GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:70
Tarih:25.03.2025

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; yirmi üç yıllık AKP iktidarının Türkiye'yi getirdiği nokta milyonlarca insanın sosyal yardımlara muhtaç hâle gelmesidir. Kim söylüyor? Ben söylemiyorum, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı söylüyor. Bakın, Bakanlığın 2024 yılı raporu ne diyor? Ülkemizde tam 18 milyon 298 bin 736 kişi sosyal yardım alıyor yani demek istiyor ki iktidar olarak biz bu ülkede 20 milyona yakın vatandaşımızı sadakaya, yardıma muhtaç hâle getirdik. Bu ne demek? Söyleyelim: Memlekette neredeyse her 4 kişiden 1'i yardıma muhtaç. Şimdi soruyorum: Yirmi üç yıl boyunca bu ülkeyi yönetenler halkı refaha mı ulaştırdı yoksa yardıma muhtaç hâle mi getirdi? Şu hazin tabloya bakar mısınız: Elektrik desteği alan hane sayısı 4 milyon 87 bin, gıda yardımı alan kişi sayısı 4 milyon 262 bin 105, doğal gaz yardımı alan hane 702.253. İşte bu rakamlar Türkiye Cumhuriyeti'nin yoksulluk fotoğrafıdır. Halkı muhtaç hâle getirip seçim dönemlerinde yardım kartlarıyla oy devşiriyorsunuz. Seçimden önce yardım paketleri dağıtıyor, seçimden sonra milleti zam yağmuruna tutuyorsunuz. Vatandaşa aslında diyorsunuz ki: "Sizi yoksul bırakalım, sonra size yardım edip oyunuzu alalım." Yoksullukla yönetmek bu. Halkımız yardım paketlerine değil onurlu bir yaşama layıktır. İnsanlarımız devlete el açmak zorunda bırakılmamalıdır. Türkiye, yoksulluğa mahkûm edilecek bir ülke değildir. Türkiye, işsizliğe, açlığa, çaresizliğe teslim olacak bir ülke de değildir. Gelin, bu yoksullukla yönetme huyunuzdan vazgeçin.

Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; her fırsatta ekonominin iyiye gittiğini, Türkiye'nin büyüdüğünü söylüyorsunuz. Büyüyen kim? Tabii ki saray ve yandaşları. Sokaktaki emekli, asgari ücretli, çiftçi, esnaf bu büyümeden payını alabiliyor mu? Tabii ki hayır. Bakın, emekliler yıllarca çalıştı, ülkeye hizmet etti, şimdi hak ettikleri asgari insanca yaşamı istiyorlar. Ama ne yapılıyor? Üç kuruşluk maaş zammıyla oyalanıyorlar. En düşük emekli maaşı açlık sınırının katbekat altında; market fiyatları uçmuş, kiralar fırlamış ama iktidarın aklına tasarruf deyince ne yazık ki sadece emekliler geliyor. Gücünüz yalnızca emekliye, dar, sabit gelirliye yetiyor. Faiz lobilerine milyarlar gidiyor, yandaş müteahhitlere dolar garantili projeler veriliyor ama iş emekliye gelince tabii ki yok. Sarayın günlük harcaması bile milyonları buluyor ama emekliye gelince "Bütçe yok." deniliyor. Bakınız, bu bayram ikramiyesi, 3 bin liradan 4 bin liraya çıkarılan ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından "Daha ne istiyorsunuz?" denilen bayram ikramiyesi ilk defa 2018 yılında bin lira olarak verildiğinde asgari ücret 1.600 liraydı yani asgari ücretin yüzde 62'siydi. Şimdi asgari ücrete göre bu yüzde 60'ı verseniz 13.700 lira yapıyor ve bunu vermek zorundasınız. Siz ne yapıyorsunuz? "4 bin lira yeter." diyorsunuz.

Bu düzeni değiştirmek zorundayız; emekliyi, asgari ücretliyi, çiftçiyi ezen bu ekonomik anlayışa karşı duracağız. Emekliler sadaka değil haklarını istiyor. Biz de onların sesi olmaya gayret ediyoruz.

Heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)