GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:63
Tarih:08.02.2012

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisinin bugün getirdiği grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Tabii, her defasında yazboz tahtasına dönüştü, yani acele işe şeytan karışır, acele işe şeytan karışır. Nurettin Bey, yani mesele birbirimizle akıl yarışı yapmak değil, doğruyu yapmak, birlikte yapmak. Birlikte rahmet var, ayrılıkta nelerin olduğunu hep beraber görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, bu tartışmanın sebebini sizler de biliyorsunuz, şu saat itibarıyla milletimiz, halkımız da bizi izliyor. Gerçekten Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin sorunlarının çözümü için hukuk kurmak üzere kurulmuş, görevlendirilmiş ve bu konuda da siyasi iktidara, iktidar partisi grubuna yetki verilmiş. Biz her defasında söylüyoruz, Meclisin gündemini belirleme yetkisi iktidara aittir ancak iktidarın kafası karışık olunca, hangi konuları, hangi sıralamada görüşeceği kararını sürekli değiştirince, muhalefet partileri olarak biz de buraya milletin gündemini getiriyoruz, işin özü bu.

İktidar kendi gündemini getiriyor, bu gündemi belirlemekte yetkisi var ama getirdiği konulara bakınız, inanınız ki toplumun sorun içinde kıvranan kesimlerinin sorunlarına çözüm üretecek konular değil, başka konular. Yani uluslararası sözleşmelerin toplumsal karşılığı var mı? Hükûmetin gündem belirlemek gibi yetkisine saygı duyuyoruz ama milletin gündeminin buraya getirilmesi de Milliyetçi Hareket Partisi başta olmak üzere, muhalefet partilerinin hakkı ve yetkisidir. Bu, İç Tüzük'ümüzde 19'uncu maddede belirleniyor: Danışma Kurulu. Danışma Kurulunda eğer iktidarın getirdiği gündem sıralaması muhalefet tarafından da paylaşılırsa Danışma Kurulu kararı olarak geliyor, burada birçok defa da bu denenmiştir ve yapılmıştır; hatta hiç Danışma Kurulu toplanmadan elden imzalattırarak bu türlü uzlaşma örneklerini bu Meclis ortaya koymuştur. Ama bunun dışında, muhalefet partileri olarak bizim toplum kesimlerinin sorunlarını buraya taşımak için başka bir imkân, gündem belirlemek anlamında bir başka imkân yok. Danışma Kurulu grup önerisinin adı budur. Bu hakkın muhalefet partilerinin elinden alınmak istenmesi kabul edilemez arkadaşlar, demokrasimiz açısından, Meclisimiz açısından, demokratik sistem açısından kabul edilemez. Milletin gündeminin tartışılmasını, burada muhalefet partilerinin sesini kısarak, elinden alarak demokrasiyi işletemezsiniz.

Değerli milletvekilleri veya bizi izleyen değerli vatandaşlarımız bilmeli ki Adalet ve Kalkınma Partisinin sayın grup başkan vekilleri, grup başkan vekilleri kimliğiyle bir kanun teklifi getirdiler buraya, hiç gerekli değilken. Yani dokuz yıldan bu yana bu Meclisi yönettikleri İç Tüzük'ü değiştirmek üzere kendi aralarında anlaşmışlar bir kanun teklifi getirmişler. Demin anlatımını yaptığım, milletin gündeminin buraya getirilmesini temin eden grup önerisi konusunda muhalefetin sesini kırk dakikadan beş dakikaya indiriyorlar. Biz de diyoruz ki: Sizin niyetiniz muhalefetin sesini kısmak. Mevcut İç Tüzük'te 19'uncu maddede muhalefet partisi grupları veya iktidar partisi grubu da uzlaşarak buraya bir Danışma Kurulu kararı getiremedikleri takdirde grup önerisi olarak getirirler, lehte-aleyhte onar dakikadan kırk dakika konuşulur. Mesele ne? Milletin bir meselesinin burada iktidarıyla muhalefetiyle birlikte kırk dakika konuşulmasıdır, bunun paylaşılmasıdır. Vatandaşın hiç olmazsa Meclisinden kendi sorununun konuşulduğu görebilmiş olması gerekiyor. Bunu temin etmek için İç Tüzük'te tanzim edilen 19'uncu madde, bu, Adalet ve Kalkınma Partisi grup başkan vekillerinin ortak kanun teklifiyle buraya, beş dakika olarak sınırlayan bir düzenleme geldi. Bu, doğrudan muhalefetin sesini kısmak arzusudur.

