| Konu: | Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 26.03.2025 |
AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sabah 06.20, çiftçilerimiz tarlalarına, pazarcılarımız tezgâhlarına hazırlanırken bizler de halkımızın sofralarından eksilen ekmeği anlatmak için söz aldık.
Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'na yönelik siyasi hesaplarla başlatılan yargı süreci sadece adalet duygusunu değil aynı zamanda ülkemizin ekonomisini de büyük bir belirsizliğe sürüklemiştir. Yaşanan belirsizlik yüzünden üç gün içerisinde Merkez Bankasının 27 milyar dolarlık rezervi buharlaştı. Borsa İstanbulda şirketler 30 milyar dolardan fazla değer kaybetti. Ülkemizin borçlanma maliyeti bir anda 8, 9 puan arttı. Bunlar öyle kuru kuruya rakamlar değil, milletimizin alın teri, emeği, sofrasından eksilen ekmeğidir. Kredi risk primimiz sıçramış, ülkemiz daha pahalıya borçlanan bir ülke hâline gelmiştir. Şirketler kambiyo zararlarıyla boğuşurken kur oynaklığı yüzünden önlerini göremez hâle gelmişlerdir. Küçük esnafımız fiyat belirleyemez hâle gelmiştir. İş insanlarımız yatırımlarını ertelemeye başlamışlardır. Bu kriz en çok da sabit gelirli vatandaşlarımızı etkilemiştir. Emeklilerimiz uzun bir zamandır açlık sınırının altında maaş almaktadırlar. Mutfaklara bakıyoruz, yangın var; pazarlara bakıyoruz, elinde poşetleri boş olarak dönen vatandaşlarımız var, çocuklarına meyve, torunlarına harçlık veremeyen milyonlarca vatandaşımız var. Kur artışının getirdiği 684 milyarlık bir ek borçla ülkemiz karşı karşıya kalmıştır. Bu ciddi, büyük bir rakam. 684 milyarlık bu ek borç yüküyle ülkemiz için birçok yatırım yapılabilirdi. Sizlere bazı örnekler vermek istiyorum. Bakın, Türkiye'deki tüm öğrencilere dört yıl boyunca ücretsiz yemek verilebilirdi. Her ilimize ücretsiz kreşler açılabilir, aile destek merkezleri kurulabilirdi. Her ilçemize bir modern halk kütüphanesi yapılabilirdi. 16 milyon emeklimize 2 bayram boyunca toplam 40 bin TL bayram ikramiyesi verilebilirdi. Çiftçilerimize beş yıl boyunca ücretsiz mazot verilebilirdi. 1 milyon küçük üreticimize sıfır faizli kredi verilebilirdi. Tarımda ithalat bağımlılığı kırılabilirdi. Yine bu 684 milyar lirayla 500 bin sosyal konut inşa edilebilirdi. Bugün kira ödeyemeyen milyonlarca vatandaşımıza sıcak bir yuva sağlanabilirdi.
Gördüğünüz gibi ortada ciddi, büyük bir zarar var ancak bu zararın sorumlusu ne CHP'dir ne de meydanlarda hakkını arayan vatandaşlardır. Bu zararın sebebi, iktidarın gücü kaybetme korkusuyla yargıyı siyasallaştıran keyfî yönetim anlayışıdır. Hatırlayalım, piyasalar 19 Mart Çarşamba sabahı gözaltılar başladığında dibe vurmuştu yani halk meydanlara akmadan önce. Sayın Şimşek ise gene yatırımcılara "Rasyonel programımızdan sapmıyoruz." hikâyeleri anlatıyordu. Oysa 20 yaşındaki gençleri, işini yapan gazetecileri bile tutsak edenlerin piyasaları da tutsak ettiğini her adımları anlatıyor bize. Dövizi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, hazine tahvillerini kamu bankaları, hisse senetlerini ise Varlık Fonu kontrol ediyor. Soran olunca da "Programdan bir sapma yok." soran olunca "Ülkede serbest piyasa ekonomisi var." Bu palavraları halk da yemiyor artık. Siz asıl AKP'nin "rasyonel ekonomi yönetimi" dediği sistemin gerçekte nasıl işlediğini halka anlatın. Büyük kurtarıcı Sayın Şimşek'e soralım mesela: Kur yükselmeden hemen önce döviz alımı yapan şanslı gurupların kim olduğunu araştırıp halkla paylaşmak istemez miydiniz? Bu kişiler kimlerdir? Bu bilgiyi kimden aldılar? Millet kaybederken kim kazandı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYKUT KAYA (Devamla) - Oysa o kadar aşikâr ki artık, AKP yönetiminin ülkeye en büyük vaadi öngörülemezliktir, istikrarsızlıktır, yolsuzluktur, adaletsizliktir. Bugün yaşadığımız ve AKP iktidarda kaldığı sürece yaşamaya devam edeceğimiz iktisadi ve sosyal krizlerin sebebi de işte bu bozukluk, kuralsızlık ve belirsizlik düzendir.
Değindiğim bu konulardan dolayı, görüşmekte olduğumuz bu kanun teklifine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak "hayır" diyoruz. Unutmayalım, hukukun olmadığı yerde ekonomik istikrar olmaz. Adalet çökünce yalnız yargı değil ekmek de küçülür. Milletimiz bu gerçeği görüyor, bundandır ki ekmeğine, hukuka, demokrasiye ve Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkıyor.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum, şimdiden Ramazan Bayramı'nızı kutluyorum. (CHP sıralarından alkışlar)