| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 08.02.2012 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçen hafta başlayan İç Tüzük görüşmelerimiz bugün, çarşamba günü tekrar devam edecek. Bu süre içerisinde, dün de ifade etmeye çalıştığım gibi, İç Tüzük'le ilgili tartışmaların biraz daha yoğun bir şekilde geçmesi, hoş olmayan görüntülerin ortaya çıkması münasebetiyle, siyasi parti grup başkan vekillerinin bulunduğu bir ortamda, Sayın Başkanın başkanlığında bir toplantı yaptık. Cuma günü saat 09.30'dan 11.30'a kadar geçen toplantıda belirli bir noktaya gelinip saat 13.30'da tekrar Başkanımızın başkanlığında yarım saatten fazla bir süre toplantıya devam edildi. Bu süre içerisinde, o gün İç Tüzük'le ilgili konunun görüşülmemesinin, pazartesi ya da salı günü siyasi parti grup başkan vekillerinin bir araya gelerek en çok tartışılan konular ne ise yani İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi ile sık sık gündeme gelen İç Tüzük'ün 63'üncü maddesindeki usul tartışmaları doğrultusunda ortaya çıkan karmaşanın giderilmesi ve daha sağlıklı bir şekilde çalışması amacıyla getirdiğimiz teklifin muhalefet partileri tarafından "Muhalefetin sözünü kısmak" anlamındaki, şeklindeki ifadeleri olarak hayat buldu.
Bakın değerli milletvekilleri, muhalefet partilerinin maalesef gelenek hâline gelen? Özellikle 24'üncü Dönem Parlamentosunda, 23'üncü Dönemde de son zamanlarında gelenek hâline gelen çalışma günü hangi gün ise her gün grup önerisi verilmesi alışkanlık hâline geldi. O grup önerileri de -ki, bugün konuştuğumuz grup önerileri de araştırma önergeleri şeklinde- Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminin salı günü belirlenmesi ve o çerçevede çarşamba, perşembe günü, karar alındıysa cuma, cumartesi günleri de devam etmesi.
Muhalefete mensup değerli konuşmacıların, özellikle grup başkan vekillerinin bu kürsüde yaptığı konuşmalarda en büyük eleştiri, en büyük sitemlerinden birisi şuydu; geçen dönem de bu, bu dönem de bu: "Yarın ne yapacağımızla ilgili Adalet ve Kalkınma Partisi ya da İktidar Partisi Grubu kanaat oluşturmamış. Salı günü bu konuda grup önerisi almasına rağmen Çarşamba günü tekrar gündem değiştiriyorlar." şeklinde bir eleştiri var.
Muhalefetimizin bu konuda itirazları, eleştirileri doğrultusunda Meclis Başkanımız da tutanakları inceleyerek, İç Tüzük konuşmaları, görüşmeleri sırasındaki iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin bu tür konudaki görüşlerini inceleyerek, grup önerilerinin sadece salı günü görüşülmesiyle alakalı bize bir önerme sundu.
Bizim grup önerilerini getirmemizde ki, 19'uncu maddeyi değerli arkadaşlarım, İç Tüzük değişiklik teklifini, 156 sıra sayılı Teklif'in 1'inci maddesinde, sadece öneriyi veren grubun beş dakikayla ilgili sınırlı olmak üzere, neyi önerdiğini değerli milletvekillerine, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunup, ondan oylamayla netice alınması. Danışma Kurulu önerilerinin de oylamasız, görüşmesiz Türkiye Büyük Millet Meclisinin fikrine, kanaatine sunulması şeklinde bir teklifti.
Şimdi, bizim getirdiğimiz bu düzenlemede Meclis Başkanımızın teklifi, tavsiyesi, biz de AK PARTİ Grubu olarak, zaten siyasi partilerin de bu manadaki yaptığı eleştirilerdi. Meclis Başkanı da uzun yıllardır Parlamento tecrübesi olan, Bakanlık yapmış, Türkiye Büyük Millet Meclisinin işleyişini iyi bilen birisi olarak dedik ki: "Sayın Başkanın bu şekilde bir kanaati varsa, bu, uzun yılların bir tecrübesidir. Biz de o konuda uygun." dedik yani sadece salı günü grup önerilerini konuşmak.
