GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DANIŞMA KURULUNUN, GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA YER ALAN 436 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN BU KISMIN 3'ÜNCÜ SIRASINA ALINMASINA VE DİĞER İŞLERİN SIRASININ BUNA GÖRE TESELSÜL ETTİRİLMESİNE; GENEL KURULUN 25 NİSAN 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE 436 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN GÖRÜŞMELERİNİN TAMAMLANMASINA KADAR ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRMESİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:25.04.2013

SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında 4 siyasi partinin ortak bir önergesi?

Şimdi, bizim böyle bir konuşma talebimiz yoktu ama buraya çıkan sayın hatip yani sürekli, bilinen ezberini tekrarlıyor.

Şimdi, bakın, bugün önemli bir süreçten geçiyoruz. Bugün ülkenin? Yani burada çatışanlar ülke sınırının dışına çıkıyor ve silahlar susuyor, yeniden geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Yahu, neyi yeniden kuracağız kardeşim, eskimizde ne hata var?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Dünyanın dört bir tarafında herkesin gözü Kandil'deyken? Ama bunlar hani tek parti dönemindeki anlayışlarını ve iktidarlarını sürdürmek adına? Bu saltanatları yıkıyor. Onun içindir, birkaç gündür sizin birçok üyeniz grubumuza saldırarak, Kürtlere saldırarak ve bu süreci sabote etmeye çalışıyorsunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Yahu kimse saldırmıyor. Kimse sana saldırmıyor.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, ben size cevap olarak söylemiyorum. Diyarbakır'daki o gün, 21 Martı biz gerçekten ülkemiz adına yeni bir milat olarak gördüğümüzü birkaç kez burada seslendirdik.

Orada ne söyleniyor? Bakın, bütün halkların kardeşliğinden bahseden o metinden, siz çıktınız, sadece iki cümleyi getirdiniz, gerisini görmediniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Esas özü o.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, ne diyor? Binlerce yıllık büyük medeniyeti farklı ırklarla, dinlerle, mezheplerle kardeşçe, dostça birlikte yaşayan, birlikte inşa eden Kürtler için Dicle ile Fırat, Sakarya ve Meriç'in kardeşliğinden bahsediyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Munzur ne oluyor? Munzur ne oluyor?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Ağrı ve Cudi Dağı'nın Kaçkar, Erciyes Dağı'nın kardeşliğinden bahsediyor ve artık ne diyor? "Bugün artık yeni bir Türkiye, yeni bir Orta Doğu'ya, yeni bir geleceğe uyanıyoruz. Artık silahlar sussun, geleceğimizi birlikte inşa edelim." diyor. "Silahlı direniş sürecinden demokratik siyaset sürecine doğru gidiyoruz." Siz Türkçeyi bilmiyor musunuz?

KAMER GENÇ (Tunceli) - Türkçeyi senin öğrenmen gerekiyor.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Silahlar susacaksa niye rahatsız oluyorsunuz bundan? Neden rahatsız oluyorsunuz? Çünkü silahtır sizi ayakta tutan. Çünkü sizi ayakta tutan ret ve inkâr politikalarıdır.

Sizin, hele hele Dersim milletvekillerinin çıkıp bize söz söylemeye hakları yoktur. Sizin atalarınızın nasıl kılıçtan geçtiğini, sizin atalarınızın ve bu partinin mimarı olduğunu siz de biliyorsunuz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Bunlar celladına gülümsüyor.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Evet, doğrudur, doğrudur?

Şimdi, bunlar olurken hepinizin bu sürece destek sunması gerekirken çıkıp süreci tetiklemek, süreç adına "Efendim nereye gidiyoruz?" Nereye gidiyoruz? Demokratik bir cumhuriyete gidiyoruz. Nereye gidiyoruz? Özgür bir ülkeye doğru gidiyoruz. Herkesin kendi kimliğiyle kendisini özgürce ifade edebileceği, demokratik bir cumhuriyette buluşacak bütün halklar, bütün inançlar kendisini özgürce ifade edecek ve siz, o günkü açıklamaya ne diyorsunuz? "Efendim, Aleviler yok." Bakın, o "Aleviler yok." dediğiniz ve o siyaset üzerinden hesap yapmaya çalıştığınız, en çok Aleviler için, bedenini ölüme yatıran bir gelenekten geliyorlar onlar ve hâlâ yüzlerce Alevi genç, o süreç içerisinde, Alevilerin özgürlüğü için mücadele ediyorlar ama siz ne yapıyorsunuz?

