GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Ortak Türkmen-Türk Genel Eğitim Okuluna İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:61
Tarih:26.02.2025

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Değerli Başkanım, değerli milletvekillerim; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Türkmenistan Hükûmetiyle ilişkilerimizin güçlendirilmesine yönelik olan bu uluslararası sözleşmeyi Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz de destekliyoruz ancak bugün son gelişmelere baktığımız zaman, AK PARTİ Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'le ilgili söyledikleri cümleler gerçekten yenilir yutulur cümleler değil. Şimdi, AK PARTİ Genel Başkanı burada kutuplaşmadan besleniyor, gerilimi üst düzeye taşıyor. Millî iradeden korkan bir iktidar gerilimle ancak yol alır. Tehdit diliyle siyasette yol alınıyor. Gerilimi tırmandırarak, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini savunan demokrasi anlayışına karşı hukuku hiçe sayarak, baskıyı artırarak tehdit diliyle siyaset yapmaya çalışıyor.

Otoriter yönetimler halk desteğini kaybettiklerinde hukuk dışı yöntemlere başvurur, tehdit ve baskı politikalarıyla iktidarlarını korumaya çalışırlar. Sayın Erdoğan'ın söylemlerindeki sertleşme millî iradeden duyduğu korkunun açıkça bir göstergesidir. (CHP sıralarından alkışlar)

Sandıktan, halkın özgür iradesinden korkan bir iktidar artık meşruiyetini yitirmiş olur, kaybetmiş olur. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir güç halkın iradesinin önünde duramaz. Demokrasi, korku siyasetine hiçbir zaman boyun eğmemiştir.

Sayın Erdoğan Genel Başkanımızı açıkça tehdit etmiştir. Erdoğan'ın Genel Başkanımıza "Ayağını denk al, denk almazsan denk getirmesini biliriz." şeklindeki tehdidi bir mafya jargon dilidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Bir hukuk devletinde mafyanın kullanmış olduğu jargon dilini bir Cumhurbaşkanına yakıştırmıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Devleti yönetmek mafyanın jargonuyla tehdit savurmak değildir. Cumhurbaşkanlığı makamı milletin tamamını temsil eden en üst mevkidir ancak Erdoğan yine gerilimi tırmandırarak tehdit diliyle siyaseti dizayn etmeye kalkıyor. "Ayağını denk al." ne demek? "Denk getirmesini biliriz." ne demek? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefetin liderine mafya usulü gözdağı mı veriyor? Bu ülke hukuk devletidir. Kimse halkın seçtiği bir siyasi partinin genel başkanına kabadayılık yapamaz, burası kabadayılık yeri değil. (CHP sıralarından alkışlar) Muhalefet liderlerine tehdidi savurmak otoriter zihniyetin dışa vurumudur. Korku diliyle, tehditleriyle, mafya ağzıyla Cumhuriyet Halk Partisini, Genel Başkanımız Özgür Özel'i, halkı susturamazsınız. Demokrasiye inanan herkes bu üsluba karşı durmalıdır. Türkiye, Erdoğan'ın tek adam tehdidiyle yönetilecek bir ülke değildir. Muhalefeti susturmaya çalışan bu baskıcı zihniyete karşı halkın iradesini, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Erdoğan şunu unutmasın: Cumhuriyet Halk Partisi Kuvayımilliye geleneğinden geliyor; tehditlere boyun eğmeyeceğiz, var olan gücümüzle Genel Başkanımız Özgür Özel'in yanındayız. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, değerli arkadaşlar, kalan süreyi de son gelen gelişmelerden bir tanesi olan şununla değerlendirmek isterim: Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi daha önce AK PARTİ'deydi. AK PARTİ döneminden 600 milyon kadar bir borç kalmıştı. Yeniden Refah Partisine geçtikten sonra Yeniden Refah Partisindeki aday arkadaşımız da istifa etti, bağımsız oldu. Bağımsız olduktan sonra şu anda DEDAŞ yetkilileri, elektrik borcu nedeniyle "ŞUSKİ" dediğimiz sular idaresinin elektriğini kesti. Elektriğini kesince Şanlıurfalı vatandaşlarımız kesilen yerlerde içme suyuna erişemiyor, içme suyuna erişemediği gibi çocuklar ödevlerini de yapamıyor ve bu bir tehdittir. Bunun üzerine de belediye gitti, DEDAŞ'ın önünü kazdı, o da onu öyle ablukaya aldı. Ya, değerli arkadaşlar, burası çocuk oyuncağı mı, burası güç gösterisi mi? Böyle devlet yönetilir mi? İçişleri Bakanlığı nerede, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nerede? Bunlar niye görevini yapmıyor? Bu ikisinin güç zehirlenmesi nedeniyle, güç kavgası nedeniyle Şanlıurfalılar zarar görüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen tamamlayalım.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Burada iki kurumun sataşması, kavgası nedeniyle Şanlıurfalılar mağdur ve Şanlıurfalıların mağdur olması sebebiyle bir an önce Bakanlıkların devreye girmesini istiyor. Elektrik bir temel insan hakkıdır. Belediye, su ve altyapı hizmetlerinin durdurulması nedeniyle AKP, halkı cezalandırıyor. Şanlıurfalılara buradan sesleniyorum: Sizi cezalandıran AKP iktidarıdır. DEDAŞ aynı zamanda AKP'nin söylediklerini size uyguluyor. Bu zulüm rejimine "Dur!" demek için, bu zulüm rejimini sandıkta yenmek için tüm Şanlıurfalıların Cumhuriyet Halk Partisine destek vermelerini istirham ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Sizi cepte keklik görüyorlar: "Nasıl olsa biz hizmeti de vermesek oy verirler bize." "Artık burada AKP'ye oy moy yok." deyin.

Hepinize saygılar, hürmetler, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)