Konu: | Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 71 |
Tarih: | 26.03.2025 |
CEM AVŞAR (Tekirdağ) - Evet, biraz uyandırma servisi gibi oldu, herkese günaydın. Saat sabah altı, biz burada yasa maddeleri görüşüyoruz yani bu kadar zamana, bu kadar imkâna rağmen bu iş değil değerli milletvekilleri.
HALUK İPEK (Amasya) - Bu grup adına öneriler çalışma saatinde kullanılırsa bu saati bekleyeceksin.
CEM AVŞAR (Devamla) - Şöyle, bakın, burada birçok perşembe es geçildi.
HALUK İPEK (Amasya) - Eğer sen çalışma saatinde grup adına öneri verirsen bu saate kadar çalışacaksın.
CEM AVŞAR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, o perşembeler eğer kapanmasaydı burada bu kanun da geçerdi, çevre kanunu da geçerdi. O yüzden, bu kadar kötü yönetilen bir yasa sürecini milletvekillerinin ve vatandaşlarımızın takdirine bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, hukuk devleti; hava gibi, su gibi, ekmek gibi temel hak ve özgürlüklerimizin güvencesidir; hukukun herkese eşit uygulandığı, yargının bağımsız ve tarafsız olduğu, keyfîliğe yer bırakmayan bir sistem olması lazım ve bu sistem demokrasimizin omurgasıdır ama üzülerek ifade edelim ki bugün bu omurga kırıktır. Anayasa'mızın değiştirilmez ilk 4 maddesinden 2'nci madde "Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir." der ancak yargıya doğrudan ve dolaylı müdahalelerle bu temel ilke açıkça zedelenmiştir. Yargı üzerindeki baskı adaleti sakatlamış, hukuka olan güveni zayıflatmıştır. Tarafsızlığı zayıflayan bir yargı artık adaleti değil talimatı uygular ve bu yurttaşta adalet duygusunu paramparça eder. Demokrasinin temel ölçütü kuvvetler ayrılığıdır. Bugün yargı yürütmenin gölgesine hapsolmuş durumdadır. Böyle bir ortamda temel hak ve özgürlüklerden bahsetmek de mümkün değildir. Yargı eliyle yürütülen sindirme politikaları artık milletimizin ve politikamızın en büyük sorunudur çünkü adalet dağıtan bir kurum iktidarın siyasal hedeflerini gerçekleştiren bir araca dönüşmüştür.
Değerli milletvekilleri, seçim sonrası bir umut vardı. Ekonomide rasyonel zemine dönüş, Suriye'de yeni bir diplomatik dönem, terörsüz Türkiye, hatta belki yeniden canlanacak bir Avrupa Birliği süreci ama bir gecede bir hareketle bütün umutlar yerle bir edildi. Koltukta olma telaşı adaletin önüne geçti, çıkar milletin çıkarının önüne kondu, nefis hukuk karşısında galip geldi. Bugün kullanılan dile, yürütülen politikaya bakınca da görüyoruz ki dibini görene kadar bu tehlikeli denemelere devam edilecek ve bu gidişatın hem sosyal hem ekonomik hem hukuki sonuçları her geçen gün hepimiz için daha da ağırlaşacaktır. Unutmayın, demokrasiyle oynanan bu Rus ruleti çok tehlikelidir ve bir yerde patlayacaktır. Biz buradan açıkça söylemek istiyoruz: Seçilmişlere karşı sabah operasyonlarına, iktidar-muhalefet ayrımıyla işleyen çifte hukuk sistemine, Türkiye'nin üçüncü sınıf demokrasi görüntüsüyle dünyaya sunulmasına, halkın boğazından kesilenle oluşturulan kaynağın bir gecede buharlaşmasına, fikrini söyledi diye yurttaşların, akademisyenlerin, gazetecilerin, sanatçıların cezalandırılmasına ve ihalelerle, hibelerle, teşviklerle semizleştirilen yandaş zümrenin sefahati karşısında halkın sefalete itilmesine ne pahasına olursa olsun karşı duracağız.
Değerli milletvekilleri, hiç kimseye hukuku kendi siyasi emellerine araç yapmak kalıcı bir şey sağlamaz. Önümüz bayram, dileğimiz odur ki yaklaşan bayram süreci herkes için bir muhakeme sürecine, muhasebe sürecine vesile olsun, gidilen yolun, girilen keskin virajın kârı, zararı herkes tarafından iyi hesaplansın ve unutulmasın ki Hazreti Ali Efendimiz'in dediği gibi, devletimizin dini adalet olmalıdır. Adaleti çiğneyen sadece devleti değil, kendisini de çürütür.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, hepinize hayırlı Ramazan Bayramı diliyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)