Değerli arkadaşlar, başka şeyler söyleyebilirsiniz, iki günden veya bir haftadan bu yana bunu dinliyoruz, işte, "Daha çok muhalefet konuşuyor, siz konuşuyorsunuz." falan diye -öyle bir niyetimiz yok- iddialarını iktidar partisi ısrarla önümüze koyuyor ama bu bir irade beyanı, irade beyanı. Yani nedir?  Hangi kanunu çıkartmak istediniz, hangi sıralamayı yapıp da Meclisin gündemini belirlemek istediniz de muhalefet partileri bunları engelleyebildi? Eğer bu irade beyanında siz Meclisi çalıştırmak gibi bir arzunuz var da muhalefetin konuşma süresini kısaltıyorsanız doğru değil. Meclisin çalışmasını hepimiz istiyoruz. Meclis çalışsın, sabahlara kadar çalışsın, her gün çalışsın, günün her saatinde çalışsın, burada hiç kısıtlama yok. Buyurun, saat 14.00'te başlayacağımıza 13.00'te, saat 11.00'de başlayalım, saat 19.00'a kadar çalışacağımıza 21.00'e kadar çalışalım, çok acil durumlar varsa bitimine kadar çalışalım. Yani bu İç Tüzük'le muhalefet partilerinin elindeki 19'uncu maddedeki grup önerisi getirme hakkını veya konuşma hakkını elimizden almanın gerekçesi Meclisin çalıştırılmak istenmesi olmaz, bu doğru değil, bunu ısrarla söyleyerek milleti aldatmaya hakkınız yok.

Değerli milletvekilleri, şunu bilmeniz lazım: Evet, Türkiye hukuk devleti, Meclisin hukuku da İç Tüzük ama bu kurallar Meclisi çalıştırmaz, istediğiniz İç Tüzük'ü yapın, Meclis İç Tüzüğü'nü yapın, istediğiniz kuralı koyun, istediğiniz hukuku geliştirin, eğer aramızda bir güvene dayalı uzlaşma yoksa bu Meclisi çalıştıramazsınız. Bunu kırk defadır deniyorsunuz, bin defadır deniyorsunuz. Eğer maksadınız, amacınız Meclisi çalıştırmak ve milletin sorunlarına çözüm üretmekse bunun yolu muhalefet partisi grup başkan vekilleriyle uzlaşmadan geçer. Bu uzlaşmayı biz her defasında ortaya koyuyoruz, birçok örneği var -daha önce arkadaşlarımız bahsetti- bir haftada 2.800 maddelik dört tane kanun çıkarttı bu Meclis. Muhalefet itiraz etse çıkartabilir miydiniz?

Değerli milletvekilleri, uzlaşma bir mecburiyet. Burada millet adına bulunuyoruz iktidarıyla muhalefetiyle, ortak aklı üretmek noktasında uzlaşmak mecburiyetindeyiz ama bir başka mecburiyet, uzlaşmayı temin etmek sorumluluğu siyasi iktidarın. Siyasi iktidar uzlaşmanın tedbirlerini alacak ama uzlaşmayı bozmak gibi bir arzu, bir niyet varsa, işte, yapılacak iş, bunun gibi bir iç tüzük tadili, teklifi, kanun teklifini getirip bu Meclise dayatmaktır.

Tekrar soruyorum, vicdanlarınıza soruyorum, vatandaşlarıma soruyorum. Dokuz yıldır bu Meclisi tek başına siyasi iktidar olarak AKP yönetmektedir, bu İç Tüzük'le yönetmektedir. Bu üç dönemde muhtemel 3 bine yakın kanun çıkmıştır, bu İç Tüzük'le çıkmıştır ve bu parçalı yapıyla, bu muhalefet partileriyle çıkmıştır. Şimdi, dokuz yılda kullandığınız ve bu hükümleriyle, bu kurallarıyla yönettiğiniz bu Mecliste şimdi ne değişti de İç Tüzük'ün 19'uncu maddesini değiştiriyorsunuz?

Bakın, değerli milletvekilleri, bilgi olarak sunuyorum size. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kapalı kapılar arkasında bir haftadır devam eden görüşmelerin içeriğini size sunuyorum. Israrla uzlaşalım diyoruz. Çekin bu İç Tüzük teklifini, oturalım, birlikte yapalım. Geçen dönemde hazırlanmış, dört partinin katılımıyla hazırlanmış devasa bir İç Tüzük teklifi var. Gelin, onu yeniden ele alalım.

Anayasa değiştirmek için oluşturulan bu uzlaşmayı İç Tüzük'te de yapalım. İç Tüzük ve Anayasa birbirinin paraleli kanunlar. Anayasa olmadan İç Tüzük'ü değiştirmenin, parçalı bir şekilde değiştirmenin de hiçbir anlamı yok.

Dolayısıyla, burada çalışmanın huzurunu, uzlaşmanın zeminini parçalayan, bunu ortadan kaldırmaya çalışan, maalesef bu İç Tüzük teklifi olmuştur. Bir haftadan bu yana da tartışıyoruz, bir milim mesafe katedilememiştir.

Teklifimiz şudur: Çekin bu İç Tüzük teklifini, oturalım, bunu ve bunun ötesinde, bu Meclisi daha etkin çalıştırmak için yapılması gerekenlerin tamamını birlikte tanzim edip buraya getirelim. Aksi takdirde, hem bu milletvekillerine yazık olur hem milletin zamanına yazık olur ama bunun sorumlusu AKP İktidarı, AKP grup başkan vekilleri?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ? AKP Grubu olur. Bunu bilesiniz. Sorumluluk sizin. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şandır.