GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:09.04.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen emekçi halklarımız; Türkiye ekonomik bir darboğazın içerisinde. Her geçen gün bu kötü yönetim yüzünden daha da kötüye giden bir ekonomiyle boğuşuyoruz yani işin özü ve kısacası, böyle büyük, şaşaalı törenlerle açıklanan orta vadeli plan çökmüştür, Mehmet Şimşek başarısız olmuştur.

Enflasyon açıkladılar, dediler ki "Öngörülebilir bir enflasyon açıklıyoruz." ve açıkladıkları oran bazında emekçilerin, emeklilerin ücretlerine zam yapıldı ama her ay, nasıl oluyorsa her ay bu enflasyon oranı güncellenmek zorunda kalıyor; bu da başarısızlığı çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Merkez Bankası sürekli enflasyon tahminlerini güncelliyor, yalnız Merkez Bankası Başkanı ortada yok, göremiyoruz kendisini. Ancak başarısızlığını hâlâ kabul etmeyen Mehmet Şimşek çıkıyor, sürekli açıklama yapıyor; dezenflasyon politikalarının hayat bulacağını, sonuç getireceğini söylüyor ancak bir türlü sonuç alınamıyor. Bu sonuç alınamama hâlinin ifşa edilmesi, sürekli yalanlarla işleyen TÜİK'e rağmen, TÜİK'in açıkladığı oranlara rağmen ortalığa saçılıyor. TÜİK en son yüzde 38 olarak açıkladı yıllık enflasyonu, zaten Mehmet Şimşek programından önce de yüzde 38'di bu. Yani TÜİK'in yalanlarına rağmen başarısız oldukları gün gibi ortada ve sürekli şunun bahanesini söylüyorlar: "Efendim, Covid'den kaldı bu, başa çıkamıyoruz." diye. Kesinlikle doğru değil arkadaşlar. "Makro İstikrar Programı" dediler, makro bir yıkımla karşı karşıyayız. Peki, bu yıkımın faturası kime ödetiliyor ya da bu yıkım programının sonucunda kime ne oluyor? Bakıyoruz ki sermayedarlar servetlerine servet katıyor, emekçilerin reel ücretleri her geçen gün düşüyor. Ben bu sermayesine sermaye katan örneklerden bir tanesini -geçenlerde basına da yansıdı- burada ifade etmek istiyorum: Türkiye'deki Ülker bisküvilerinin sahibi olan Murat Ülker, Türkiye'nin en zengin ismi Murat Ülker iki yılda hazine tarafından sağlanan teşvik ve vergi avantajıyla 511 milyon lira aldı. Bu avantajların içinde istihdam etme sözü de vardı ancak bu teşviki aldığı 2024 yılı içinde 1.712 işçiyi işten çıkardı. Bunların denetlenmediği ve faturanın kime çıktığı çok açık bir şekilde ortada.

Sevgili milletvekilleri, sevgili arkadaşlar; şimdi, bizim asıl konumuz 19 Mart operasyonlarının ekonomiye olan yansıması, bizim önergemiz bunun üzerine. Halkın iradesini gasbeden, kendi siyasi rakiplerini içeriye tıkan bu iktidar sadece siyasi bir yıkıma yol açmıyor, aynı zamanda ekonomik bir yıkıma yol açıyor. Bakın, bu operasyonun olduğu gün dolar 41 lirayı gördü ve bir rekora doğru giderken Merkez Bankası "Rezervleri eritiyoruz." dedi ve rezervlerin yaklaşık yarısını, 30 milyar doları yükselişi engellemek için birkaç günde eritti, borsadaki kayıplar 2 trilyon TL'yi geçti; böyle çok çekmek için uğraştıkları yabancı sermaye kaçtı, borsadan çekildi ve 7 Nisan itibarıyla döviz rezervlerindeki erimenin boyutu 43 milyar doları buldu. Şimdi, sevgili arkadaşlar, aynı zamanda bu hani çok başarılı olan Mehmet Şimşek ekonomiyi -matematikten de anlamadığını görmüştük bütçe görüşmelerinde- dolara sürekli bağlıyor ya, dolarize ettikleri bir ekonomide zaten 525 milyar dolar dış borç var ya, işte o dış borç bir günde yani TL bazında yaklaşık 700 milyar TL artış gösterdi. Bu yaptıkları, koltuğunu korumak için ve faşist iktidarlarını devam ettirmek için uyguladıkları hukuk operasyonunun sonucunda ekonomik olarak emekçilerin, ülkenin başına bu geldi. Sadece emekçileri bir yıkıma sürüklemiyorlar, ülkeyi topyekûn bir yıkıma sürüklüyorlar. Bunun faturasını sürekli zamlarla, emekçilere ödetiyorlar; en son elektriğe, doğal gaza zam yapıldı. Ücretler, reel ücretler sürekli eriyor. Bakın -yılın başından- ilk üç ayda -ilk üç ay için diyelim, veriler o şekilde elimizde- enflasyon karşısında asgari ücret 2.224 TL, emekli maaşı 1.456 TL, memur maaşı 6.215 TL reel olarak eridi. Bunun faturasını da sürekli emekçilere kesiyorlar. Bizlerin, bütün emekçiler adına, uygulanan bu ekonomi politikalarına rızamız yoktur sevgili arkadaşlar; bunu bir kere daha buradan beyan etmek isteriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Konukçu, lütfen tamamlayın.

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Bu ülkenin zenginliklerinin bir avuç zengine peşkeş çekilmesine kesinlikle rızamız yoktur. Halklarımız için, emekçiler için hak edilen onurlu gelecek kesinlikle inşa edilecek. Bu ülkenin çalmayan, çırpmayan, hakkıyla çalışan milyonlarca emekçisinin, emeklisinin bu sefalete mahkûm edilmesine karşı bizler diyoruz ki enflasyon oranı yüzde 10'un altına inene kadar asgari ücret yılda 4 kere yenilenmelidir. En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesinde olmalıdır. Kamusal kaynakları pahalı sınır ötesi operasyonlara ve silahlanmaya aktaran savaşçı politikalar terk edilmeli, onurlu barışın ardından toplumsal kaynaklar yoksulluğu ortadan kaldıracak bir programla toplumsal refahın artırılması için kullanılmalıdır.

Bizler onurlu bir barışı da istiyoruz, yaşanabilecek bir ücreti de istiyoruz; ekmek de istiyoruz, barış da. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)