Konu: | Yaşanan zirai don olayına ve 6 siyasi parti grubunun araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili ortaklaşa verdiği öneriye, geçen hafta düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’na, proje okullarıyla ilgili iddialara, kadınların doğum meselesiyle ilgili gündeme, Ankara Milletvekili Murat Emir’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 76 |
Tarih: | 15.04.2025 |
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kıymetli Divan, kıymetli milletvekilleri; ben de iyi bir hafta geçirme temennisiyle tüm Meclisimize saygılarımı sunuyorum.
Küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerin başında coğrafi konumu itibarıyla da ülkemiz gelmektedir. Her geçen gün etkisini hissettiğimiz iklim değişikliği, bazen kuraklık, bazen sel, bazen dolu ve don gibi meteorolojik olaylarla da kendisini göstermektedir. Hava koşullarına doğrudan bağlı olan tarımsal üretimde de iklim değişikliklerinden en çok etkilenen alanların başında yer almaktadır tabii ki.
Özellikle, 10-14 Nisan tarihleri arasındaki günlerde hava sıcaklıklarında ani düşüşler yaşanmış, bazı yerlerde son otuz yılın en düşük sıcaklıkları da kaydedilmiştir. Bu olumsuz hava koşulları sonucu maalesef 2014'te yaşanan büyük zirai don olayından sonra tarihimizin en büyük zirai don olaylarından biri de yaşanmıştır. 2014 yılında en düşük sıcaklık eksi 8 derece olarak ölçülmüşken. Bu son günlerde yaşadığımız don olayında eksi 17 dereceye varan sıcaklıklar kaydedilmiştir. Geçtiğimiz yıl sadece 0,4 milyon dekar alan dondan zarar görmüşken bu son olayda tahminî 14 milyon dekar alan etkilenmiş görünüyor. Bu alanlardaki hasar oranları hasar tespitinin sonunda daha da netleşecektir. Tüm üreticilerimize, çiftçilerimize, köylülerimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Tabii, 2017 yılından itibaren zirai donun önlenmesine yönelik TARSİM'in uygulamaya konulmasıyla beraber yapılan çalışmaların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. 2017 yılından itibaren zirai dona karşı makine ve ekipman için 384 milyon TL hibe desteği verilmiş. Yine bu kapsamda, üreticilerimize son on yılda toplam 1,5 milyar TL de prim indirimi sağlanmıştır. Bakanlığımız özellikle son yaşanan don olayından önce Zirai Don Erken Uyarı Sistemi aracılığıyla ve kendileri de sahada bulunarak üreticilerimizi bilgilendirdiği gibi, don hadisesi başladığı andan itibaren de olumsuz etkiyi en aza indirmek için büyük bir çaba içerisinde olmuş, çiftçilerimizin yanında olmuştur. Henüz hasar tespiti çalışmaları sürerken "ülkemizdeki bütün tarımsal faaliyetin bundan olumsuz etkilendiği, gıda arz güvenliğinin tehlikede olduğu, yurt dışına bağımlı olunacağı" şeklinde birtakım yorumlar yapılmıştır. Bu tip yorumlara itibar edilmemesi gerektiğini özellikle belirtmek isterim.
Tabii, eksi 17 dereceye kadar düşen sıcaklık sonucu oluşan don olayı ülkemizin belli bölgelerinde pek çok meyve çeşidini; fındığı, cevizi de maalesef etkilemiştir. İlk tespitler ve saha gözlemleri neticesinde kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin, fındık, ceviz gibi ürün gruplarında farklı derecelerde hasarlar meydana gelmiştir. Hasarın boyutu ve etkisi ise hasar tespitine yönelik çalışmaların tamamlanması sonrasında net bir şekilde de ortaya çıkacaktır. Hava şartlarının mevsim normallerine dönmeye başladığı ve üretim süreçlerinin devam etmekte olduğu da dikkate alındığında, üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız her türlü çalışmayı yapmakta ve çiftçilerimizin yanındadır. Bu olay da göstermiştir ki don, sel, kuraklık gibi olumsuz durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70'e kadar yakını devletimiz tarafından ödenen TARSİM yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlılık son derece önemlidir. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da yine çiftçilerimizin, üreticimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bunun en önemli göstergesi olarak da bugün Meclisimizde 6 siyasi parti grubu olarak ortaklaşa, Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili önerimizi veriyoruz. Bu öneriyle birlikte hem iklim değişikliğiyle ilgili, sel, don, felaketlerle ilgili ve bu sigortalar, tarım sigortalarıyla ilgili eksiklik veya yapılması gerekenler neyse bunların hepsinin inceleneceği bir komisyonun kurulması çok önemlidir ve kıymetlidir. Bu konuda çaba gösteren ve komisyonda faaliyet gösterecek olan tüm milletvekillerimize şimdiden başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz hafta Türkiye uluslararası arenada çok önemli bir ev sahipliğine imza altmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde, Dışişleri Bakanlığımızın öncülüğünde gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu dünyada diplomasinin yönünü tayin edecek stratejik bir buluşmaya da dönüşmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tamamlayayım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bu önemli Forum'da 155 ülkeden 21 devlet ve hükûmet bakanıyla 64'ü bakan olmak üzere 6 binin üzerinde misafirimizi ağırlamış bulunuyoruz.
