GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 24/4/2013 TARİHLİ 96'NCI BİRLEŞİMDE KIRIKKALE MİLLETVEKİLİ RAMAZAN CAN'IN CHP GRUP ÖNERİSİ ÜZERİNDE KONUŞMASINDAKİ BAZI İFADELERE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:25.04.2013

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, özellikle dün, Sayın Ramazan Can, konuşmasında, basın toplantılarıyla ilgili bir hususa temas ederken "Sayın Özcan Yeniçeri, temmuz ayına kadar bu saati, bu toplantı salonunu tamamen kendisine tahsis etmiş vaziyette." gibi bir ifade kullanmıştır. Doğrudur.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ya, bu kadar abartma her şeyi.

ÖZCAN YENİÇERİ (Kırıkkale) - Bir milletvekilinin görevi odur. Bir milletvekili, her gün, meydana gelen, ülkeyi, toplumu sarsan sorunlar konusunda görüş ve düşünce ifade etmiyorsa o milletvekili zaten milletvekilliğini yapmıyor demektir. Bir milletvekili eğer yasa tasarısı, teklifi sunmuyorsa, bir milletvekili kürsüden gelip görüşlerini ifade etmiyorsa, bir milletvekili soru önergesi vererek iktidarı veya yapılanları sorgulamıyorsa o zaten milletvekili değildir. Yani, milletvekilinin saat 11.30'da gidip de "Ben bu saatte basın toplantısı yapmak istiyorum." demesi milletvekilliğinin en temel özgürlüğüdür, en temel hakkıdır, yapması gereken bir şeydir. İnsanı insan olduğu için suçlamak ya da onun yanlış yaptığını ifade etmek mümkün mü? Niye kapatmış olayım! Sayın Ramazan Can 11.30'la 12.00 arasında görüşmek istiyorsa o saat ona açıktır, istediği kadar görüşebilir, gelsin, basın toplantısı yapabilir. Ben oraya gidiyorum önceden, eğer sabah konulacaksa sabahleyin o saatte basın toplantısı yapmak istiyorum. Bundan daha doğal ne olabilir? Siz de gelin, benden on dakika önce gelirseniz siz alırsınız o basın toplantısı saatini.

Şimdi, tepeden tırnağa, yapılan konuşmalar, ortaya konan görüşler, nereden bakarsanız bakın ipe sapa gelir görüşler değil.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Kime göre?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Yani, bu, akla, mantığa, bilime, şerefe, namusa, haysiyete göre böyledir. Çok açık söylüyorum. Bu ülkede savaş olduğunu çıkın açıklayın. Savaş mı var da barış istiyorsunuz? Ne savaşı! PKK terör örgütünün tek yanlı saldırısı var. Aklınızı başınıza devşirin.

Yani, burada...

MUHAMMED MURTAZA YETİŞ (Adıyaman) - Özcan Bey, yavaş?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Hayır, arkadaşlar şunu söylemek istiyorum: Çıkıyorsunuz diyorsunuz ki...

MUHAMMED MURTAZA YETİŞ (Adıyaman) - Özcan Bey, sakin?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Benim üslubum böyle, yani kimseyi muhatap etmiyorum.

Ama şunu söyleyeyim: Şimdi, tek taraflı olarak, alçak ve cani örgüt milletin barışına ve huzuruna musallat olmuş ve bu milleti rahatsız edecek kitle katliamları gerçekleştirmekte, yollar kesmekteydi. Şimdi bundan vazgeçmişse kendi bileceği bir iştir. Bu terör eşkıyalarını sınırın dışına elini kolunu sallayarak çıkartmak suçtur.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, bu neyin düzeltmesi dört dakika?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Neyi düzeltiyor?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Kim bunu yaparsa yapsın suç işleyecektir. Bunların yapacağı şey, devletin adaletine, milletin merhametine sığınmaktır.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Neyi düzeltiyor bu? Sayın Başkanım, tutanak düzeltmiyor.

BAŞKAN - Sayın Yeniçeri, biraz sakin olunuz lütfen.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bunun başka yolu yoktur.

BAŞKAN - Sakin olunuz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Tutanakla ilgili konuş.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Sesini değil sözünü yükselt, sözünü!

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Üçüncü bir yol da burada yoktur. Şunu kesinlikle söylemek gerekir ki ortada olmayan?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hocam, tutanakla ilgili konuş.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Tutanakları söyledim ama tutanaklarla ilgili olarak isteyen kişi, istediği zaman, istediği saatte, bir milletvekili gider orada basın toplantısı yapar. Ben de yapıyorum, bu benim en temel hakkımdır ve ben bunu yapmak zorundayım. Beni buraya bunun için bu millet seçti ve gönderdi. Ben burada süs bitkisi değilim. Ben orada sıralarda oturup da el indir-el kaldır yapacak bir şeyi kendime görevini yapmış olarak kabul edemem. Dolayısıyla da ben bunu yapıyorum. Bunu da her yanda?

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Milletvekilinin asli görevini, yasama  gibi bir şeyi niye karıştırıyorsun ya! Asli görevidir milletvekilinin.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Siz ise iktidar olarak elden gelen bütün yolları kullanarak, önünüze gelen her türlü yolu muhalefeti susturmakta kullanıyorsunuz.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Neyi susturuyoruz? Bak dört dakikadan beri konuşuyorsunuz.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - İşte televizyon yayınları ortada, işte gazeteler ortada, işte basın ortada, işte basın ve ifade özgürlüğü ortada.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hocam, akşama kadar konuşuyorsun sen ya.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Beni durduramazsınız, beni susturamazsınız, sizin iktidarınızın da gücü yetmez, Başbakanınızın da gücü yetmez.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Kimse susturmuyor seni.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Ben özgür iradeli bir adamım ve ben milletten aldım bu yetkiyi.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Biz nereden aldık?

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Size düşen görev, sizin de aynı şekilde kendinizi ifade etmenizdir, başkasını susturmak değil. (MHP sıralarından alkışlar)