GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstiklal Marşı'nın kabulünün 104'üncü yıl dönümüne, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emeklilerin bayram ikramiyesiyle ilgili bugün sorulan soruya verdiği cevaba, Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta'nın yasa teklifine, Avrupa Birliğinin sığınmacı çocukların eğitimi için Türkiye'ye gönderdiği paraya, okulların önündeki metamfetamin satışına, Kilis'teki taşımacıların şikâyetine ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin Suriye'nin kuzeyinde yaptığı binalara ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:65
Tarih:12.03.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın.

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."

İstiklal Marşı'mız, aziz Türk milletimizin bağımsızlık ruhunun, inancının, direncinin ve esarete asla boyun eğmeyen bir özgürlük aşkının ifadesidir. İstiklal Marşı'mız, bir şiir değildir, Türk milletinin emperyalizme karşı verdiği destansı mücadelenin kanla, canla ve imanla yazılmış bir manifestosudur. İstiklal Marşı'mız, yokluk içinde varlık mücadelesi veren aziz milletimizin dünyaya bir haykırışı, bir meydan okuyuşudur.

İstiklal Marşı'mızın kabulünün 104'üncü yıl dönümünü kutluyor, büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u ve bize bu marşı armağan eden başta aziz Atatürk'ü ve bütün kahraman ecdadımızı rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun. Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.

Saygıdeğer milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bugün partisinin grup toplantısını bitirdikten sonra bir basın mensubunun sorduğu soru üzerine -emeklilerin bayram ikramiyesiyle ilgiliydi bu soru- aynen şu ifadeyi kullandı: "Kızım, beni dolduruşa mı getirmek istiyorsun? 3.000 liradan 4.000 liraya çıktı, daha ne olsun?" Şimdi, bu ifade, aslında başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere AK PARTİ camiasının toplum gerçeklerinden ne kadar uzak, ne kadar bu gerçeklere duyarsız olduğunu gösteriyor. Allah aşkına, 3.000 lira 4.000 lira olsa ne olur? Aradaki 1.000 liralık fark 12 litrelik bir tüp gazın fiyatıdır ve siz, 2018 yılında bu kararı verdiğinizde veya bu ikramiye belirlendiği zaman 1.000 lirayla başladı, bugün 4.000 liraya çıktı. Bakın, yüzde 33'lük bir artış söz konusu oldu bu sene. 2018'de TÜİK'in enflasyon rakamına baktığımızda bunda çok daha fazla artış yapılması beklenir. Öte yandan, yine asgari ücrete baktığımızda bu oranın çok daha yüksek olması gerekir. Bakın, şöyle yıllara göre dağılımına baktığımız zaman, memur, daha doğrusu emeklilere verilen ikramiyenin giderek azaldığını görüyorsunuz. Tabii, bu azalmayı Sayın Erdoğan fark etmemiş, öyle anlaşılıyor; iktidar cenahı da fark etmemiş, öyle anlaşılıyor. Ben, birçok kere yapmış olduğum çağrıyı bir kere daha buradan yapmak istiyorum, iktidar mensuplarına açık bir davette bulunuyorum: Gelin, akşam saat beşten sonra çarşıya pazara çıkalım, özellikle pazarları dolaşalım. Bakın, akşam beşten sonra emeklileri göreceksiniz orada; fileleri boş, poşetleri boş emekli vatandaşlarımızı göreceksiniz; nasıl feryat ettiklerine tanık olacaksınız, nasıl serzenişte bulunduklarına tanık olacaksınız ve onların, tezgâhların altından çürümüş ve ezilmiş ürünleri toplamaya gayret ettiklerine tanık olacaksınız. Allah aşkına, toplum gerçeklerinden uzaklaşmayın. "3.000 lirayı 4.000 liraya çıkardık." diyerek kendinizi tatmin etmeye, mutlu etmeye çalışmayın. Millet aç, millet feryat ediyor. Çocuklar akşam yatağa aç giriyor. Her 4 çocuktan 1'i maalesef yatağa aç giriyor. Kadınlarımızın tenceresi kaynamakta zorluk çekiyor, buzdolapları boş, sabah uyanan gençler "Günü nasıl geçireceğiz?" diye kaygı duyuyorlar. Allah aşkına, toplum gerçeklerinden uzaklaşmayın.

Partimizin ekonomi politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Erhan Usta bir yasa teklifi verdi ve başta Genel Başkanımız olmak üzere 28 milletvekili bu yasa teklifini onayladı. Buradan bütün milletvekillerine çağrı yapıyorum: Son derece önemli bir yasa teklifi bu; buna lütfen onay verin, buna lütfen destek verin. Eğer bu bahsettiğimiz teklifin kaynağının nereden geleceği konusunda bir kaygınız varsa ya da bunu bilemiyorsanız ya da anlamıyorsanız gelin bize kaynağının da ne olduğunu, ne olması gerektiğini size izah edelim ve bu teklifte nelerin olacağını kısaca ben size özetleyeyim: En düşük emekli maaşı asgari ücretten az olmayacak dolayısıyla bunu net olarak ortaya koymamız lazım. Yani iktidara geldiğinizde emekli maaşı asgari ücretten fazlaydı. Bugün sokakta vatandaşa sorduğumuzda "Niye bizim emekli maaşımız yıllar önce asgari ücretle eşit veya fazlaydı da şimdi çok altına indi?" diye şikâyette bulunuyor.

