Konu: | Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 65 |
Tarih: | 12.03.2025 |
MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; grubumuz adına 16'ncı maddede söz almış bulunuyorum. Öncelikle heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Üç tane ana kavram var aslında konuşmamız gereken: Özgürlük, güvenlik ve refah. Bugün dünya gündemini belirleyen üç ana kavram bu. Güvenlik endişesi baş gösterince insanların doğal olarak diğer ikisini ikinci plana attığına ve güvenliklerini önceleyen bir anlayışla hareket ettiklerine şahit oluyoruz.
"Siber güvenlik" aslında her ne kadar elle tutulamayan, bazen gözle görülemeyen olsa da şu anda ülkelerin güvenlik algısında belki fiziki güvenliğin de önüne geçmiş bir kavramdır. Dolayısıyla "siber güvenlik" denildiğinde, biz sadece havada uçuşan dijital rakamların veya farklı şeylerin olduğu bir algıyla değil gerçek manada ülkenin, toplumun güvenliğini tesis edecek bir kavram olarak algılamalıyız. Tabii, dün toplumlar, ülkeler, şehirler, beldeler kendilerini korurken kalelerle beraber koruyorlardı, bugün siber güvenlik kalelerine ihtiyaç var. Dolayısıyla bu yasanın Meclis gündemine getirilmiş olması yerinde fakat içerik açısından, mantığı açısından, kurgulanması açısından, maalesef, olması gereken noktada olmadığını üzülerek görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, Erbakan Hocanın önemli bir yaklaşımı vardı. Erbakan Hocamız 70'li yıllarda ağır sanayi hamlesi noktasındaki ısrarını her defasında dile getirdiğinde kimi karikatürlerde Erbakan Hocamızın koluna bağlanan bir serumla beraber onu dillendirir "Ağır sanayi... Ağır sanayi... Ağır sanayi..." diyerek kendilerince itibarsızlaştırmaya çalışırlardı ama aynı Erbakan Hocamız artık dönemin geçtiğini gördüğünde yüksek teknolojiye olan atfı yaparak bir anlamda ülkemizin bundan sonra önünde durması gereken en önemli adımın, atması gereken en önemli adımın siber güvenlik olduğunu ısrarla söylemişti.
Değerli arkadaşlar, Millî Teknoloji Hamlesi açıklandığında aslında şöyle bir söylemle kamuoyuna duyuruldu: "1 milyon yazılımcı genç istihdam edilecek." "Bunlarla ilgili özel planlama yapılacak." şeklinde değerlendirmeler yapıldı. Bunu duyduğumuzda bir heyecan kapladı; herhâlde şimdi eğitim sistemimizin, gençlerimizin günümüzün koşullarına uygun şekilde yetiştirilmeleri ve neticesinde de yazılım sektöründe Türkiye'nin bir odak noktaya ulaşması hedefleniyor diye umutlanmıştık. Ama maalesef, üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen -çok da yıl geçmedi ama- 1 milyon yazılımcı projesinin nerede olduğunu, nerede kaldığını hiç kimse bilmiyor. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde, bir arkadaşımız, yazılım sektöründe olan bir arkadaşımız, artık Türkiye'de gereken desteği, işçi desteğini bulamadığı için, çalışan desteğini bulamadığı için "Acaba ben kendi imkânlarımı, kendi altyapımı Pakistan gibi ülkelere taşıyayım mı?" diye, maalesef, böyle bir arayış içine girmişti.
Değerli arkadaşlar, Komisyonun da "Takdire bırakıyoruz." demesinden sizlerin de anladığınız gibi, anlaşılacağı gibi, bu maddede "Siber uzayda veri sızıntısı olmadığını bildiği hâlde halk arasında endişe, korku ve panik..." diye devam eden maddede, bizim teklifimiz üzerine burada gerekli düzenleme yapıldı, bunun için teşekkür ediyoruz. Ancak burada bir düzenlemenin daha yapılması gerektiğini, bu maddenin sonunda yer alan "...iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir." ibaresinin "...bir yıldan üç yıla kadar verilir." şeklinde düzenlenmesinin bu mantıkla beraber kurgulandığında çok daha doğru olacağını düşünüyoruz. Bu şekilde bir madde düzenlemesi olmasının elbette doğru olacağını düşünüyoruz ve sizlere bir de şunu söyleyeyim: Bu maddedeki yaklaşımımıza ve sizin yaklaşımınıza teşekkür ettik zaten ama arkadaşlar, maddenin genel anlamda bütününe baktığınızda şöyle bir hissiyata kapılıyor insan: Yani yarın bu yetkiler el değiştirdiğinde, bu yetkiler bir başkasının eline geçtiğinde siz şu anda bunu çok sağlıklı kullanamıyorsunuz ama hani bu, bir başkasının, art niyetli birisinin eline geçtiğinde bu "Siber Güvenlik Başkanlığı" denilen makam Ali kıran baş kesen olursa ne yapacaksınız? Bu gelip de sizi bulursa buradan nasıl çıkış sağlayacaksınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, tamamlayın lütfen.
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Dolayısıyla "siber güvenlik" denildiğinde, bununla ilgili bir yasayı yaparken aslında hiçbir tartışmaya mahal bırakmadan, hukukta öngörülebilirlik ilkesi çerçevesinde ortaya koyduğunuz yaklaşımın, yarın o yetki kimin eline geçerse geçsin hiçbir farklılık olmadan hukuk karşısında herkesin eşit olduğu düşüncesi kavramıyla birlikte, mutlaka siber güvenlikte de kim olursa olsun herkesin yanlış yapıyorsa aynı muameleye tabi tutulacağına dair bir hissiyatı vermeniz gerekirdi diye buradan ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)