Nitekim yine aynı şekilde muhalefet partisine mensup hem sayın milletvekillerinin hem sayın grup başkan vekillerinin özellikle ve ısrarla "Parlamento denetim yapamıyor. Denetim günü için bir gün ayıralım." şeklindeki düşünceleri de kabul gördü. İç Tüzük değişiklik teklifimize baktığınız takdirde, bizim salı günlerinin tamamını denetime ayırmak?
Hatırlarsanız, yaptığımız grup önerilerinde ve Danışma Kurulu önerilerinde sadece salı günleri bir saat süreyle sözlü sorulara cevap verme işlemini, eylemini yürütüyoruz ama getirdiğimiz İç Tüzük değişikliğinde, iki saat süreyle sözlü sorulara cevap verilmesi? Hatta milletvekili, grup başkan vekili arkadaşlarımızla prensipte belli bir noktada yaklaştığımız, yakınlaştığımız, "Salı günleri araştırma önergelerini konuşalım ama bunları, iktidar partisi ister kabul etsin ister kabul etmesin." şeklindeki teklifleri de bize sıcak geldi. Ama, bu sıcak gelen teklifleri, üslup içerisinde, sükûnet içerisinde, sakin bir şeklide tartışabildiğimiz ortamda değerlendirdiğimiz takdirde bu olabilir. Hatta, bir muhalefet partisinin teklifi daha uygun geldi: "Daha çok şeyleri konuşalım?" Nasıl daha çok şeyleri konuşalım? Bildiğiniz gibi, araştırma önergelerinin görüşülmeye başlamasıyla ilgili, İç Tüzük'teki genel hükümler uygulanır. Genel hükümlerde siyasi parti gruplarına yirmişer dakika, önerge sahipleri adına beşer dakika süre verilir. Bir muhalefet partimizin getirdiği teklif de şuydu: Daha fazla araştırma önergesine, milletvekilli arkadaşlarımızın bu konudaki fikirlerini beyan edebilmek adına, İç Tüzük'te bir değişiklik yapalım. Gruplar adına olan yirmişer dakikalık, konuyu doldurmak için, konu dışına sapmak yerine, bizim, araştırma önergelerinde gruplar adına onar dakika, önerge sahipleri adına beşer dakikalık bir de konuşma teklifini, biz arkadaşlarımızdan, bunu da, prensip olarak duyduk ve uygun olduğunu da gördük. Ama şimdi "Muhalefetin sesini kısmak." diye ifade etmek, açıkçası, büyük bir haksızlık oluyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Beş dakika geliyor ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Büyük bir haksızlık oluyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Kırk dakikayı beş dakikaya düşürüyorsunuz, öyle değil mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Nasıl?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Getirdiğiniz teklifte, grup önerilerinin görüşülmesinde İç Tüzük'e göre kırk dakika varken şimdi, bunu beş dakikaya düşürüyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, Sayın Meclis Başkanımızın teklifi?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Anladım ama sizin niyetiniz, sizin iradeniz ortada.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Şandır, bakın, şimdi, sizin ifade ettiğiniz, yani siyasi parti gruplarının her gün grup önerisi getirmelerini Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimi olarak tanımlıyorsunuz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Ama bu her zaman olmuyordu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, haklısınız, onu ifade etmeye çalışıyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Her zaman olmuyordu, şimdi niye oldu?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Müsaade ederseniz? Siz, her gün getirdiğiniz grup önerisini bir denetim faaliyeti olarak değerlendirmeye çalışıyorsunuz. Biz de diyoruz ki: "Her gün getirdiğiniz grup önerilerini değerlendirmeye çalışmayın. Biz de çarşamba günü, perşembe günü, Türkiye Büyük Millet Meclisinin mutat kanun yapma günleri içerisinde, salı günü aldığımız grup önerisini çarşamba, perşembe günü değiştirmeyelim. Salı günü ne aldık, çarşamba, perşembe günü, hatta gelecek hafta da -eğer ihtiyaç duyulmazsa- aynı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma usul ve esaslarını, gündemdeki konuları sabitleyelim." Niye? Milletvekili arkadaşlarımız çalışıyorlar, geliyorlar; muhalefetten arkadaşlarımız da "Sayın Başkan, bakın, benim konuşmam vardı. Niye gündemi değiştirdiniz?" diye haklı olarak bize sitem ediyorlar. İşte, biz diyoruz ki: "Salı günü bunu yapalım. Grup önerilerini getirelim, siz de getirin, biz de getirelim ama salı günü aynı zamanda biz denetim faaliyetlerini hızlandıralım." Nasıl hızlandıralım? Soru-cevaba bir saatlik süreyi, Danışma Kurulunda aldığımız haftada bir gün bir saati biz şimdi salı günleri iki saate çıkaralım diye teklif sunuyoruz, ki tahmin ediyorum bütün siyasi parti grupları da bu teklifi uygun olarak görüyor.
