Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 74 |
Tarih: | 09.04.2025 |
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar partisinin adında adalet var ancak uygulamalarında adaletin "a"sı dahi yok. Bu kanun da sözde iklim kanunu ancak iklimle alakası yok. Doğayı önemsemeyen, sermayeyi önceleyen bir kanun. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı su kaynaklarının etkin kullanımı, tarım ve gıda hakkı üzerindeki etkileri nedeniyle yükümlülükler getiriliyor. "İklim değişikliğine neden olan uygulamalara devam edelim ama bunun için bir miktar da para toplayalım." diyorsunuz. Bir yandan bütün ülkeyi -Erzincan İliç'te olduğu gibi- parsel parsel maden şirketlerine satacaksınız, siyanürle altın arayacaksınız, ormanlarımızda binlerce ton dinamit patlatılmasına izin vereceksiniz; ormanları, dereleri, kıyıları tarumar edeceksiniz; bir yandan da dostlar alışverişte görsün diyerek İklim Kanunu çıkarıyoruz, iklim değişikliğiyle mücadele ediyoruz diyeceksiniz. Bu, ikiyüzlülüktür, samimiyetsizliktir. Nasıl ki yolları, köprüleri geçiş garantisiyle yandaş müteahhitlere bağladınız, nasıl ki yer altı kaynaklarını sattınız, nasıl ki kur korumalı faizle birilerini zengin ettiniz; şimdi de havayı alıp satılacak bir borsa hâline getirmeye çalışıyorsunuz. Satmadığınız bir soluduğumuz hava kalmıştı, onu da bu kanunla ticari mal hâline getiriyorsunuz. Bundan sonra nefes alma vergisi mi getireceksiniz, ne yapacaksınız?
Siz gerçekten çevreyi, doğayı düşünseydiniz Kaz Dağları, Akbelen Ormanları başta olmak üzere maden çıkaracağız diye memleketin eşi benzeri olmayan ormanlarımızı talan etmezdiniz; belediyelerin çoğunu Cumhuriyet Halk Partisi kazandı diye yetkiyi belediyelerimizden alıp Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına verip en güzel koylarımızı imara ve ranta açmazdınız, yanan ormanlarımıza Bakanlık izniyle oteller zinciri dikmezdiniz, akarsularımızı HES'ler eliyle kurutmazdınız, maden ocaklarını yabancılara peşkeş çekmezdiniz, tarım alanlarını acımasızca imara açmazdınız. Doğayı sevseydiniz Çorum'da otuz yıldır kirlilik saçan Derinçay'ı kirleten Çorum Belediyesine ait arıtma tesisine ve arıtma tesisi olmayan fabrikalara ceza keser ve bu Derinçay'ı kurtarırdınız. Yirmi üç yıllık iktidarınızda talan etmediğiniz alan kalmadı, travma yaşatmadığınız kesim kalmadı. Şimdi de çevreyle ilgili sivil toplum kuruluşlarına, bilim insanlarına sormadan yine bir oldubitti kanun teklifiyle karşımızdasınız ama Genel Kurulda oturup dinleme zahmetinde dahi bulunmuyorsunuz. Saraydan gelen tüm talimatlara doğru olsun, yanlış olsun "Evet." diyorsunuz; neye "evet" neye "hayır" dediğinizi dahi bilmiyorsunuz. Siz bu kararlarla ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini katlediyorsunuz. Çevreye ve doğaya duyarlı binlerce vatandaşımız günlerdir tepki gösteriyor. Konuştuğumuz bütün vatandaşlarımız "İklim kanunu vatana ihanettir." diyor. Evet, yaşadığımız çevreye ihanet etmek, doğayı katletmek demek, vatana ihanetle eşdeğerdir. Bu kanun teklifiyle ilgili ülkesini seven duyarlı vatandaşlarımızdan yüzlerce e-posta, yüzlerce telefon aldık ama iktidar partisine maalesef ulaşamıyorlar. Bu düzenlemenin bu hâliyle küresel ısınmayı önleyici tedbirleri içerdiğine; ormanları, tatlı su kaynaklarını, denizleri ve okyanusları, biyoçeşitliliği koruyacağına yürekten inanıyor musunuz?
Değerli arkadaşlar, bu iktidarın yeşili sevdiği tek konu var, o da yeşili dolar üzerinde seviyor maalesef. Doların yeşilini sevdikleri için Trump'ın "Rahip Brunson'ı istedik, aldık." sözüne tek bir kelime etmiyorlar. Cumhurbaşkanına övgü düzülürken alkış tutuyor ama aynı Başkan tarafından geçmişte yazılan ağır hakaretler içeren mektup karşısında suspus oluyorsunuz.
Bu kanun teklifi karbonsuz yaşama şansı olmayan tüm canlı yaşamı yok etme planları içermektedir. Sizi uyarıyoruz: Sözde iklim kanunu doğayı, doğal alanı, yediğimiz, içtiğimiz, ürettiğimiz, tükettiğimiz, giydiğimiz, gittiğimiz her alanda "karbon emisyonlarını azaltma" adı altında insan yaşamına müdahale ve cezai yaptırımlar getirmektedir. Bu kanun teklifi Meclisten geçerse telafisi zor tahribatlara neden olacaktır.
Sözün özü, önümüze getirdiğiniz bu kanun teklifini kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Kanunun içeriğini dahi bilmeyen, bilse de umursamayan, umursasa da baş kaldırmayan iktidar milletvekillerine sesleniyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tahtasız, lütfen tamamlayın.
MEHMET TAHTASIZ (Devamla) - Kesilen her ağacın, kuruyan her ırmağın, yok edilen tarım arazilerinin vebali vallahi de billahi de boynunuzadır. Mecliste parmak sayısının fazlalığıyla bu yasayı geçirebilirsiniz, kanunu noter gibi onaylayabilirsiniz ama kamu vicdanında mahkûm olmaktan kurtulamayacaksınız. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini karanlığa atmayın, bu yasaya "Hayır." deyin ve geleceğimizi kurtarın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)