GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:65
Tarih:12.03.2025

İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'nin ihtiyaca binaen hazırlandığı hususunda tam bir mutabakatta olduğumuzu ifade etmek isterim. Dışarıdan her türlü siber saldırıya karşı ülkemizin ulusal güvenliği açısından elbette ki tedbirler alınmalı, bu konuda hiç kimsenin itiraz edebilecek en ufak bir yolu olmamalı ancak dışarıdan yapılacak siber saldırılara karşı tedbirler alalım derken içeride muhalefetin, muhalif kesimin sesini kısmaya yönelik düzenlemeler olursa işte asıl itirazlarımız buna olur. Bu kanun teklifiyle dışarıdan yapılacak siber saldırılara karşı ülkeyi güvence altına alan düzenlemelerden ziyade, üzülerek ifade edeyim ki içerideki muhalif kesimi bir nevi etki ajanlığı yasası benzeri uygulamalarla sindirmeyi amaçlayan düzenlemelerle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek isterim.

Ancak bu kanun teklifinde sevindirici iki tane gelişme olduğunu buradan ifade etmekte fayda var. 8 Ocakta Siber Güvenlik Kurulu Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kurulmuş ve hemen iki gün sonra bir kanun teklifi Parlamentoya gelmiş. En azından, Anayasa Mahkemesi iptal ettikten sonra Genel Kurulda biz tekrar bu kanunu çıkartalım diye bir çaba içerisinde olmayacağız; bu bile iktidar açısından son derece olumlu bir gelişme.

Bir diğer husussa "Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer." yani söz aldığım 20'nci madde. Bunu da son derece olumlu bir gelişme olarak görüyoruz çünkü iktidarın bir önceki yasasında, TÜBİTAK yasasında 9 maddenin 8'inin yürürlük tarihini geriye doğru götürüyorduk. Bu ülkede olmaması gerekenleri iktidarınız sayesinde görüyoruz.

Arkadaşlar, gelin, şu Parlamentoya gerçek anlamını hep birlikte verelim. Yasama, yürütme, yargı fonksiyonlarının demokrasilerde ayrı ayrı ellerde olması gerekliliğini gayet iyi biliyorsunuz ancak üzülerek ifade ediyorum ki getirdiğiniz her düzenlemeyle, yasamayı elinizin tersiyle itip yargının yetkilerini de yürütmede kurduğunuz kurullara ve bir kısım kişilere teslim ediyorsunuz. Bakın, geriye doğru geçirdiğimiz 3 tane kanuna şöyle bir bakalım. Bir: Dahiliye Memurları Kanunu'nda ne yaptınız? Mülkiye müfettişlerine yargısal yetkiler vermeye çalıştınız. İkincisi: Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kuruluna, yine benzer yetkileri Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu üyelerine vermeye çalıştınız. Bugün itibarıyla da bu kanunun teklifinin 6'ncı maddesiyle, yargısal yetki kullanması gerekenlerin, yargının işlevini yürütmede Cumhurbaşkanının yönetmelikle belirleyeceği bir kurul başkanına veriyorsunuz. Yapmayın, Allah için bu yanlışlardan vazgeçin.

Bakın, çok deneyimli bir hukukçu, bu kanunun birinci imza sahibi Komisyonda kendisi bizatihi ifade etmiş ve teklif Komisyondan geçerken şu cümleleri Sayın Özkaya'nın ağzından duyuyoruz, kanunun Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisinde hazırlandığını ifade ediyor.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Yok.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Eğer bu ifade yanlışsa tutanaklardan çıkarttırın Sayın Özkaya, bu size yakışmaz çünkü.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Yanlış. Yanlış, öyle bir şey yok.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Çünkü altına imza koyduğunuz bir kanun teklifini siz hazırlayabilecek ehliyet ve liyakate sahipsiniz; onu özellikle ifade etmek isterim.

Bir diğer husus ise Türk Ceza Kanunu'nun 217/A'daki suç tipinin dijital suçları bir şekliyle karşılamadığına yönelik bir tespitte bulunuyor Sayın Özkaya.

Şimdi, Allah için konuşuyoruz, burada, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde, özellikle muhalefetin her türlü sesini kesmeye dair attığınız adımlar aşikâr. Gelin ya, basın rahatlıkla kendini ifade etsin, sivil toplum rahatlıkla ifade etsin. Eğer siz bunları söylerseniz...

217/A'yı özellikle okumak istiyorum: "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır."

Bu kanunun çıktığı günden bu yana basın mensuplarına nelerin yapıldığını gayet iyi biliyoruz, sanatçılara nelerin yapıldığını gayet iyi görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, tamamlayın lütfen.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - O yüzden sizlerden hassaten istirhamım, büyük bir arzuyla bunu ifade ediyorum: Anayasal devleti ortadan kaldırdınız, çok geç oldu artık, bundan sonra anayasal bir devleti bu ülkede konuşmak mümkün değil; gelin, hiç olmazsa Anayasalı bir devletmiş gibi hareket edelim, kanun devletiymiş gibi hareket edelim ve çıkardığımız kanunların lafzına uygun hareket edilsin.

Suçun maddi ve manevi unsurlarına bakılmadan onlarca insana sorgusuz sualsiz 217/A'ya göre soruşturma açtınız, gözaltı kararı verdiniz, büyük bir çoğunluğuna da tutuklama kararı çıkarıldı.

Şimdi buradan şuraya gelmek istiyorum: Hepimizin en çatı organı şu mevcut Anayasa; gelin, hiç olmazsa bu Anayasa’nın altında hukuka uygun bir şekilde, adaletli bir şekilde yaşayalım diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)