GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Samsun’un sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:04.03.2025

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün sizlere bahsedeceğim konu Samsun'da önemli bir sorun ama Doğu Karadeniz'den Batı Karadeniz'e kadar bütün bölgeyi etkileyen, ekonomik girdileri itibarıyla tüm Türkiye'nin ekonomisine katkıda bulunan fındıkla ilgili bir sorun.

Fındık, ülkemiz açısından stratejik öneme sahip. Dünyada üretimin yüzde 64'ünü biz gerçekleştiriyoruz, piyasanın regülasyonunun yüzde 70'i Türkiye'de fakat Türkiye'de piyasayı belirleyen ana unsur yabancı bir firma. Bu önemli bir sorun ama başka sorunlar da var. Yedi yıldır fındığa musallat olmuş bir zararlıdan bahsediyoruz, kahverengi kokarca. 2024 yılında bizzat ben araştırma önergesi verdim; ben ve muhalefetten bölge milletvekilleri iktidarı bu kürsüden defalarca uyardık, duyan olmadı. Bu yıl mart ayından sizleri uyarıyoruz. Geçen hasat sezonunda kahverengi kokarca yüzünden rekolte yüzde 20 etkilendi. Ayrıca ürün verimliliğinde, ürün kalitesinde yüzde 40'lık kayıp oluştu. "Geç kaldınız." dedik, "Alınan önlemler yetersiz." dedik, "Mücadele stratejisi başarısız." dedik, "Üreticimizi kaderine terk etmeyin." dedik, "Suçu onlara atmayın." dedik; duymadınız, duymadınız ama üreticimize de kulak asmadınız. Şimdi, yine mücadele ediyormuş gibi yaparak hasat sonu ortaya çıkacak felaket tablosunda sorumluluğu üzerinizden atmanın yolunu arıyorsunuz.

Tablo gerçekten çok vahim. Bu istilacı tür şimdi çok geniş bir coğrafyaya yayıldı, en batıya ulaştı. Artık rakım farkı da tanımıyor, dinlemiyor. Daha endişe verici olan, fındığın ardından başka ürünlere de bulaştı maalesef. Şu anda kavak yetiştiriciliği yapılan alanlarda bu tahribat çok daha belirgin hâle geldi. Bu zararlıyla mücadelede "feromon tuzak" dediniz ama özellikle fındık yetiştiriciliğinde, kavak fidanlığında hiçbir işe yaramadığını bölge üreticileri söylüyor. Bizzat ben kendim müşahede ettim yerinde. Başka ürünlere de bulaştı kahverengi kokarca; mesela çeltik, tarla bitkileri, kök bitkileri ve daha birçok ürün bu zararlının etki alanında. İktidar şu ana kadar sorumluluğunu yerine getirmedi, görevini savsakladı, yıkımı perdelemeye çalıştı. Hatta daha ileri gidip özellikle benim bölgemde "Bu böcekler tarlasına, bahçesine iyi bakmayan, ilaçlamayan çiftçiler yüzünden yayılıyor." diyerek suçu çiftçimize attılar. Oysa tek suçlu bu istilayı görüp de etkin bir mücadele için yol haritası belirlemeyen, bunun için devletin kurumlarını seferber etmeyen, koordinasyonu sağlamayan iktidardır. Tek suçlu, seçilmiş belediye başkanlarıyla, Cumhuriyet Halk Partisiyle, sanatçılarla, gazetecilerle, Mustafa Kemal'in askerleriyle uğraştığının yüzde 1'i kadar kahverengi kokarcayla uğraşmayan iktidardır. (CHP Sıralarından alkışlar)

İktidarın tarımı ne kadar önemsediğini, üreticimize ne kadar değer verdiğini Samsun'dan size başka örneklerle de aktarayım: Kızılırmak ve Yeşilırmak Ovalarının yanında son yıllarda Vezirköprü ve Havza Ovası'yla Türkiye'nin en bereketli ovalarından 4'ünü içeriyor Samsun bölgesi. AKP iş başına geldiğinde Samsun'daki tarım alanlarının toplam büyüklüğü 433 bin hektar iken bugün aynı tarım alanları 375 bin hektara geriledi. Elbette tarım arazileri buhar olup uçmadı; tarım vasfını kaybetti, ranta açıldı ya da üretici emeğinin karşılığını alamaz hâle gelince tarlaya küstü, tarımsal üretim günden güne düştü.

Bafra'ya, Alaçam'a gidiyoruz; üretici sulama altyapısından şikâyetçi. Çarşamba'ya, Terme'ye gidiyoruz; "Tarlaları sel ve su baskınlarından kurtarmak amacıyla projelendirilen Salıpazarı Barajı neden hâlâ tamamlanamıyor?" diye çiftçimiz bize soruyor. Temeli sekiz yıl önce atılan barajda inşaat seviyesi yüzde 30'larda hâlâ, bu hafta sonu bizzat gittim, yerinde gördüm.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çan, lütfen tamamlayın.

MURAT ÇAN (Devamla) - Vezirköprü'ye gidiyoruz, Ladik'e gidiyoruz; çiftçimiz tarımsal sulama sistemlerinden şikâyetçi, "Suyumuz yetmiyor." diyor. Tarımsal sulama suyumuz SASKİ'ye içme suyu olarak satılmak için yıllarca toplanmış ve SASKİ'ye satılmış, tarlaya su kalmamış. Dün Kavak'ta çiftçilerle görüştüm, 2024 primleri hâlâ Samsun'da ödenmemiş. Çiftçi zararını finanse etmek için devlete ürününü peşin satıyor, sekiz ay sonra maalesef ilaç ve gübre fiyatlarına yüzde 50 zam geldikten sonra hâlâ parasını tahsil edemiyor. Türk tarımının düşmanını, çiftçimizin düşmanını dışarıda aramaya gerek yok. AKP iktidarı bu yıkım görevini ziyadesiyle yerine getiriyor diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)