RAMİS TOPAL (Amasya) - Sen kendi adına konuş Sırrı Bey, Aleviler adına konuşma.

SIRRI SAKIK (Devamla) - "Nevroz" için sesler yükseldiğinde, "Nevroz" için milyonlarca insan o sokaklarda, alanlarda barışı ve özgürlüğü alkışladığında siz ne yaptınız? Getirip, sizin vekiliniz, burada Türk Bayrağı'nı asıyordu. Nereye? Nereyi işgal ediyorsunuz? Gidip genel merkezine, genel merkezin kocaman duvarlarına kocaman bayraklar asarak bu ülkede barışı sağlayamazsınız ve o bayraklarla siyaset yaparak, hele hele üniversitelerde? Bakın, bu üniversiteleri çıkıp burada bugün konuşan arkadaşımız, üniversitelerde bir grup gencin elinde bayraklar ve o bayrakların sopalarıyla, barış ve demokrasi isteyenlere o sopalarla işkence ediliyor, zulüm ediliyor. Bu değerler eğer ortak değerlerse bunları bir saldırı aracı olmaktan çıkarınız. Bir taraftan bayrak, bir taraftan İstiklal Marşı, bir taraftan, efendim, tekbir sesleriyle muhalifleri susturmaya çalışmak? Süreci gerçekten baltalamaya çalışıyorsunuz.

Türkiye ilk kez önemli bir süreçte buluşuyor. Bakın, Türkiye toplumunun büyük bir kısmı bu barış sürecini destekliyor. Sağ olsun medyamız, belli kanallar? Bakın, kapalı toplantılarda binlerce insan gidip akil insanlarla oturup konuşuyorlar. Bu yansımıyor ama 3-5 kişi dışarıda, ellerinde bayraklarla oranın huzurunu, ülkenin huzurunu bozmaya çalışıyorlarsa onları akşam, medya ekranlara yansıtıyor ve siz de buradan?

Bakın, geçen gün buradan söyledim ama sizin arkadaşlarınız buna tepki gösterdiler. Ben Cumhuriyet Halk Partisinin böyle bir parti olduğunu düşünmüyorum çünkü bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi de yer almalıdır. En zor günde Kürt sorunundan korkup kaçanlar? O dönem SHP bu konuda rapor hazırladı. Şimdi, dönün 1989'un ruhuna, o devrimci ruha, o farklılıkları hayata geçiren SHP'nin ruhuna sahip çıkın yoksa burada? Birkaç gündür bütün konuşmalara tanıklık ediyoruz, sabrın da bir tahammülü vardır. Sürekli bir kesime hakaret etmek, sürekli süreci baltalamak ve hele hele marjinal gruplara hitap etmek, bunlarla yeniden siyaseti dizayn etmek, kimsenin bu süreçte bundan bir şey kazanma şansı yoktur. Allah aşkına, hep de söylüyorum ve altını da çizerek söylüyorum: Son altı aydır bu coğrafyada ölüm yok. Rahatsız mısınız arkadaşlar?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Rahatsız olanlar var.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Gerillası ölmüyor, askeri ölmüyor, polisi ölmüyor. Kim rahatsız bundan? Evet, bu sürecin karşısında duruş sergileyenler rahatsızdır.

Bakın, bütün dünyanın gözü bugün Kandil'de. Silahlar susacak, yeniden geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz. Kim rahatsız?

