Konu: | İzmir’de yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 67 |
Tarih: | 18.03.2025 |
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ekranları başında bizleri izleyen değerli halkları, direnişlerdeki işçileri saygıyla selamlıyorum.
Başkan, selamlamalar biraz uzun sürebilir, malum, gündem biraz yoğun, özür diliyorum herkesten.
12, 16 ve 18 Mart katliamlarını, Beyazıt, Gazi ve Halepçe'de katledilen insanları saygıyla selamlıyorum, anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
Bugün bizi izleyen Şakran Kadın Kapalı Hapishanesindeki siyasi kadın tutsakları saygıyla selamlıyorum, inandıkları barış gelecektir. Hepinizin 8 Martını ve "Nevroz"unu kutladıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ve Filistin direnişinin simgesi, polis evimizi bastığında, evlerimizdeki resimleri puşili diye ilk hedefi o resimleri olan Leyla Halid'i, kadınların mücadelenin her yerinde olabileceğini gösteren Leyla Halid'i selamlıyorum; umarım kendisinden iyi haberler alacağız. Onun verdiği mücadele bizim de umudumuzdur. Filistinli kadınları, Filistin halkını saygıyla selamlıyorum.
Bugün size sayılardan, istatistiklerden bahsetmeyeceğim çünkü hayatlarımız birer sayıdan daha fazlası, ölümlerimiz istatistik değerlerinin çok ötesinde. Katledilen kadınların arkasından takip ettiğimiz davalardaki adaletsizlikler istatistiklerin, rakamların ötesinde. İzmir bu coğrafyanın en modern kentlerinden biri kabul edilir, İzmir'de yaşayan kadınlar daha güvende varsayılır, sokakların daha güvenli olduğu iddia edilir. Katiller evlerimizin içinden çıkarken, katiller akrabalarımızın arasından çıkarken, katiller tanıdıklarımız, en yakınlarımızken şehirler güvenli değildir.
Size Ece Ocakdan'dan bahsetmek istiyorum. Ece evli olduğu erkek onu ailesiyle tehdit ettiği için boşanamayan bir kadındı. Ece tehditler yüzünden boşanamayan yüzlerce, binlerce kadından biriydi. "Seni öldürür ve ceza almam. Hiç hapis yatmam." diyen bir erkekle evliydi yani katil evin içindeydi. Erkeğin söylediği oldu, Ece'nin ölümünün arkasından hiçbir araştırma yapılmadı, intihar olarak kayda geçti ve evinden hiçbir delil toplanmadı. Ece'nin öldüğü evin bir yıl sonra açılan mührü bize şunu gösterdi: Ece'nin üzerindeki kıyafetler kesilip çöpe atılmıştı, evdeki diğer fiziksel deliller toplanmamıştı ve Ece'nin ailesi bununla yüzleşmek zorunda bırakılmıştı; bu cinayetin üstü örtülmüştü.
Hande Buse Şeker'i hatırlıyor musunuz? Bugün sokakta bile gezmesine izin verilmeyen trans kadınlardan biriydi. Hande, kendisine dayatılan hiçlik içerisinde ayakta kalmaya çalışırken bir polis tarafından öldürüldü. Hande kendi evinde öldürüldü. Katil Hande'yi vurdu, cinsel şiddet uyguladı, gasbetti, ev arkadaşını yaraladı ve ona da cinsel şiddet uyguladı ve en sonunda Hande'yi öldürdü. Planlı bütün bu suçlar toplamı sonucunda herhangi bir indirim almasa da bu suçun ederi olan ağırlaştırılmış mahpuslukla da cezalandırılmadı. Eğer arkadaşları, LGBT+'lar, LGBT+ örgütleri, feministler olmasaydı gizlilikle kapatılmaya çalışılan bu davada bu erkek belki de çok cüzi cezalar alacak ve bugün sokakta olacaktı.
Cenazesi ailesi tarafından alınmayan Safiye Karakaş'ı hatırlıyor musunuz, adını hiç duydunuz mu? Safiye'yi kadınlar defnetti, Safiye'nin mezar taşını kadınlar yaptı. Safiye'yi eşinin yeğeni öldürdü. Şimdi mezar taşında kırık bir kırmızı gül var. 28 yaşındaki Safiye'yi, Aile Yılı ilan ederek güvenli varsaydığınız o ailenin içinden biri öldürdü, cenazesi, anısı ve adaleti kadınların elinde kaldı.
Ecem Seçkin, Hande gibi, adalete, yaşamaya, var olmaya hakkı olduğu düşünülmeyen bir trans kadındı. Katil, üzerinde 3 bıçakla evine geldi. Ecem'i öldürdü, gasbetti ve hiçbir şey olmamış gibi evden çıktı. Eğer Ecem'in komşusu onu durdurup yakalamaya çalışmasaydı yakalanıp yakalanmayacağını bilmiyoruz. Yakalansa bile sadece gaspla mı suçlanacaktı, onu bile bilmiyoruz.
Size, 2017'den beri katledilen kadınlardan sadece birkaçını saydım. En son Fatma Kara'dan bahsedeceğim; geçen hafta başında katledildi. Cenazesini vefat etmiş olan annesinin annesi yani anneannesi kaldırdı, kızının mezarının yanına torununun mezarını koydu. Cenazesini kadınlar kaldırdı. Cenazesini annesinin teyzesi yıkadı ve Fatma'nın teyzesi "Bize anlatsaydı korurduk." dedi. Neyi mi anlatsaydı? Beş yıl önce evlenmeyi reddettiği adamın, bir yıl önce ona şiddet uyguladığı için uzaklaştırma alan adamın şerrinden bahsetseydi. Fatma, korunan, kollanan erkeklikle katledildi. Fatma'nın vücudundaki her yara, her morluk, her sızı, Fatma'nın vücudundaki o şiddetin her izi bizim adalet mücadelemizin simgesi, bizim hesabımızın simgesi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - Katil erkeklerin adlarını anmadım, bahsetmedim çünkü adları, işleri, yaşları, memleketleri değişse de suç değişmiyor, erkekler kadınları katlediyor. Aile Yılı ilan ediyorsunuz ya, biyolojik cinsiyet yasası getirmeye çalışıyorsunuz ya, bunların tamamının karşısında ortak kaderimiz duruyor. Ortak kaderimiz en yakınımızdaki erkekler, tanıdığımız erkekler, tanımadığımız erkekler tarafından katledilmek. Biz bu kaderi değiştireceğiz, yazgıyı değiştireceğiz; eşitlik, adalet, yaşama mücadelemizi, kurtuluş mücadelemizi manipülasyonların ortasında bırakmayacağız. Birbirimizden ayırarak gayrimeşru ilan etmeye ve mücadelemizi bölmeye çalışmanız karşısında kadınlar birlikte güçlü diyeceğiz ve birçoğunuzun duymadığı şu sloganlarla sokakta olmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - On saniye...
BAŞKAN - Buyurun.
BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - Teşekkürler.
Katledilen kadınlar isyanımızdır, kadın cinayetleri politiktir, trans cinayetleri politiktir ve biz birlikte kazanacağız.
Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)