| Konu: | Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 26.03.2025 |
ERSİN BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
2024 Haziran ayının son haftası Komisyonda görüştüğümüz bu madde Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü personelinin prim ödemelerini düzenliyor. Adil ve eşit olmayan bir yaklaşımla düzenlenen bu kanun maddesi o dönem metinden çıkarılmıştı. İktidar, her zaman olduğu gibi bu maddeyi biraz değişikliğe uğratarak önümüze getirmiştir. EUROCONTROL'den daha fazla ödeme alınması için ülkemize döviz girişini artırmaya çalışan, bu yolla personel maliyetini azaltmayı hedefleyen madde metni yine eksik düzenlenmiştir. 2023 yılı verilerine göre Fransa ile Türkiye'nin hava trafiği neredeyse aynı seviyededir. Fransa 21 milyon, Türkiye ise 20 milyon uçuşa sahiptir. Fransa EUROCONTROL'den 1,5 milyar euro gelir elde ederken Türkiye sadece üçte 1'i kadar, 497 milyon euro gelir elde etmektedir. Bu farklılık Türkiye'nin hava trafik hizmetlerinde personelin işçiliğini ve emeğini daha ucuza uygulamaya koymasından kaynaklanıyor. Radar, teknolojik çözümler, teknik hizmet, ödenen maaş, personelin özel teçhizat giderleri bile EUROCONTROL gelirlerinden ödenebilecekken Devlet Hava Meydanları bu avantajı doğru değerlendirmiyor. Ayrıca meydan işletme gelirleri kurumun genel gelirlerinin yüzde 70'ini oluştururken bu gelirlerden personele pay ödenmemektedir. EUROCONTROL tahsilat sistemi üst düzey personele pay aktarırken ülkemizin diğer personeli kendi meydan işletme gelirlerinin emekçileri olarak pay alamamaktadır. Geldiğimiz noktada, EUROCONTROL'den daha fazla para almak sadece personel maaşlarıyla sınırlı kalmamalı, diğer unsurlar da göz önüne alınmalıdır.
Yapılan geri dönüşlerdeki en büyük eleştiri, Devlet Hava Meydanları işletmesi personeline ilgili primlerin eşit ve hakkaniyetli olması gerektiğidir. Biz İYİ Parti olarak bu dağılımın her zaman ifade ettiğimiz gibi liyakat esasına göre yapılması gerektiğini savunuyoruz. AK PARTİ iktidarının yanlış politikalarına rağmen çalışma barışını bozmayacak, adaletli ve liyakate dayalı bir çözüm gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, adalet ve hukuk aynı potada değerlendirilse de özleri ve mahiyetleri itibarıyla ayrılabilirler. Hukuk, başta bizim yani milletvekillerinin içinde bulunduğu yasa koyucuların ideolojisi, yerel kültürü, dünya görüşü ve coğrafyasının sosyolojik yapısıyla ilgilidir ve bunlarla da sınırlıdır. Hukuk, bir milletin müşterekiyle oluşur; bireyin diğer insanlarla ilişkisini, toplumun karşılıklı tutumunu ve toplumu oluşturan her bir kişinin devlete karşı durumunu düzenlemeyi amaçlar. Bu bağlamda, hukuk, birilerinin üstünlüğüne hizmet etmek yerine milletin vicdanını temsil etmelidir. AK PARTİ iktidarı her alanda karşımıza çıkan hukuksuz politikalarıyla "Gerekirse hazmedeceksiniz." diyerek bu milleti baskılamak istemiştir. Adalet ise sadece insanoğlunun değil yaratılmış tüm canlıların hayat serüveninde doğal olarak bulunur. Zamana, mekâna, coğrafyaya, kültürel ve sosyolojik temellere bakılmaksızın aramamız gereken tek kavram da adalettir. "Hukuk" deyince bir sistematik bulmaya çalışırız ancak "adalet" deyince en büyük beklentimiz erdemdir. Adalet kavramı her şeyden önce ahlakla temellendirilir. Ahlakın olmadığı yerde adaletten bahsedemeyiz. Bu anlamda, adalet zedelenmemeli, sarsılmamalıdır. Adalet sarsılırsa devlet mefhumu çürür ve yıkılır. İşte, bugün ülkemizin ve milletimizin eksikliğini hissettiği şey hukuktan ziyade adalettir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yapılan tutuklama ve protesto süreci hukuksuzlukla işletilmiştir. Burada kaybeden AK PARTİ değil CHP ya da İmamoğlu değil adalet olmuştur, kaybeden Türkiye olmuştur. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Adaletsizliği iliklerine kadar hisseden toplumumuz ve özellikle gençlerimiz dünyaya örnek olacak bir tepki ve protesto yürütmüştür. Buradan özellikle tüm gençlerimizi tebrik ediyor, yaptıkları haklı eylemi gönülden destekliyorum.
Şunu iyi biliniz ki ülkede bir yolsuzluk, hukuksuzluk, adaletsizlik varsa araştırılmalı ve muhakkak cezası kesilmelidir ve toplumun vicdanına havale edilmelidir. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklardan kurtulduğumuz bir Türkiye hayalimiz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ERSİN BEYAZ (Devamla) - Bu hayalimiz iktidarın keyfî siyasetine kurban edilemez. Muhalif belediye başkanlarıyla anlaşamayan iktidarınız, yirmi üç yıldır kutuplaşmayı körüklemiş, toplumu ayrıştırmış, Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını da zedelemiştir. İYİ Parti olarak biz, yapılan tüm bu kirli siyasete rağmen adaletten ve ahlaktan yana olmaya devam edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)