiye'de an itibarıyla maaşlar ne düzeyde, gelir ne düzeyde, gelir dağılımı adaletsizliğinin durumu ne ve enflasyon ne? Geçen ay yalnızca bir aylık enflasyon yüzde 5,03 olarak açıklandı, bir aylık enflasyon. Siz yıl sonunda yüzde 24 enflasyon hedefi koyuyorsunuz ama ocak ayı enflasyonu, bir aylık enflasyon yüzde 5 çıkıyor ve siz, bu yalanları söylemeye devam ediyorsunuz. Peki, bu bir aylık enflasyon toplamda memurun, işçinin, emeklinin maaşlarından ne kadar götürmüş? İşçi ücretlerinden 37,7 milyar TL götürmüş bir ayda yani açlık sınırı 31.495 TL iken 22.000 liraya mahkûm ettiğiniz 8 milyon asgari ücretlinin toplam maaşının 37,7 milyar lirası bir ayda elden gitmiş. Memurlardan giden 17,7 milyar TL; hele emeklilerin, emekli büyüklerimizin ceplerinden bir ayda 14,3 milyar TL'yi almışsınız. Kaç paraya geçinecekti emekliler? Emeklilerin dörtte 1'i en düşük emekli aylığını alıyor ve onlar 14 bin 464 TL alıyorlar yani açlık sınırının yarısını bile alamıyorlar ve onların cebinden de bir ayda 14 milyar TL parayı alıyorsunuz.

Şimdi, bakalım, mutluluk sıralamasını Oxford Üniversitesi Refah Araştırma Merkezi hesap etmiş; Türkiye dünyada 98'inci arkadaşlar, 30 yaş altındaki gençlerin sıralamasında dünyada 101'inciyiz; 60 yaş üzeri biraz daha iyi durumda, onlarda da 92'nciyiz. Size sürpriz olmayan bir şey söyleyeyim: Dünyanın en büyük iktisadi krizini yaşayan Arjantinliler, savaş hâlindeki Ruslar ve Ukraynalılar bizden daha mutlular. Türkiye'yi getirdiğiniz tablo budur; mavi hikâyeler, pembe hikâyeler anlatmaktan vazgeçin.

Kamu Denetçiliği Kurumuna Başdenetçi olarak atadığınız kişi bu Kuruma yapılan başvuruları kendisi istatistiki olarak hesap etmiş, şikâyet başvurularının yüzde 18,68'inin Adalet Bakanlığına geldiği saptanmış. Arkadaşlar, bu konuda da son bir istatistik var. "Adalete güveniyor musunuz?" diye soruyorsunuz, 85 milyon vatandaşın ortalamasını söylüyorum: "Evet, güveniyorum." diyen insanlar yüzde 19,2; "Fikrim yok." diyenler yüzde 10,3; "Hayır, güvenmiyorum." diyen vatandaşın oranı yüzde 70,5. Yani bugün AKP'ye oy veren, geçmişte AKP'ye, MHP'ye oy veren vatandaşların da önemli bir bölümü artık adalete güvenilemez noktada olunduğunun farkında ve bunu açıkça da beyan ediyor.

Son tabloyu da Ayşe Barım'da gördük. On iki yıl evvelki Gezi meselesinden bir kadını tutukladınız, "kültürel hegemonya" lafları altında tutukladınız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - ...sonra bir hâkim çıktı, dedi ki: "Tutukluluğu gerektiren bir durum yoktur, ben tahliye kararı veriyorum." Savcılık acele yeni bir yakalama kararı çıkardı, bir üst merciye şikâyet etti, başvurdu; tutukluluğa devam kararı çıktı ve bugün, dakika bir gol bir, HSK tahliye kararı veren hâkim hakkında jet hızıyla soruşturma kararı verdi. Biz dünya kadar skandalı önlerine koyuyoruz; gidiyoruz yazın ortasında, kışın ortasında HSK önünde basın açıklaması yapıyoruz, beyefendiler kör ve sağırı oynuyorlar ama bir hâkim Ayşe Barım'a tahliye kararı verince dakikasında soruşturma açıyorlar, belediye başkanlarımız konuşma yaparsa daha kürsüden inmeden jet hızıyla soruşturma yapıyorlar ve böylece adaletinize güvensizliği kendi saflarınızda da perçinlemiş oluyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Son sözüm şu: Bu memleketin Cumhurbaşkanı "Silkeleyin, bu borcu olan belediyeleri silkeleyin." diyor. Bakın, ben size bir rakam vereyim: Hazine ve Maliye Bakanlığı yeni açıkladı, 2024 yılı belediyelerin toplam Hazine borçları 10,1 milyar TL, bunun 4,4 milyar TL'si AKP yönetimindeki 8 belediyeye ait. Bizim belediyelerimizin de borçları var ama tabii sizden daha yeni aldığımız Balıkesir, Bursa, Denizli, Manisa -büyükşehirler- Afyon, Kastamonu, Kırıkkale, Kütahya, Adıyaman, Kilis -çok sayarım da bunlarla yetineyim- boğazına kadar borçla devralındı, bunlar sizin borçlarınızdır; bir de üzerine inanılmaz faizler yüklüyorsunuz, sonra "Bu, sizin borcunuz." diyorsunuz, "Silkeleyin." diyorsunuz. Ben rakam vereyim size: Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin 1 milyar 871 milyon lira borcu varmış, hiç silkelemeye gittiniz mi? Samsun Büyükşehir Belediyesinin 1 milyar 199 milyon lira borcu var, silkeleme için bir çaba içine girdiniz mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bu kadar büyük partizanlık, bu kadar açık yan tutma, bu kadar açık vatandaşı bölme, parçalama bir başka duyguya getirdi vatandaşı. Soruyorsunuz -son anket de budur- "Erken seçim istiyor musunuz?" diye, vatandaşın yüzde 68'i "Erken seçim istiyorum." diyor. Ne Meclis Başkanının Japonya'dan ne de Elitaş'ın -bilmiyorum hangi bürodan- yaptığı "Erken seçim yoktur, 2027'den evvel de gerek yoktur." tartışmasının vatandaşın nezdinde bir kıymetiharbiyesi yoktur. Vatandaş yoksulluğun, adaletsizliğin, demokrasisizliğin farkında ve vatandaş diyor ki: "Yeter artık, getirin sandığı!" O sandık gelecek, tarihe gömülecekler de gömülecek.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)