OKTAY VURAL (İzmir) - Ne birlikte ya! PKK terör örgütüyle birlikte olacak neyimiz var ya!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Sizler rahatsızsınız. Evet, sürekli bunları söylemek kolaydır. Bakın, biz bu barışı sağlayacağız, sizlere rağmen sağlayacağız. Bu ülkede barış lobisi savaş lobisinden daha güçlüdür çünkü vicdan sahibidir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Savaş lobisinin baronları sizsiniz be!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Savaş çığırtkanlığı yapanlar şunu?

OKTAY VURAL (İzmir) - Mayınların, silahların baronları, uyuşturucu tacirleri, çocukları öldürenler?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Artık bizim sırtımızdan hamasi nutuklar atarak savaşı tetiklemeyin.

OKTAY VURAL (İzmir) - Uyuşturucu ticareti yapanlar, insan ticareti yapanlar?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Gücünüz yetiyorsa çocuklarınızı alın gidin savaşın. Başkasının çocukları üzerinden siyaset yapmayın.

OKTAY VURAL (İzmir) - Bırakın silahları, bırakın!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bu çocuklar bizim geleceğimiz. Anadolu'daki bütün çocuklar, Kürt ve Türk çocukları, hepsi bizim geleceğimiz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Geleceği beraber planlayacaksınız öyle mi, silah karşılığında?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Atalarımız bize özgür bir ülke bırakmadı. Yani keşke 1921'lerin? Hani bugün dönüp dolaşıyoruz, yeni bir anayasa, yeni bir toplumsal sözleşmeden bahsediyoruz ve düşünün, doksan üç yılı geride bıraktık, hâlen 1920'lerin Anayasası'nı arıyoruz. Eğer 1920'lerdeki Anayasa hayat bulmuş olsaydı, bugün bunları konuşmayacaktık. Eğer gerçekten bugünkü barış süreci hayat bulursa yarın bunları konuşmuyor olacağız. Bir şehit annesinin "Keşke altı ay önce olsaydı, çocuklarımız ölmeseydi, oğlum ölmeseydi." sözü size hiçbir şey hatırlatmıyor mu?

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - PKK olmasaydı hiçbiri ölmezdi.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Biraz kendinizi o annelerin, o babaların yerine koyun. Yani dün hata yaptık, dün siyaset dünyası bu noktada gerekeni yapmadı, halka sözleri vardı, halka taahhütleri vardı, "Sorunları çözeceğim." diyordu ama yapmadı. İlk kez bir siyasal iktidar çıkıp halka taahhüt ettiği şeyleri yerine getirmeye çalışıyorsa?

OKTAY VURAL (İzmir) - Ne taahhüt etti, söyle bakalım. Taahhütleri bir açıklayın.

SIRRI SAKIK (Devamla) - ?ve bu konuda adım atıyorsa neden bu konuda rahatsızlık duyuluyor Allah aşkına, söyler misiniz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Taahhütleri bir açıklayın bakalım.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Ve bugün hepimizin burada aslında dört siyasi partinin de?

OKTAY VURAL (İzmir) - Taahhütleri bir açıklayın. Ne taahhüt etti size?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Eğer gerçekten ülkede vatanseverlik ve yurtseverlik esassa, eğer kardeşlik esassa bugün aslında hepimiz önemli bir günü? Aradan doksan üç yıl geçiyor, yeniden bir cumhuriyet yaratacağız, demokratik bir cumhuriyetin adımları atılıyor, bunlar için bugün bir açıklama yapılacak ama tam tersi biz barışın dilini değil, savaşın dilini kullanıyoruz. Birbirimizi ötekileştirmeye, birbirimize saldırmaya çalışıyoruz. Bunlar geçmişte yaşandı, bunların hiçbiri bu ülkeye ne barışı getirdi ne kardeşliği getirdi.

OKTAY VURAL (İzmir) - Türk milletine saldıran sizsiniz.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Belli marjinal gruplar evet, iktidarlara ortak da oldular, koltukları da oldu ama artık deniz bitti. Halk gerçekten? Kürtler diyor ki: "?" (x) "Ev sahibi ve hırsız artık birbirini tanıyor." Barışseverler kazanacak.

Hepinize teşekkürler. (BDP sıralarından alkışlar)



(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.