| Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 08.04.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AKIN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde ve dünyada yaşanan iklim krizi karşısında bu Meclisin çok daha ciddi ve gerçekten de kendine yakışır bir çalışma yapmasını arzu ederdim ancak şu andaki tabloyu gördüğümüzde, 85 milyonun hayatını ve bütün canlı hayatını ilgilendiren bir konu karşısında maalesef gayriciddi bir durumla karşı karşıya kaldık. Şu anda mevcut AKP iktidarı neredeyse demokrasinin kırıntısını bile bu Mecliste gerçekleştirme konusunda bir çaba içerisinde değil.
Ülkemizde özellikle son günlerde yaşanan darbeci zihniyet tamamen topluma sinmiş durumda ve ülkemizdeki üniversitelerin ayağa kalktığı, öğrencilerin kendi haklarını savunmaya çalıştığı bir yerde maalesef öğrencilerin haklarını savunmak, onların haklarını gözetmek yerine öğrencileri hapse atmakla tam bir darbeci zihniyet yaygın bir şekilde korku cumhuriyeti yaratmaya çalışmaktadır. Biz buradan bir kez daha kınıyoruz.
Bu yasayı bu şekilde getirmek ülkemizdeki demokrasinin tiyatrosu hâline gelmiş bir sahnenin göstergesi gibidir. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu yasa pazartesi günü bize, Komisyon üyelerine gönderildi, salı günü bilgilendirmesi yapıldı ve bu heyetle beraber çarşamba günü karar geçmiş oldu Komisyondan; şu anda da Genel Kurulda görüşülüyor.
Bakın, ülkemiz şu anda iklim krizinin merkezinde. Akdeniz Bölgesi bu mevcut dünyada en fazla riskli olan yerlerden bir tanesi; her tarafta seller, orman yangınları, felaketler almış başını gidiyor.
Geçen gün Mersin'e gittim, Adana'ya gittim; orada yüzde 80 civarında narenciye kurumuş durumda. Önümüzdeki yıl göreceksiniz ki narenciyenin fiyatı çok yüksek olacak. Bunun sebebi, sizin yarattığınız kapitalist sistemin sonucu olarak bu ülkede artık karbon salımı konusunda hiçbir önlem almayan, şu anda da "iklim kanunu" dediğiniz kanunun aslında iklim kanunuyla alakası olmayan bir sistemle karşı karşıya olmamız. Bu, iklim kanunu değil; bu, karbon piyasasını düzenleme kanunu. Nasıl suyu alınıp satılacak bir borsa hâline getirdiniz, şimdi de havayı alınıp satılacak bir borsa hâline getirmeye çalışıyorsunuz. O gün söyledim, Komisyonda söyledim, gelin, bunun adını değiştirin dedim. Bu ülkede gerçek anlamda, herkesin hayatını ilgilendiren bir konuyla ilgili katılımcı, demokratik bir anayasa yapalım ama maalesef, kulakları sağır, gözleri görmüyor ve şu anda da aynı şey yapılıyor. Buradan bir kez daha söylüyorum: Bu ülkede gerçek anlamda bir iklim kanununa ihtiyaç var. Siz, Paris İklim Anlaşması'nı yaptınız, hiç olmazsa kendinize saygı gösterin. 