| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 08.04.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; 19 Mart 2025 tarihi ve sonrasında yaşananlar artık sadece bir mahkeme meselesi değil, doğrudan doğruya bu memleketin hukukuna, adaletine, demokrasisine, insan haklarına karşı açıkça bir darbe olmuştur...
(Uğultular)
BAŞKAN - Sayın Türkoğlu, bir izin verir misiniz.
Değerli milletvekilleri, gerçekten Genel Kurulda büyük bir uğultu var ve konuşulanlar rahat anlaşılamıyor. Bu nedenle, değerli vekillerimizin uğultuya meydan vermemelerini ve değerli hatibi saygıyla dinlemelerini özellikle rica ediyorum.
Sayın Türkoğlu, lütfen buyurun.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
...ve maalesef, bu darbeyi yapanlar bu ülkenin sokaklarında özgürlük isteyenlere, insan haklarıyla alakalı taleplerini dile getirenlere gazla, copla, ters kelepçeyle acımazsızca saldırılmasına izin vermiştir.
Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ'ın rehin alınmasıyla başlayan, milyonlarca İstanbullunun iradesiyle işbaşına gelen Sayın İmamoğlu'nun sabahın köründe gözaltına alınmasıyla süren ve yine, seçimle gelen belediye başkanlarının tutuklanmasıyla gemi azıya alan hukuk dışı bir süreçle karşı karşıyayız. Bütün bu antidemokratik müdahaleler milletimizin sabrını taşıran son damla olmuştur; yıllardır devam eden haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı meydanlarda toplu itiraza dönüşmüştür.
Buna karşılık siz ne yaptınız? Devletine vicdanıyla seslenen bu insanlara demokrasiyle değil zorbalıkla cevap verdiniz. Çıkan olaylarda tam 1.418 yurttaş gözaltına alındı. Bunların arasında 301 gencimizi yaka paça tutuklayarak âdeta yargısız cezalandırdınız. 139 öğrenci için iddianame hazırlandı ve bu öğrenciler hakkında hiç utanmadan siyasi yasak talep ettiniz.
Soruyorum: Bu gençlerimiz meydanlarda ay yıldızlı şanlı Türk Bayrağı'nı dalgalandırmaktan, adalet istemekten başka ne yaptılar? Cevabınız ne mi oldu? Cevabınızı şu fotoğraf çok net anlatıyor: Burada bu fotoğrafı verirken aynı gün, aynı saatlerde bölücübaşının posterinin olduğu eylemlere hiçbir müdahalede bulunmadınız.
Yukarıda sözünü ettiğim 1.418 gözaltı rakamı asla sadece birer sayı değildir. Bu rakamların her biri bir annenin gözyaşıdır, bir öğrencinin yarım kalmış sınavıdır, bir babanın gece boyu karakol kapısında bekleyişidir. Aileleri günlerce adliyelerin önünde, hastanelerin önünde çocuklarını aramak zorunda bıraktınız. Basına sansür uyguladınız, sosyal medya platformlarına erişim engeli. Bütün bunlar ne uğruna? Tabii ki hakikat gizlensin diye. Ama bilin ki milyonlarca insan o zalim görüntüleri izledi.
Bir hukuk devletinde işkence yasağı tartışılmaz, bir hukuk devletinde avukatına erişemeyen gözaltılar olmaz, bir hukuk devletinde gece yarısı operasyonlarıyla halkın iradesi kelepçelenmez; doğrudan siyasi bir talimatın ürünü olan iktidarın müdahalesidir bu. Bu, bir sindirme operasyonudur; bu, muhalefeti susturma, bir halkı korkutma operasyonudur. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik rejimine karşı aslında bir kalkışmadır. Bu emri kim verdi, kim sorumludur bundan? Bütün bu olup bitenler devleti nasıl bir parti aygıtına dönüştürdüğünüzü dünya âleme gösterdi. Herkesi sustursanız da milletin Meclisi bu hukuksuzluk karşısında susmayacaktır, bu Meclis zorbalığa göz yummayacaktır. Bu nedenle buradan açıkça çağrı yapıyorum: Gözaltına alınanların yasal haklarına erişimi sağlanmalı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlayayım.
BAŞKAN - Sayın Türkoğlu, lütfen tamamlayın.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - ...tutuklu gençler derhâl serbest bırakılmalıdır. RTÜK bu sansürcü uygulamadan vazgeçmeli, üniversite öğrencilerine yönelik burs kesintileri, disiplin cezaları, akademik yıldırma taktikleri son bulmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının anayasal haklarını kullandıkları için cezalandırılmalarına izin verilmemelidir. Halkın iradesini gasbetmeye çalışanlar bilsin ki biz susmayacağız, gençler susmayacak, kadınlar susmayacak, aydınlar susmayacak, bu ülkenin vicdanı susmayacaktır çünkü bu topraklarda adaletin sesi zorbalığın gürültüsünden her zaman daha üstün olacaktır. O nedenle, gelin, bir Meclis araştırması komisyonu kuralım ve hepsini araştıralım.
Heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)