GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:66
Tarih:13.03.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her alanda olduğu gibi bu alanda da çok ciddi sorunlar ve çelişkiler var. Yemin, yoğurdun, peynirin fiyatını sanayici belirliyor ancak herkes kendi fiyatını piyasa koşullarına, kurallarına göre belirlerken sütün fiyatını devlet belirliyor. Şimdi, bu çelişkiye birazdan değineceğim ama biraz üreticinin sesine kulak verelim, üretici ne diyor? Sütteki maliyet krizinden dolayı çiftçilere teşvik olarak verilen dana ve düvelerin kesime gittiğini söylüyor üreticiler. Biliyorsunuz, devlet kırsal kalkınma kapsamında beş yıllığına üreticilere teşvik amaçlı hayvanlar verdi ve bu hayvanlar şu anda kesime gidiyor, kesinlikle çok ciddi bir sorun var bu konuda. Üreticilerin Ulusal Süt Konseyinden bir talebi var, bize diyorlar ki: "Süt paritesini 1,5 olarak belirleyin yani yem fiyatı ile süt fiyatı arasında 1,5 kat fark olsun ki biz de insanca yaşayabilelim." Yani her alanda olduğu gibi bu alanda da üreticiler insanca yaşayabilecek koşullar istiyorlar. "Devlet, sanayiciler ve üreticiler için günü kurtaran politikalar belirliyor; bundan bir an önce vazgeçmeli." diyorlar.

Her alanda gördüğümüz TÜİK yalanlarını biz burada da görüyoruz. Yine üreticinin sesine kulak veriyoruz. "TÜİK'in rakamları ile bizim yaşadığımız uyuşmuyor. TÜİK'e bakarsan hayvancılıkta girdi maliyeti yüzde 150-200 arasında ancak "Bizim yaşadığımız enflasyon yüzde 300." diyor süt üreticileri; sütün alım fiyatındaki artış yüzde 100'de kaldığı için aradaki fark yine üreticiye bir maliyet ve sıkıntı olarak geri dönüyor.

Sevgili arkadaşlar, 2006 yılında bir Tarım Kanunu kabul edildi. Bu kanuna göre tarımsal destekler gayrisafi millî hasılanın en az yüzde 1'i kadar olmak zorundaydı ancak kanunun uygulanmasına baktığımızda, 2006'dan 2025'e kadar geçen süre boyunca bu hükmün hiç uygulanmadığını görüyoruz. En yüksek oranlar 2006 ve 2007 yıllarında uygulanmış. Gayrisafi millî hasılanın 2006'da yüzde 0,60'ı, bir sonraki yıl 2017'de yüzde 0,63'ü tarım için desteğe ayrılmış ancak 2023'e geldiğimizde bu oran yüzde 0,24'e gerilemiş yani kendi kanununu uygulamama hâlini burada da görüyoruz maalesef. 2006-2023 döneminde çiftçiye ödenmeyen toplam rakam 541 milyar lira. Bu paranın nerede olduğunu soruyor üreticiler, biz de onlar adına buradan tekrar dile getirmek istiyoruz: 541 milyar lira nerede?

Ulusal Süt Konseyi bir karar aldı "Üç ayda bir toplanacağız, süt fiyatlarını belirleyeceğiz." diye ama bu kararına da uymadığı için üreticiler mağdur durumda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Konukçu.

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Örneğin, Aralık 2024'te toplanması gerekirken bu toplantıyı Ocak 2025'e attıkları için yine geç belirlendi bu rakamlar ve yine, burada da ciddi bir mağduriyet açığa çıktı. Hükûmet, Ulusal Süt Konseyi eliyle enflasyonu baskılama amacıyla süt fiyatlarını kontrol ettiğini söylüyor, çiğ süt referans fiyatlarını sürekli maliyetin altında tutuyor, üretici sattığı sütün tahsilatını bile yapmadan yem fiyatlarına zam geliyor. Burada bakıyoruz ki devletin piyasa kurallarına, kapitalist piyasa kurallarına aykırı bir şekilde müdahalesini görüyoruz yani devlet, işine geldiğinde komünist gibi davranıyor süt üreticilerine karşı, işine geldiğinde kapitalistlere, sanayicilere karşı neoliberal gibi davranıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyoruz ve YENİ YOL grubunun önerisini biz de destekliyoruz.

Teşekkür ederim. (DEM PARTİ ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)