2022 yılında siz Konya'da 10 bine yakın insanla İklim Şûrası yaptınız; o İklim Şûrası'ndan zerre kadar burada bir madde yok, bir tanesi bile geçmiyor. Şimdi, böyle ikiyüzlülük olmaz. Bu ülkenin bütçesini, bu ülkenin olanaklarını, bu halkın varlıklarını böyle kullanamazsınız. Buna kimsenin hakkı yok. Gerçek anlamda şunu söylüyorum: Biz, bugün 120 platformun katılımıyla, bütün muhalefet partilerinden katılımcı vekillerle bir basın toplantısı yaptık. İnsanlar "Biz halkın iklim kanunu için teklifte bulunduk; 28 bin imzayla bu Meclise getirdik. Geldik, burada konuşma hakkı bile verilmiyor, sadece vekiller konuşabiliyor, bunu değiştirin." diyorlar. Çünkü bu ülkede artık hak arama meselesi en temel konu hâline gelmiş, adalet en temel konu hâline gelmiş. Bu yasayı bugün konuşsak bile kıymeti yok, çoğunluğunuzla geçirmeye çalışıyorsunuz. Çoğunluğunuz sadece noter gibi gelip oylarını kullanıyorlar ve şu anda, sadece 5 milletvekili var AKP'li burada. (DEM PARTİ, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar) Ayıptır ya, gerçekten ayıptır yani; bunu kabul etmiyoruz, bu Meclisi bu kadar değersizleştiremezsiniz, bu halkın oyuyla gelmiş insanları burada yok sayamazsınız. Biz, halka hesap vereceğiz, size değil ama bu İklim Kanunu Teklifi'ni geçirseniz bile, inanın, sokaktaki insanlar sizin yüzünüze baka baka "Bu, iklim kanunu değil; siz sermayenin ihtiyaçlarını yaptınız." diyecekler. Ankara Sanayi Odasında 2022 yılında hazırladığınız kanunu buradan geçirmeye çalışıyorsunuz. Neden iklimin mevcut muhataplarıyla bunu konuşmadan yapıyorsunuz? Bu İklim Kanunu Teklifi'yle ilgili hiç olmazsa dünyanın birçok ülkesine bakın. Bakın, Fransa bununla ilgili üç yıl çalışmış, 305 maddelik bir iklim kanunu çıkarmış. Bakın, beğenmediğiniz Şili, bütün yerel yönetimlerle katılmış, çalışmasını yapmış ve iklim kanunu çıkarmış. Bugün Alman Yeşilleri geldiler, kendilerine söyledim "Bizim ülkemizde bugün biz İklim Kanunu Teklifi'ni görüşeceğiz ama bu, iklim kanunu değil, sizinle yaptığı ticaretteki sıkışmaya bağlı olarak gümrükte sadece karbon piyasası için gerekeni yapmaya çalışıyorlar yani ihracat ve ithalat yapmaya çalışıyorlar." diye. Avrupa'nın çöplüğü biz olamayız, Avrupa'nın her türlü kötü uygulamasını burada yapamazsınız.
Bakın, 2005 yılından beri Milas'ta var olan kömür üretimi yasaklanmış durumda. AİHM diyor ki: "Burası sürekli hastalık üretiyor; suyu tüketiyorsunuz, hastalık üretiyorsunuz." 2022 yılında 68.440 kişi bu mevcut yaşanan koşullardan dolayı kanser olmuş durumda; bunun mahiyeti var. Sadece 2022 yılının hesaplarını söylüyorum size ve bu ülkede insanlarımız her gün çok yaygın bir şekilde kanser oluyor; sadece benim ailemde çok yaygın kanser var, şu anda babam kanserle uğraşıyor. Siz, parayla, satın aldığınız kömür üretimini yaparak, bu ülkeyi kirleterek, her türlü fosil yakıt kullanarak insanları zehirleme, onların sağlığını tehdit etme hakkını elde edemezsiniz, "Parayla her türlü cezayı veririm ama ben ticareti yaparım." diyemezsiniz, buna hakkınız yok. Bu ülkeyi bir kötülük cumhuriyeti hâline getiremezsiniz, buna izin vermek istemiyoruz.
Ben, bütün halkımıza sesleniyorum: Burada AKP'liler yok artık. AKP'ye oy verenlere sesleniyorum: Ey AKP'ye oy veren yurttaşlarım, bu AKP'nin bu ülkeye sürekli verdiği zarar karşısında birlikte olmaktan, onlara karşı tutum almaktan başka çare yok! Bugünü kurtarabilirsiniz ama çocuklarımız için, torunlarımız için, geleceğimiz için bu ülke ölüyor.
