| Konu: | Ramazan Bayramı’na, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, Cumhuriyet Halk Partisine ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 08.04.2025 |
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle tüm milletvekili arkadaşlarımızın ve Gazi Meclisimizin tüm çalışanlarının geçmiş bayramlarını kutluyorum, milletimizin geçmiş Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin sağlığına tekrardan kavuşarak mesaisine başlaması bizleri oldukça memnun etmiştir. Tekrar, Türk siyasetine, devlet hayatına çok önemli katkıları bulunan Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'ye sağlık ve afiyetle daha nice hayırlı hizmetlerin devamını diliyorum; Rabb'imden hayırlı, sağlıklı, sıhhatli, bereketli ömürler niyaz ediyorum.
Değerli arkadaşlar, az önce de hep izlediğimiz gibi, son haftalarda özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin tekrar 1940'lara, eski tek parti anlayışına, eski Cumhuriyet Halk Partisine dönüşünün izlerini, söylemini ibretle ve üzüntüyle izliyoruz. Esas itibarıyla AK PARTİ olarak bizlerin Türkiye'de muhalefet ne kadar güçlü olursa... Özellikle, 2'nci partinin, ana muhalefetin, iktidara talip olan partinin hem kullandığı dil, ifade hem söylem hem yaklaşım hem de tarzısiyaseti Türkiye için çok önemlidir. Türkiye'de kimin iktidara geleceğine millet karar verir, sandık iradesiyle ortaya çıkar. Bu anlamda, Türkiye'de iktidara talip olan bir partinin uygulamış olduğu bir siyaset tarzını milletimiz hayretle, ibretle izlemektedir. Yani, Türkiye'de milletin iradesiyle sandıkta seçilmiş bir kişiye, bir yönetime "cunta" ifadesini kullanmak asla kabul edilebilir bir şey değil. Esasen bu bize yabancı da değil, sandıktan kim çıkmışsa hep rahatsız olmuş; bu milletin adamı Menderes sandıktan çıkmış, Menderes'e "diktatör" demiş; bu millet Özal'ı seçmiş, merhum Özal'ı, Özal'a "diktatör" demiş; bu millet Erbakan Hoca'yı seçmiş, Erbakan Hoca 28 Şubatta, postmodern darbesinde de yine Cumhuriyet Halk Partisinin her yönüyle bu sistemde... 27 Mayıs darbesini, bu darbeyi bayram olarak, demokrasi bayramı olarak kutlayan bir anlayışın demokrasiden bahsetmesini, demokrasi anlayışını elbette milletimiz çok iyi biliyor. Milletin oylarıyla seçilmiş bir kişiye ve yönetime; milletin desteğiyle, sandık iradesiyle gelmiş bir kişiye "cunta" demek, hatta "12 Eylül dönemi bundan daha iyiydi." demek asla ama asla kabul edilebilir bir şey değil. Daha muhalefetteyken milleti ötekileştiren; çikolata markalarını, gittiği bakkal dükkânlarını bile ötekileştiren, ayrıştıran, sosyal bölücülük yapan bu anlayış gerçekten ama gerçekten milletimize yakışmıyor. O yüzden, milletimiz her seçimde Recep Tayyip Erdoğan'ı, AK PARTİ'yi destekliyor, Cumhuriyet Halk Partisine de muhalefet görev veriyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ve yine olacak olan erken seçim, seçim kararları... Türkiye, işine bakıyor, kendi gündeminde ve vakti geldiğinde yine milletimizin iradesiyle, milletimizin vermiş olduğu oylarla yönetilmeye devam edecektir. Bu ülkenin gelişmelerini, gündemini yabancı bir ülkeye şikâyet eden; bu ülkede milletin kendi sermayesiyle kurduğu, alın teriyle çalıştığı dükkânlar için "Onlardan alışveriş yapmayın." diyen bir anlayış, Türkiye'de gelişmelere karşı sessiz kalanları bile ötekileştiren bir anlayış, kusura bakmayın, faşizan bir anlayıştır. Türkiye'ye bu dilin, bu siyaset tarzının hiçbir faydası yoktur. Yani bugün destek vermedi diye ya da istediği desteği vermedi diye sosyal medya hesaplarını kapatan sanatçılar var. Biz, bu dili asla ama asla bir siyasi partiye yakıştıramıyoruz. Yani bu milletin bakkalı, esnafı, dükkânda çalışan kişiler içinde Cumhuriyet Halk Partili de var, İYİ Partili de var, DEM PARTİ'li de var; her partiden, her görüşten var. Dükkânını açtığında "Ben bir şey alıyorum." derken bu millet "şu bakkal şu anlayışta, şu çalışan bu anlayışta" diye bir şey yapmıyor. Lütfen arkadaşlar, bu ülkede siyasi gündemlerimizi elbette tartışalım ama sosyal bir fay hattı olarak, sosyolojik bir fay hattı olarak bunu bir bölünme, bir ayırımcılık, bir ötekileştirme noktasına getirmeyelim.
Cumhuriyet Halk Partisi nedense ilk başta yumuşama siyasetleriyle bir hamle yaptı ama muhtemelen Sayın Özel kendi mahallesinin de baskısına dayanamayarak tekrar, dejavuyla Cumhuriyet Halk Partisinin eski anlayışına, ontolojik varoluşuna dönmeye çalışıyor. Bunun Cumhuriyet Halk Partisine de Türk demokrasisine de faydası yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gül, lütfen tamamlayın.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Türkiye'de yine milletin birliğiyle beraberliğiyle elbette eleştirilerimizi yaparak... Eksik, hatalı yargı kararları da olabilir ama bu ülkenin yargı mensuplarını; darbeyle, 15 Temmuzla mücadele etmiş başsavcılarını, yargı mekanizmasını bu anlamda hakarete tabi tutmak doğru değildir. Türkiye bir hukuk devletidir, kararlara yönelik itiraz mekanizmaları vardır ama Türkiye'nin bu anlamda milletin oylarıyla seçilmiş meşru bir yönetimi vardır.
Şunu da söylemek isterim: "Cunta" dediğiniz silahı, tankı, tüfeği alır, millete savaş açar ama Recep Tayyip Erdoğan milletin oylarıyla millete savaş açanlarla mücadele etmiştir. Cuntayla mücadeleyi de sürdürmeye devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.