| Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 08.04.2025 |
EMEL GÖZÜKARA DURMAZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İklim Kanunu Teklifi'miz üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve ekranları karşısında bizleri izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
İklim değişikliği küresel bir tehdit olarak tüm dünyada ve ülkemizde artarak etkisini göstermektedir. Bu durum, ülkelerin alışkanlıklarını ve önceliklerini ekonomik, sosyal ve hukuksal açıdan değiştirmektedir. İklim değişikliği yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda ekonomiden sosyal düzene, küresel istikrardan insan güvenliğine kadar pek çok alanda etkisini hissettiren kapsamlı bir krizdir. İklim değişikliği tüm dünya genelinde büyük bir dönüşüm sürecidir. Bu sürecin doğru ve kararlılıkla yönetilmesi aynı zamanda fırsatları da beraberinde getirmektedir. Türkiye olarak bu sürecin bir parçası olmak, iklim değişikliğiyle mücadelemizi en somut adımlarla gerçekleştirmek ve dünya genelindeki yeşil dönüşümde etkili bir rol almak büyük bir fırsattır. İklim kanunu bu sürecin temel taşlarından biri olarak sadece çevreyi koruma amacını taşımakla kalmayacak, aynı zamanda yeni iş alanları ve yeşil teknolojiler gibi sektörlerde ekonomik fırsatlar yaratacaktır. En önemlisi, bu dönüşümün başarısı, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğumuzu yerine getirmek olacaktır.
Dünya, iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla bir araya gelerek bazı sözleşmeleri uygulamaktadır. Ülkemiz bunlardan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne 2004 yılında, Paris Anlaşması'na da 2021 yılında taraf olmuştur. Ülkemizin bu sözleşmelere taraf olması, uluslararası hukuk bağlamında yükümlülüklerimizi de belirlemektedir. Belirtilen sözleşmeler kapsamında iklim değişikliğiyle mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum iki önemli unsurdur. İklim değişikliğiyle mücadele ve uyum süreci için yapılacak eylemlerin izlenmesi, toplum tarafından benimsenmesi ve uygulamaların iyileştirilmesi, uluslararası sözleşmelerimizin iç hukukumuza aktarımı ve en önemlisi iklim değişikliğiyle mücadelenin bir an önce yasal bir zemine oturtulması amacıyla iklim kanununa ihtiyaç duyulmaktadır.
Sayın milletvekilleri, bu doğrultuda İklim Kanunu Teklifi, 2053 net sıfır emisyon hedefi ve yeşil büyüme vizyonu esas alınarak hazırlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu 2053 net sıfır emisyon hedefi, insan kaynaklı faaliyetler dolayısıyla atmosfere salınan sera gazı emisyonlarının teknoloji ve diğer yöntemlerle azaltılarak veya yutak alanlar vasıtasıyla dengelenerek sera gazı emisyonlarında net artış olmamasını ifade etmektedir. Yeşil büyüme vizyonu ise çevresel iyileştirmelere ve iklim değişikliğiyle mücadeleye olumlu katkı sağlayan mal ve hizmetlerin yatırım ve tüketimini önceleyen bir anlayıştır. Kanun teklifinde, iklim değişikliği nedeniyle gerçekleştirilecek politikalarda kimseyi geride bırakmaksızın en adil şekilde hareket edilmesini ifade eden adil geçiş, mücadeledeki eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan iklim adaleti, sürdürülebilirlik, şeffaflık gibi ilkeler yer almaktadır. Teklifte, coğrafi alan ya da sektör gibi herhangi bir ayrım gözetmeksizin iklim değişikliği konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin iş birliği içerisinde sorumlulukları ve yükümlülükleri belirlenmektedir. Teklifte, iklim değişikliğiyle mücadelenin; Ulusal Katkı Beyanı, İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı, İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı, Uzun Dönemli İklim Stratejisi ile sair ulusal politika belgelerine uygun olarak yeşil büyüme vizyonu ve 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda gerçekleştirileceği belirtilmektedir. İlgili paydaşlarla birlikte hazırlanan bu strateji ve eylem planlarında yer alan hedefler kısa, orta ve uzun vade şeklinde belirlenerek yapılacaklar adım adım ortaya konulmaktadır.