Bakın, benim bir arkadaşım karbon meselesine çok benzeyen bir durumu yaşıyor. Kendisi sigara bağımlısı, on yıl önce doktora götürdüm, doktor dedi ki: "Sen ölüme gidiyorsun, intihar ediyorsun ve bir an önce bu sigarayı bırak." Şu anda ülkemiz aynı bu pozisyonda. Ülkemiz, tam bir sigara bağımlısı gibi karbon bağımlısı hâline gelmiş ve sürekli karbon siyasetini üretiyorsunuz, sürekli kömür üretiyorsunuz. Daha yeni, şu anda Çayırhan kömür üretimini otuz beş yıllığına kiraya verdiniz ama Avrupa karbonlarla ilgili, iklimle ilgili tedbir alırken hemen kömür üretimini kapatıyor ve bütün halkıyla beraber tedbir alıyor. Biz ne yapıyoruz? Otuz beş yıllığına kiraya veriyoruz, "Devam edin." diyoruz, "Cezanı ver, kömür üretmeye devam et." diyoruz. Böyle bir iklim kanunu olmaz, böyle bir yasa olmaz, böyle tedbir olmaz ve halka hiç sormadan, insanlara hiç sormadan, bilim insanlarına hiç sormadan da yasa yapılamaz; bizim bile haberimizin olmadığı bir yerde yapılan yasanın da bir kıymeti olamaz. Kendiniz için yasa yapıyorsunuz ama halka düşmanlık yapıyorsunuz. Gelin, bundan vazgeçin. Üzerine konuşmaya bile gerek yok, biz bu yasanın çekilmesini istiyoruz; gerçek anlamda iklim kanununun çıkarılması için çalışma yapılmasını istiyoruz. Herkesin katıldığı ortak bir hikâyenin, ortak bir hayatın, ortak bir geleceğin unsuru olmak istiyoruz, öznesi olmak istiyoruz. Artık kimseyi yok sayamazsınız. Bu konuda çoğunluğunuzla yürüttüğünüz siyaset artık iflas etmiştir. İflas ettiğiniz siyaseti sürdürmeye kalkarsanız siz de iflas edersiniz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu ülkede artık onurlu insanlar var, itiraz ediyorlar, sokağa çıkıyorlar, gençler var, o "elektronik bağımlısı" dediğiniz gençler var; yok öyle bir şey, üniversiteli gençler kendi diplomalarının iptal edileceği korkusuyla sokağa çıktılar, bir anda hocalarının, profesör hocalarının lise mezun olmasını kabul etmiyorlar, itirazlarını sokakta gösteriyorlar. Artık bundan sonra da iklimle ilgili uygulanan her türlü kötülük karşısında göreceksiniz çok daha güçlü örgütleyeceğiz, sizin bu yasanızı tanımayacağız ve mücadelemizi devam ettireceğiz.
Bir şey daha söylemek istiyorum, bu ülkede yine iklim kanununa benzer bir çalışma yapıldı daha önce, hayvan haklarıyla ilgili yapıldı. Burada hayvan haklarıyla ilgili "Hiçbir katliama biz izin vermeyeceğiz." dediniz ama inanın, hayvanları koruyan insanları öldürüyorsunuz ve öldürülen insanlar... Bugün İzmir Kemalpaşa'da suçlular bile ortaya çıkmıyor, hiç kimse bir şey yapmıyor ve devam ediyor, bir katliama ortak oluyorsunuz. Nasıl hayvan öldürme konusunda bir katliama ortak olduysanız, bugün iklim meselesinde de korkunç bir şekilde bir katliama ortak olacaksınız, insanların sağlığıyla oynuyorsunuz, geleceğiyle oynuyorsunuz; buna izin vermeyelim, gelin, bütün muhalefetle iktidarla beraber bunu durduralım ve birlikte bunun geçmemesi için çalışma yapalım, yoksa gerçekten bu ülkenin geleceği çok karanlık olacak ve bu yaşam da bizim elimizden gidecek, geleceğimizi kurtarmak için herkesi ortak mücadeleye çağırıyorum.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)