Konu: | Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 59 |
Tarih: | 19.02.2025 |
ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Batman) - Teşekkürler Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli halklarımız; barışı ve demokratik bir cumhuriyeti her koşulda savunan, bu uğurda sözünü esirgemeyen, bedel ödeyen, alın teri döken herkesi saygıyla selamlıyorum.
21 Şubat Dünya Ana Dili Günü'nde bile kendi ana dilinde bir selamlamaya bile tahammül edemeyen bir anlayışı şiddetle kınıyorum. İktidar sıralarında onlarca Kürt vekil oturmasına rağmen sadece Kürtçe konuştuğumuz zaman eğer mikrofon kapatılıyorsa o iktidar sırasında oturan bu Kürt vekillerin ayıbıdır, utancıdır diyorum ve diline sahip çıkan tüm halkların Dünya Ana Dili Günü'nü buradan kutluyorum.
Bugün, yine bir iktidar klasiğiyle karşı karşıyayız. Halkın yıkıcı sorunlarını es geçen, toplumun gerçek ihtiyaçlarını görmezden gelen, çözülmüş gibi sunulsa da aslında sorunları büyüten bir düzenlemeyi görüşüyoruz. Sofrasına ekmek koyamayan, faturasını ödeyemeyen, iş aramaktan umudunu kesmiş insanları duymuyorsunuz bile. Buradan defalarca söyledik, yine söylüyoruz: Sizin derdiniz halk değil, yandaşlarınız. Halkın iradesini gasbetmekle yetinmiyorsunuz, onun alın terini de ekmeğini de yandaşlarınıza peşkeş çekiyorsunuz. Atadığınız kayyumlar sizin ve düzeninizin taşeronları gibi çalışıyorlar. Bakın, sadece Batman'da 4 Kasımdan bu yana 112 emekçi haksız, hukuksuz bir şekilde işlerinden atıldılar. Dün, o işçiler bu Meclisteydi, Meclisteki diğer siyasi partileri tek tek dolaştılar ve onlara yaşadıkları bu zulmü, karşı karşıya kaldıkları adaletsizliği anlattılar. Tabii, iktidara gidemediler çünkü bunu yapan iktidar sırasında oturan ve halkın ekmeğine göz diken sizlerdiniz. Oysaki ilk önce kapısı çalınması gereken sizdiniz çünkü bu ülkeyi yönetenler sizsiniz, sorunlara çare bulacak olan da yine sizlerdiniz ama maalesef siz sorun çözmeyi bilmiyor, aksine, sorunları büyütüyorsunuz.
Öyle ki -işten çıkartılan emekçileri şöyle söyleyelim- her yeni yılın ilk gününden bu yana her hafta cuma hutbesinden sonra Batman Belediyesindeki kayyım işçileri çıkartıyor yani mübarek cuma gününde bile her cuma hutbesinden sonra işçiler çıkartılıyor. Artık her cumadan sonra işçiler nasıl işten çıkartılacaklarının hesabını yapıyorlar ve maalesef siz cuma gününü artık bir dua olmaktan çıkardınız ve halkın gözyaşı olmaya devam ediyorsunuz. Maalesef bu, bir keyfî uygulamadır. Düşünebiliyor musunuz, insanları ekmeğinden ediyorsunuz ve işten çıkardıktan sonra kendilerine haber vermiyorsunuz. Daha önce de bu Meclis kürsüsünden söyledim: On gün boyunca bile, işten çıkartılan işçiler, belediyede hukuksuz bir şekilde çalıştırıldılar. Biz bu Meclis kürsüsünden onların işten çıkartıldıklarını ve kendilerine on gün sonra söylendiğini söyledikten sonra kayyım ne yaptı? Onların hesabına o çalışmadıkları on günün parasını yatırdı yani orada bir usulsüzlüğe daha imza attı. Hem işten çıkartmış, sigortasını yatırmamış, usulsüz bir şekilde en altından da para yatırmış yani kayyımların yaptığı usulsüzlükleri burada anlatmakla bitiremeyiz.
Bir de -yetmedi- disiplin kurulu hiç toplanmadığı hâlde, sanki disiplin kurulu toplanmış gibi tutanak tuttular ve sendika temsilcilerinin adına orada şerh yazıp imza attılar yani gerçekten usulsüzlüklerinin haddi hesabı yok.
Şöyle söyleyeyim: Biz bundan bir hafta önce -yani birkaç gün önce- Zeki Vekilimizle birlikte Antep'teydik. Başpınar'da o fabrikaların önünde soğuğa rağmen, baskıya, tehdide rağmen onuru için, insanca bir yaşam için direnen işçilerin yanındaydık. Orada işçileri dinlerken gerçekten iktidar adına utandık çünkü birçok fabrikanın önünde direniş olmasına rağmen Gaziantep Milletvekili İrfan Çelikaslan'ın fabrikasının önünde koruma orduları, polis yığınakları vardı yani diğer fabrikaların önünde de eylem var ama nedense İrfan Bey'in ailesinin fabrikasının önünde daha çok koruma vardı. Biz oraya gidip bunu teşhir edeceğimizi söyledikten sonra işçilere saldırdılar, orada çadır kurmuşlardı ve o çadırların hepsini toplattılar. Üstüne -yetmedi- kendi haklarını talep eden bu işçilerin Sendika Başkanı olan Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen de tutuklandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Yani bu emekçiler sadece kendi hakları olanı istiyorlar. Yüzde 30'luk bir zam yapılmış, bu yüzde 30'luk zamla 25.400 lira gibi bir para alacaklar. Ya, Antep gibi bir şehirde, kiraların 15 bin, 16 bin olduğu bir yerde siz alacakları bu parayla nasıl yetineceklerini söylüyorsunuz ki bu işçiler pazar günü de çalışmaya zorlanıyorlar, eğer gelmezlerse erzak yardımlarını kesiyorlar. Ya, bu kadar acımasız olmak zorunda değilsiniz. Bu işçiler haklarıyla, emekleriyle orada çalışıyorlar ama siz onların hakkını gasbetmekten geri durmuyorsunuz. Gerçekten, bu sıralarda oturan tüm iktidar vekillerine sesleniyorum: Biraz vicdan, biraz vicdan, biraz vicdan diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)