İlgili belgelerdeki bu hedeflerle birlikte kurum ve kuruluşlara yol gösterici nitelikte somut sera gazı emisyon azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinden bazılarına da yer verilmektedir. İklim değişikliğinin etkilerinin yerel ihtiyaçları karşılayacak, özellikle uyum faaliyetlerinin kapsamını belirleyerek her ilin bütüncül planı olacak şekilde yerel yönetimlerin katkısıyla hazırlanacak, 81 ilde hazırlanması zorunlu hâle gelecek yerel iklim değişikliği eylem planlarına teklifte yer verilmektedir. Bu kapsamda, yerel iklim değişikliği eylem planlarının sunulduğu ve izlenmesinin yapıldığı il iklim değişikliği koordinasyon kurullarının da kurulması kanun teklifimizde yer almaktadır. Belediyeler ile bakanlıklarımızın taşra teşkilatları ve illerdeki ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerinin yer alacağı bu kurullarla sadece sanayi ve emisyon azaltımı açısından değil, tüm sektörlerde iklim değişikliğine uyumu da içine katacak bir yapı organize edilmiştir. İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik finansman, teknoloji geliştirme ve transferi ile kapasite geliştirme faaliyetlerini içeren uygulama araçlarına yer verilmektedir. Temiz teknolojilerin kullanımı, öz teknolojik yeterliliğimizin desteklenmesi, kamuoyu farkındalığının artırılması, gençlerimizin bilgilendirilmesi üzerinde de durulmaktadır.
Finansmana ilişkin uygulama araçlarındaki yetki ve usul belirlenerek iklim finansmanı ve iklim değişikliğiyle mücadele teşvikleriyle, bir yatırımın gerçekten çevreci ve iklim değişikliğini olumsuz etkilemeyen bir yatırım olup olmadığını belirleyen ve bu sayede uluslararası finans akışlarını hızlandıracak Türkiye Yeşil Taksonomisinin kurulacağı da kanun teklifinde yer almaktadır.
2053 net sıfır emisyon hedefimiz ve yeşil büyüme vizyonumuzun en önemli araçlarından biri olan ve sektörlerimizin rekabet gücünü arttıracak "Kirleten öder." prensibine dayalı Emisyon Ticaret Sistemi'nin kurulması da teklifte düzenlenmektedir. Emisyon Ticaret Sistemi, kapsam dâhilindeki işletmelerin "sera gazı emisyonlarına bir üst sınır belirlenmesi" ilkesine dayalı olarak çalışan ve 1 ton karbondioksit eş değerinde sera gazı emisyon haklarının alınıp satılması suretiyle sera gazı emisyon azaltımını teşvik eden, piyasa temelli bir sistemdir. Bu sistemde hem iklim değişikliğiyle mücadelede yıllar içerisinde sera gazı emisyonunun azaltılması sağlanacak hem de maliyeti etkin bir şekilde azaltım imkânı verecektir.
Teklifte Emisyon Ticaret Sistemi içerisinde yer alan aktörler ve görevleri de tanımlanmıştır. Teklifin iklim değişikliğiyle mücadele amacını açıkça ortaya koyan maddesi gelirlere ilişkin maddesidir. Bu maddede ETS ve diğer uygulamalardan elde edilen gelirlerin yeşil dönüşümün sağlanması ve iklim değişikliğiyle mücadelede kullanılmasına yönelik emredici bir hüküm bulunmaktadır; bu kapsamda, yenilikçi çözümlerin üretilmesi, yeşil yatırımların gerçekleşmesi, afetlere karşı sigorta sistemlerinin geliştirilmesi gibi mekanizmaların desteklenmesi de sağlanacaktır. Kanunda yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak olan çeşitli yaptırımlar da teklifte yer almaktadır.
Değerli milletvekilleri, iklim kanunu bireysel, toplumsal veya sosyal açıdan özgürlüklere dokunmadan daha yaşanabilir bir dünya için gelecek nesillere olan yükümlülüğümüzü yerine getirmemizi sağlayacak bir düzenlemedir. İklim değişikliklerinin etkilerine karşı tarımın, gıda güvenliğinin ve su kaynaklarının korunması ile yutak alanların korunması ve artırılması gibi yükümlülüklerle vatandaşlarımızın yaşam standartlarının artırılması ve toplumun refahının korunması sağlanmaktadır. İklim değişikliğiyle mücadelenin koordinasyonlu, kontrollü ve daha hedef odaklı bir şekilde yapılabilmesi için yasal bir dayanaktır. Yeni teknolojiler, temiz üretimler, karbon kredisi gibi mekanizmalar teşvik edilerek ülkemiz iklim değişikliğine daha dirençli bir hâle getirilecektir. Ulusal ve uluslararası finansal kaynakların yeşil büyüme vizyonu ve iklim değişikliğiyle mücadele yatırımlarına aktarılması için yasal bir dayanak olacaktır. İklim değişikliği ile yeşil dönüşümün istihdam üzerindeki etkilerini dikkate alarak gerekli çalışmaların yapılması ve özellikle özel sektörün yeşil iş modellerine geçiş süreçlerinin desteklenmesiyle yeni iş alanları oluşturulması hedeflenmektedir. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yerelin ihtiyaçlarını, risklerini ve tehditlerini belirleyerek yerel yönetimlerin finansmana erişimi kolaylaşacaktır. İklim kanunu yalnızca bugünün değil, yarının Türkiyesi için atılmış stratejik bir adımdır. İklim krizine karşı vereceğimiz her mücadele, atacağımız her adım geleceğe bırakacağımız mirası da şekillendirecek ve bu süreç hepimizin ortak gayretiyle başarıya ulaşacaktır.
Kanunun ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)