Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 71 |
Tarih: | 26.03.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubumuz adına verdiğimiz grup önerisi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, grup önerimizin konusu nedir? Son olaylar bize gösterdi ki -son olaylardan kastımız, İmamoğlu operasyonu veya antidemokratik hukuk dışı yollara sapılmasının yarattığı türbülans- Türkiye ekonomisi son derece kırılgan. Dün bunların bir kısmını konuştuk, tekrara girmemek için detaylarını çok söylemeyeceğim ancak bir defa, kamu maliyesine, devlete yani bütçeye ciddi bir maliyet geldi. Bunun dışında, ekonominin geneline ciddi bir maliyet geldi ve önümüzdeki dönemde de özellikle bu gerginliğin devam etmesi durumunda, bu antidemokratik uygulamaların devam etmesi durumunda Türkiye ekonomisi çok ciddi risklerle karşı karşıya. Dolayısıyla, bunların konuşulacağı yerin de Türkiye Büyük Millet Meclisi olması lazım çünkü her yaptığınız yanlışın faturasını nihayetinde bu millet ödüyor, bu millet fakirleşerek ödüyor.
Bir ekonomik program uygulanıyor. Mehmet Şimşek ne diyordu? "Bu uygulanan ekonomik programda enflasyon beklentileri çok önemli." diyordu. Bakın, bugün yine rakamlar açıklandı, hane halkının önümüzdeki on iki ay boyunca enflasyon beklentisi yüzde 59,3 arkadaşlar yani toplum, sizin yaptığınız ve yapacağınız işlere inanmıyor. Dolayısıyla, toplumsal mutabakatın sağlanacağı yer Meclis olduğu için böyle bir önergeyi getirdik. Yani bunun ben çok ciddi ve önemli olduğunu düşünüyorum. Buradan da tarihî bir sorumluluk üstlenmiş olduğunuz konusunda sizi ikaz etmek istiyorum; tabii, takdir sizin.
Şimdi, tabii, daha önce de ikaz ettik biz. Ne zaman ikaz ettik? Son ikazlarımızı söyleyeyim: Mart 2021'de Merkez Bankasına müdahale edildiğinde "Bakın, bu işin sonu kötüye gider." diye ikaz ettik. Burada benim şahsen bir sürü konuşmam var, başka arkadaşlarımızın da bu konuyu bilen insanların da bir sürü konuşması var.
Eylül 2021'de "Nas var." dediniz; "Faiz sebep, enflasyon, sonuç." dediniz; faiz indirim sürecini ekonominin temellerinden bağımsız bir şekilde başlattınız. Sizi ikaz ettik, feryat ettik "Türkiye kötüye gidiyor." diye.
Şimdi "Cari açık düşüyor." dediniz. Bakın, yine Eylül 2021'de ikaz ettik. Bakın, bu gördüğünüz şeye, bu cari fazlaya kanmayın. Bu kriz karakteristiğidir, yanlış yapıyorsunuz, Türkiye cari fazla veriyormuş gibi bir ekonomik politika uygularsanız bunun bedeli ağır olur dedik; ikazımıza kulak asmadınız, ağır bir bedel ödedik.
Yine, geçen yıl, hatırlayın, daha geçen yıl, dört ay üst üste cari fazla verdi diye "Cari açık sorun olmaktan çıkmıştır." dedi bu ülkenin Ticaret Bakanı; ikaz ettik, yanlış yapıyorsunuz dedik. Şimdi Mehmet Şimşek yol yapıyor, paylaşımlarda bulunuyor "Cari açık 2025 yılında millî gelirin yüzde 2 seviyesine yükselecek." diye.
Değerli arkadaşlar, dolayısıyla, bu ikazlara kulak asmanızda Türkiye ekonomisi açısından fayda var diye düşünüyorum. Üzerinizde büyük bir sorumluluk var, Türkiye ekonomisi... Bakın, Mehmet Şimşek'in bir kısım politikaları doğru ama Türkiye ekonomisini bu krizden, bu sıkıntıdan çıkarmak için bu politikalar yetersizdir. Az önce söylediğim gibi, bakın, cari açık tekrar artıyor; bütçe açığı zaten çok yüksek, millî gelirin yüzde 4,9'u kadar bütçe açığı var değerli arkadaşlar bu ülkede; buna "ikiz açık" diyoruz. Parası, rezerv parası olmayan bir ülkenin ikiz açığı yönetme imkânı yoktur. Bunun yanı sıra, Türkiye'de ne var başka? Güven açığı var, Türkiye'de bir hukuk açığı var, Türkiye'de demokrasi açığı var, Türkiye'de bir yönetim açığı var. Bu kadar açığın olduğu bir ekonomide işleri tek başınıza veya ben bilirimle, kuru inatla, kara cehaletle yönetemezsiniz. Dolayısıyla, mutlaka Meclisin işin içerisinde olması lazım, toplumsal uzlaşmanın sağlanacağı yer Türkiye Büyük Millet Meclisidir diyoruz fakat Hükûmet ne yapıyor bütün bunları görmüyormuş gibi?
Değerli arkadaşlar, bakın, az önce rakamlar tekrar netleşti, 19 Marttan bugüne piyasaya yapılan müdahale -dün 26 milyar dolar diyorduk, yeni rakamlar çıktı- 30 milyar dolar. Bakın, yaptığınız bir hareketin bedeli 30 milyar dolar. Efendim, bir buçuk yıldır binbir güçlükle, binbir maliyetle biriktirdiğimiz net rezervin yarısı bir tane hatanız yüzünden gitti. Türkiye'nin risklerini görmeniz açısından söylüyorum, önümüzde çok daha ciddi sıkıntılar var fakat Erdoğan ne diyor? "Bu bir suni dalgalanmadır." diyor. Bütçeye 950 milyar lira, 1 trilyon lira yük geliyor, buna "suni dalgalanma" diyor. Cevdet Yılmaz ne diyor? "Ekonominin temelleri sağlam." diyor. Ya, lafla peynir gemisi yürümüyor değerli arkadaşlar. Mehmet Şimşek de sürekli işinin başında olduğunu söylüyor; işinizin başındasınız da yaptığınız iş de ortada.
Milletimizin bir kez daha bedel ödeyecek takati kalmamıştır değerli arkadaşlar. Bakın, millet bir kez daha bedel ödeyemez; millet zaten fakirleşti, millet zaten ciddi bir şekilde yoksullaştı, bunu net bir şekilde görmeniz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ERHAN USTA (Devamla) - O yüzden, biz bu önergenin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bakın, Merkez Bankası yeni bir enstrüman daha ortaya koydu: "NDF" denilen, Türk lirası uzlaşmalı vadeli döviz satış işlemi. Firmalara diyor ki: "Senin dövize ihtiyacın varsa sen döviz piyasasına gitme, ben zaten 30 milyar dolarla ancak bunu durdurabildim. Ben sana bir şekilde -şimdi detayını anlatacak vaktim yok- döviz vereceğim." Peki, vatandaşı ne yapacaksınız? Vatandaşın parası şu anda TL mevduatta yüksek faizden dolayı. Vadesi dolduktan sonra vatandaşın dövize gitmesini nasıl engelleyeceksiniz, tekrar kur korumalı mevduatı mı geri getireceksiniz?
O yüzden, çok net söylüyorum arkadaşlar, Türkiye bir finansal çöküş sürecine girmiştir. Tabii, bunu geri çevirmek en fazla Hükûmetin görevidir ve Hükûmetin elindedir.
Birazdan vereceğiniz oyların, kaldıracağınız ellerin bu bilinç içerisinde olması gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)