Tabiatıyla, bu yasa teklifinde en düşük emekli maaşının asgari ücretten az olmayacağını kayda bağladık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, buyurun lütfen.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Yine, aynı şekilde memur emeklilerine seyyanen bir zam verileceğini ifade etmişti Sayın Erdoğan, bunu da seçim öncesi bir Twitter mesajıyla kamuoyuna duyurmuştu. Bu seyyanen zamlar yapılmadı. Bu zammın yapılmasıyla ilgili yine bir maddemiz var teklifin içerisinde.

Öte yandan, emekliye verilecek olan bayram ikramiyelerinin, iki bayramda ödenecek ikramiyenin 1 asgari ücret olması konusunda da bir teklifimiz var. Ve hedef enflasyon güncellendiği takdirde yine memurlara ve memur emeklilerine verilecek olan maaşlarda da bir düzenleme yapılması gerektiğini burada kayda aldık; bu konuda destek bekliyoruz.

Şimdi, önemli bir konuya temas edeceğim, o da şu: Bakın, geçtiğimiz aylarda Avrupa Birliği Türkiye'ye tam 700 milyon euro para gönderdi. Bu parayı gönderirken de bir şart ortaya koydu, neydi bu şart? Bu para sığınmacı çocukların eğitimlerine harcanacaktı. Maddeler tek tek elimde, şartlar da elimde, isterseniz detaylarını paylaşabilirim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Çömez.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bu 700 milyon euroyu gönderen Avrupa Birliği diyor ki: Biz, 23 ildeki veya Türkiye'deki 23 vilayette okuyan sığınmacı öğrencilerin, sığınmacı ailelerin çocukları için bu parayı gönderiyoruz. Bu parayı kılık kıyafet için kullanacaksınız, kırtasiye için kullanacaksınız, eğitim materyalleri alacaksınız, temizlik işinde kullanacaksınız, okulların güvenliği için kullanacaksınız, transport yani çocukların taşınması için kullanacaksınız, ayrıca Arapça dersi için kullanacaksınız.

Bakın, kendi bölgemden örnek vereceğim, Türkiye'nin her yerinde böyle olduğunu da biliyorum; Allah aşkına, çocukları köylerden kasabalara taşıyamıyorsunuz, onların taşıma ücretlerini veremiyorsunuz, taşıma ücretleriyle ilgili mazot parası bulamıyorsunuz ama sığınmacıların Avrupa'dan gelen parayla çocuklarını evlerinden alıp onları götürüp okullarına kadar taşıyorsunuz. Bizim okullarda temizlik Hak getire, hijyen Hak getire; okullara sabun koyamıyorsunuz ama bu okulların temizlenebilmesi için şirketlere ihale yapıyorsunuz ve Avrupa'dan gelen parayla, bu ihaleyle okullarını temizliyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Sayın Başkanım, bu konuyu tamamlayayım müsaadenizle.

BAŞKAN - Son cümlelerinizi alayım Sayın Çömez.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Yine, bunun yanı sıra maalesef önemli bir problem olan metamfetamin satanlar artık okulların önünde cirit atarken sığınmacı çocukların okuduğu okulların önünde güvenlik önlemleri alıyorsunuz.

Bugün Kilis'ten bir şikâyet aldım. Kilis'teki taşımacılar toplandılar, bu şikâyetlerini bana ilettiler, dediler ki: "Aylardır sığınmacı çocuklarını taşıyoruz, evlerinden alıyoruz, bunları okullarına kadar götürüyoruz. Avrupa Birliği bu parayı vermiş Hükûmetimize, Avrupa Birliği 700 milyon euroyu götürüp Millî Eğitim Bakanlığına vermiş. Bakanlık bizim paramızı ödemiyor." Allah aşkına, baktığınız her yerde rant ve talan görüyorsunuz. Memleketin altını da üstünü de sattınız, kökünü kuruttunuz. Avrupa'dan gelen paraya da el koymuşsunuz ve taşıma ihalesini verdiğiniz şirketlerin parasını ödemiyorsunuz. Buradan Sayın Grup Başkan Vekiline bununla ilgili bilgi alması konusunda ricada bulunacağım çünkü sorduğumuz soru önergelerinin hiçbirine cevap gelmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Son bir cümleyle bitiriyorum.

BAŞKAN - Son cümle Sayın Çömez.

Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bu konuda gerekli adımların atılmasını kendi dikkatlerine sunuyorum.

Son bir cümle: Hatırlıyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti devleti Suriye'nin kuzeyine 120 bin konut yaptı, yanı sıra tam 825 okul yaptı, yanı sıra çok sayıda hastane, sağlık merkezi yaptı, yanı sıra bir tıp fakültesi, bir üniversite hastanesi yaptı, pek çok devlet kuruluşu ve kurumu yaptı. Bütün bunları yaparken biz eleştirdiğimizde dedi ki: "Türkiye'deki 10 milyon sığınmacı geri dönecek, onlara yapıyoruz." Ama maalesef bunun gerçek olmadığı ortaya çıktı, sığınmacılar geri dönmedi. Dün Şara'yla öte yandan PYD/YPG liderliğinin ya da oradaki Kobani'nin yapmış olduğu sözleşmede anladık ki artık Afrin'den göç etmiş insanlar yerlerine gidecekler, buna hiçbir itirazımız yok ama burada Türkiye'nin yapmış olduğu, milyarlarca lira harcayarak yapmış olduğu bu eserlerin, bu binaların ne olacağı konusunda da iktidarın bize net, açıklayıcı bir cevap vermesi gerekir.

Teşekkür ederim.