GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hocalı katliamına, 27 Şubat 2020'de Suriye'nin İdlib kentinde şehit olan 34 askere, Merkez Bankasının 14-21 Şubat arası gerçekleştirdiği döviz satışına, Kartalkaya yangınıyla ilgili kurulan Meclis araştırması komisyonunun bugünkü toplantısına ve Genel Kurulda dün yapılan oylamaya ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:61
Tarih:26.02.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Hocalı'da otuz iki yıl önce, 25 Şubat 1992 gecesi Ermenilerin gerçekleştirdiği baskında 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 Azerbaycan Türkü hunharca katledildi; hepsini rahmetle, minnetle anıyorum ve acıları acımızdır diyorum.

Öte yandan, beş yıl önce, 27 Şubat 2020'de Suriye'nin İdlib kentinde alçakça bir hava saldırısı sonucunda şehit olan 34 kahraman askerimizi de yine rahmetle yâd ediyorum.

Değerli arkadaşlar, 14 Şubat ile 21 Şubat arası Merkez Bankası tam 9,4 milyar dolarlık bir döviz satışı gerçekleştirmiş. Yine rakamlara baktığımızda, son bir hafta içerisinde 5,8 milyar dolarlık bir döviz satışı gerçekleşmiş. Tabii, Merkez Bankasının bu dövizi niye sattığına baktığımızda enteresan tesadüflerle karşılaşıyoruz. 13 Şubatta TÜSİAD'ın yaptığı bir açıklama var, 19 Şubatta yine TÜSİAD yöneticilerin ifade verdiğini görüyoruz. Yine, kamuoyunda ortaya çıkan bazı gerçekler şunlar ki TÜSİAD'ın yapmış olduğu açıklamanın hemen ardından iktidar cephesinden gelen birtakım sert değerlendirmeler ve TÜSİAD'a yönelik açıklamalar kamuoyunda bir kaygı oluşturdu, bir endişe oluşturdu, bu da ister istemez bir gerginliğe ve döviz talebine sebep oldu. Tabiatıyla, baktığımızda 10 milyar dolarlık bir döviz satışının gerçekleştiğini ve bugün brüt rezervimizin 173 milyar dolardan 170 milyar dolara düştüğünü görüyoruz. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda önemli bir ekonomik kayıp, rezervlerden satış gerçekleşiyor, toplumda gereksiz bir gerginlik ortaya çıkıyor fakat ortada Maliye Bakanı yok. Yani bütün bunlar yaşanırken, bir gereksiz spekülasyon, gereksiz tartışma, TÜSİAD'ın yaptığı açıklamalar üzerinden iktidarın yaptığı değerlendirmeler var ama Maliye Bakanının bir açıklaması, bir izahatı yok ve tüm bunlar maalesef iktidara gelirken AKP'nin verdiği sözlerle de çelişiyor. O yılları iyi bilen birisi olarak söylüyorum "Demokrasinin kurum ve kurallarını işleteceğiz. Bir hukuk devleti tesis edeceğiz, şeffaf ve denetlenebilen bir devlet anlayışını getireceğiz. Sivil toplum örgütleri güçlendirilecek ve ülkenin, devletin yönetimine katkı sağlayacaklar." dendi ama bunlar gerçekleşmediği gibi, aynı zamanda konuşanların üzerine bir karabasan gibi çöken bir iktidar anlayışına Türkiye tanık oldu. Bu itibarla bunlardan vazgeçilmesi, demokrasinin yeniden tesis edilmesi, bir hukuk devleti kimliğine bu ülkenin yeniden kavuşabilmesi gerçekten önemlidir. Bu olmadığı takdirde her gün irtifa kaybeden ekonomi, yine geçtiğimiz günlerde olduğu gibi zarar görmeye, darbe almaya devam edecektir diyorum.

