GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:70
Tarih:25.03.2025

CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidarın yargı eliyle siyasete müdahale etmesinin araştırılması... Evet, konumuz bu; gerçekler ne? Açıkça yargı eliyle siyasete müdahale var mı? Var. Var çünkü AK PARTİ iktidarı kayyumlar iktidarı hâline geldi. Millî irade, sandık karar veriyor, belediye başkanını seçiyor; siz ne yapıyorsunuz? Alıyorsunuz, kayyum atıyorsunuz. Neyle bağlantı kuruyorsunuz? Terörle bağlantı kuruyorsunuz. Yahu, hiç aklınız alıyor mu? "Ekrem İmamoğlu suç örgütü lideri" diye ortaya çıkarıyorsunuz. Yazık ya! Yazık ya! Düşünebiliyor musunuz, 1.200 tane araştırma; mülkiye müfettişleri gelmiş, Sayıştay denetçileri gelmiş, araştırma yapmış ama siz, bir ay içinde yapılan denetlemelerden bir suç çıkarıyorsunuz, örgüt çıkarıyorsunuz. Ondan sonra, karşınızda bulunacak ve sizi yenecek, 3 defa yenmiş, 4'üncü defa yenecek Ekrem İmamoğlu'nu yargı eliyle siyaseten yasaklı hâle getiriyorsunuz ama halk biliyor. Halk nereden biliyor? Cumhurbaşkanı ön seçimini yaptık, pazar günü yaptık; pazar günü, Cumhurbaşkanı ön seçiminde 15,5 milyon kişi oy kullandı. Kendi memleketimde, o dayanışma sandığına gelenlere bir baktım; AK PARTİ'ye oy verenler, MHP'ye oy verenler, diğer partilere oy verenler sıraya geçti, upuzun sıralar oldu. Niçin geldiklerini biliyor musunuz? Haksız, hukuksuz ve hukuka aykırı bir şekilde Ekrem İmamoğlu'nu siyaset dışına itmenize karşı "Hayır!" dediler. "Hayır!" demeye devam ettiler.

Sonra ne oldu? Sadece Ekrem İmamoğlu'nu siyaset dışına itmeye kalkmadınız ki -bu Anayasa- Anayasa’nın içini boşalttınız, içini! Anayasa’nın 2'nci maddesi açık, "İnsan haklarına saygılı, laik, sosyal bir hukuk devleti." diyor. Hukuk kalmadı, insan hakları kalmadı, demokrasi kalmadı. Orada tamamen kendisini anlatan ve çıkıp da toplantı ve gösteri yürüyüşünü barışçıl bir şekilde ortaya koyan, sağdan sola her türlü fikre sahip gençlere ne yaptınız? Biber gazıyla, copla, suyla ne yaptınız? Haklarını kullanmalarını engellediniz. O çocukları bir araştırın; o çocuklar sizin çocuklarınız, içinde bulunan çocuklar da vardı. Diğer siyasi partilerde bulunan babaların, annelerin çocuklarıydı. Ne yaptınız? Haklarını, özgürlüklerini ortadan kaldırdınız. Yahu, kuralsızlık ortada şimdi. İzmir'de, eski Baro Başkanı, 6 avukat ve 4 stajyer avukatı alıyorsunuz; dört gün TEM'de gözaltına alıyorsunuz, ondan sonra bugün sabahleyin çağırıyorsunuz "Serbestsiniz." diyorsunuz. Vay canına, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda "Serbestsin." lafı var mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - İfadesini almadan bırakıyorsunuz. Neden dört gün onların özgürlüklerini kısıtladınız? Baro başkanları, İstanbul Barosunun yöneticilerini görevden aldığınız davada yürüyüş yapmak istiyorlar; baro başkanları, Barolar Birliği Başkanıyla beraber Çağlayan'dan Beyoğlu'na; onları engelliyorsunuz. Bir memlekette avukatların, baro başkanlarının; bir memlekette siyasetçilerin, bir memlekette gençlerin özgürce demokratik haklarını kullanmadığı bir ülke hukuk devleti olabilir mi, demokrasi olabilir mi? İşte, getirdiğiniz nokta bu, getirdiğiniz nokta bu. (CHP sıralarından alkışlar) Ama unutmayın, yenileceksiniz; ne yaparsanız yapın yenileceksiniz. Bu şekilde bir söz var: "Yürü bre Hızır Paşa, senin de çarkın kırılır; güvendiğin padişahın, o da bir gün devrilir."

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)