Aynı şekilde -isim vermeden söylüyorum- bir siyasi parti grubumuzun araştırma önergelerinde genel hükümler çerçevesinde yirmi dakikayla başlayıp on dakikayla giden kısmı, "on dakika gruplar adına, beşer dakika da önerge sahipleri adına" dediğimizi? Amaç da iyi niyetli. Nasıl iyi niyetli? O gün bir tane araştırma önergesini değil, iki tane araştırma önergesini görüşebilelim, mümkünse üç tane araştırma önergesini görüşelim. Hakikaten araştırma önergesi konularına baktığımızda, gerçekten çok olumlu şeyler var. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin zamanının kısıtlanmasından dolayı ya da önümüzdeki gündemin farklı olmasından dolayı ya da Türkiye Büyük Millet Meclisinin imkânlarının kısıtlı olmasından dolayı, Meclis binasının imkânlarının kısıtlı olmasından dolayı ki nitekim geçen dönem bayağı fazla miktarda araştırma önergelerini biz burada komisyonlarını kurup birlikte yaptık, hatta tüm siyasi partilere? O gün, örnek, bir siyasi partimizin, Cumhuriyet Halk Partisinin getirdiği araştırma önergesini biz benimsediğimizde diğer siyasi partilere "Sizin de konuşma hakkınız olsun diye birlikte bir önerge verelim." dediğimiz anlar da oldu.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Yani uzlaşma mümkün. Uzlaşma örneği var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, dün saat 15.00'te başladık.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Evet, kırk yılda bir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Nevzat Bey, kırk yılda bir değil. Kırk yılda bir "Hayır." dediğimiz zaman olmuş olabilir.
Bakın, dün saat 15.00'te başladık. Danışma Kurulu önerisini yaptık. Gündem dışı konuşmalar, tartışmalar vesaire derken 16.30'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine geçtik. 5 maddelik kanunu, 2'si yürürlük ve yürütme olmak üzere esası 3 maddelik kanunu, 1 geçici, 1 ek maddeyle birlikte 5 maddelik kanun teklifini saat on buçukta bitirdik.
Şimdi biz şunu diyoruz, değerli milletvekilleri, Sayın Grup Başkan Vekilim, Sayın Şandır şunu diyorum?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Günde bir madde geçen kanunlar oldu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Müsaade ederseniz, zamanım kalmadı; eğer Sayın Başkana bir dakika daha müsaade etmesini söylerseniz konuşalım.
Bakın, biz şunu diyoruz: Dün beş maddelik kanunun her bir maddesini, yürürlük ve yürütme de dâhil olmak üzere, birer saat süreyle görüştük. Bu çerçevede on dakika konuşan milletvekili arkadaşlarımız, konuyla ilgili veya konu dışında o gün kendisinin çok önemli diye hissettiği konuyu da gündeme getirdi. Belki iktidar partisini eleştirdi, belki bir milletvekilini eleştirdi, belki Hükûmeti eleştirdi ama bu eleştiri çerçevesinde grup önerileriyle değil çalışırken biz eleştiri yapalım diye teklifte sunuyoruz. Ümit ediyorum, diliyorum ki siyasi parti gruplarının?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ?bu manada baktığımızda, denetim faaliyetlerini azaltmak değil denetimi daha etkili bir hâle getirmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarının verimli olması amacıyla verdiğimiz teklife destek vereceklerini umuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Elitaş.