Yanımda çok değerli arkadaşım var, Rıdvan Uz, Çanakkale Milletvekilimiz. Şu anda çalışmakta olduğu komisyonu terk etti, buraya geldi. Rıdvan Bey Kartalkaya yangınıyla ilgili devam eden komisyonda görevli. Sordum kendisine "Komisyon çalışmaları nasıl?" diye, dedi ki: "22 milletvekilinin olması gerekiyor, bunlardan 13'ü AK PARTİ milletvekili ve bu 13 milletvekilinden sadece 5'i Komisyona gelmiş. Bizim bütün ısrarlarımıza rağmen, Kültür ve Turizm Bakanı buraya gelmeli, sorularımıza cevap vermeli taleplerimize ve ısrarlarımıza rağmen iktidar cephesinden gelen net itirazlarla Kültür ve Turizm Bakanı Komisyona gelmedi." Bakın, bu Parlamento çatısı altında grubu bulunan bütün partilerin Grup Başkan Vekilleri geçtiğimiz haftalarda konuşma yaptılar. Defalarca soru önergeleri verdik, bu ülkede korkunç bir felaket yaşanmış, bu felaketin sorumluları kimler, ihmali olanlar kimler? Partim adına yaptığım konuşmada pek çok bilgi ve belgeyi kamuoyuyla paylaştım. Bugüne gelmeden önce onlarca soru önergesi verdik Kültür ve Turizm Bakanına. Kişisel problemlerinden bahsettik, devletten kendi şirketlerine tahsis ettiği arazilerden, yine, devletin birtakım ünitelerini bacanağını vermesinden tutun da yangının olduğu sabah -yangını 03.40'ta haber almasına rağmen- Marriott Hotel'e gidip orada keyif yapmasına varıncaya kadar hepsinin tek tek hesabını sorduk, cevap yok; soru önergelerine cevap yok, Mecliste yaptığımız konuşmalara cevap yok, yaptığımız eleştirilere cevap yok. İşte, arkadaşımız burada, Komisyonu terk etti, geldi. Allah aşkına, biz bu ülkede böyle mi soruşturma yapacağız? Bu Parlamentonun yasama ve denetleme faaliyetini böyle mi güçlendireceğiz? Millete böyle mi söz verdik biz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, lütfen tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Buradan açıkça çağrı yapıyorum, Sayın Başkan, sizden de özellikle istirhamım var: Sadece Genel Kurulun çalışması yetmez, aynı zamanda komisyonların da olması gerektiği gibi çalışması, millet iradesinin tecelligâhı olan bu yüce çatının hakkaniyetli bir şekilde çalışması şart. Sayın Bakan gelmeli, burada tek tek bütün sorulara cevap vermeli; yaşanan bütün o dramın, kaybolan 78 canın arkasında ihmali olanlar kimse bununla ilgili sorulan bütün sorulara tek tek cevap vermeli. Aksi hâlde biz burada maalesef, demokrasinin kurum ve kurallarını işletemeyecek ve saraydan gelen talimatları uygulayacak bir makam hâline geleceğiz; bunu ne siz isterseniz ne biz isteriz.

Dün yaşanan manzara da ona keza. Bakın, muhalefet milletvekillerinden 20 kişi bir toplantı yeter sayısı talebinde bulundu, siz de burada Başkanlık yapıyordunuz. İlk yoklamada sayı sağlanamadı, on sekiz dakika ara verildi, on sekiz dakikanın ardından bir kere daha yoklama yapıldı ve 203 kişinin olduğu ortaya çıktı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, lütfen tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Çok haklı bir şekilde, siz de verilen pusulaların imzaları doğru mu, yanlış mı diye tetkik ettiniz. Gördük ki hem parmak iziyle oy veren hem de aynı zamanda imza atan arkadaşlarımız var, bu olmaz; öte yandan, burada olmayan milletvekilleri için atılmış sahte imzalar var, bunlar da olmaz. Meclisin mehabetini artırmak, Meclisin saygınlığını artırmak, milletin bizlere olan itimadını artırabilmek için hepimize düşen sorumluluklar var. Bu itibarla Sayın Başkanım, sizden istirham ediyorum, dün yaşanan tablo bir daha yaşanmasın. Öte yandan, bakanlar ve Komisyonda hesap vermesi gerekenler, gelip bilgi vermesi gerekenler millet iradesinden kaçmasınlar, millete hesabını versinler.

Teşekkür ederim.