Forum'un bu yılki teması "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" olarak belirlenmişti. Türkiye, diplomasiyle barışın, arabuluculuğun, çok taraflı iş birliğinin nasıl mümkün olabileceğini bir kez daha göstermiştir.
Antalya Diplomasi Forumu, dış politikadaki vizyonumuzun bir tezahürü olmasının yanı sıra, aynı zamanda necip milletimizin küresel meselelere olan duyarlılığının da bir ilanıdır. Çünkü biz biliyoruz ki barış sadece diplomatik masalarda değil milletlerin vicdanlarında da inşa edilir. Bir yanda Gazze'de yaşanan insanlık dramı, diğer yanda Sudan, Ukrayna, Yemen ve bu acıları yaşayan birçok ülke, bütün bu çatışmaların ortasında Türkiye istikrarın ve barışın teminatı olmuş, mazlumların sesi olmuş, adaletin sesi olmuş ve...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - ...tüm dünyaya da yine aynı çağrıyı "Dünya 5'ten büyüktür." "İnsanlık 5'ten büyüktür." çağrısını yinelemiştir.
Sayın Başkanım, bu proje okullarıyla ilgili iddialarla ilgili Sayın Bakan da açıklama yapmıştır. Sayın Bakan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur. Kuzey Kıbrıs'tan yatay geçişli değildir, diplomasında da eğitiminde de hiçbir şaibe bulunmamaktadır. Kendi ekiplerinde şaibeli diplomaları ve usulsüzlükleri olanlar herkesi kendisi gibi zannediyor maalesef. Bu etiketlemelerden vazgeçsinler.
Proje okullarındaki atamalar, tayinler her zaman olan, rutin işlemlerin başında olan bir şeydir. Bu sanki yeni bir gündem gibi kamuoyunun gündemine siyasi veya politik atamalar şeklinde de gündeme getirerek maalesef ana muhalefetin kendi içindeki karışıklıkları üniversite öğrencileri, lise öğrencileri üzerinden bir kamuoyuna mal etme çabasını gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Usta, tamamlayın lütfen.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Bu okullara ve önlerine gidip öğrencileri kendi siyasi malzemelerine birer kalkan yapmalarını açıkçası doğru bulmuyoruz. Bu bir akıl işi değildir. Bu öğrenciler hepimizin öğrencileri, öğretmenler hepimizin öğretmenleri, okullar hepimizin okulları. O okullarda görev yapan öğretmenlerin hiçbirinin açığa alınmadığını Bakan Bey açıklamıştır. Hepsinin görev yerleri bellidir ve bu proje okullarına gelen her bir öğretmen de değerlidir. O okuldan başka bir okula gitmeleri o öğretmenlerin değerini düşürmez, gittikleri okulları da "değersiz okullar" diye de nitelendirmek veya yanlış bir yorumda bulunmak da kesinlikle ülkenin ana muhalefetine yakışan bir tavır değildir. Ülkenin eğitimiyle ilgili mevzuatına uygun yapılan işleri de kendi siyasi hedeflerine, amaçlarına amel etmeleri doğru değildir.
Kadınların doğum meselesiyle ilgili bir gündem var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Usta, tamamlayın lütfen.
Buyurun.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
Bir hekim olarak "doğum" dediğimizde şunu söylemek istiyorum: Bütün dünyada geçerli olan normal doğum anlaşılır, "sezaryen" dediğimiz şey bir ameliyattır; bu, dünyada geçerli tıbbi bir kanun, tıbbi bir meseledir. Biz bunu Türkiye'de söyleyince, ne hikmetse işin doğrusunu söyleyince kadınlara karışmak, kimin ne yapacağına karışmak, talimat vermek gibi anlaşılıyor ama tıbbi bir gerçeği ve doğruyu savunmak herkesin hakkıdır diye düşünüyorum. Normal doğumu talep etmek herkesin hakkı ve olması gereken tamamen tıbbi bir mevzudur. Bu konudan da farklı bir yorum çıkarmak çok abesle iştigaldir. Elbette ki normal doğumu savunacağız ve teşvik edeceğiz. Bu, kadının doğasıyla, kimyasıyla, fizyolojisiyle, tamamıyla kendisiyle barışık bir hâlde olması için en önemli doğum şeklidir; bunu tabii ki savunacağız ve anlatacağız, bütün kadınlarımızın da normal doğumu tecrübe etmesi için elimizden geleni yapacağız.
Bir gazetecinin bir belediye başkanıyla ilgili sözlerinden bahsedildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen tamamlayın.
Buyurun.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tamamlayacağım.
Konuyu bilmiyorum ancak bir gazetecinin beni bağlamadığını, bizim grubumuzu bağlamadığını özellikle söylemek istiyorum. Kendisi ne beyanda bulunduysa çıkar, kendisi gerekiyorsa özrünü diler veya söyler ancak bizim grubumuzu bağlayacak bir kişi de değildir, bir kurum da değildir. O yüzden, bu konuda hiçbir açıklama yapmayı doğru bulmuyorum. Çıkar, kendisi ne söylediyse ne anlaşıldıysa ifade eder. Bir gazeteci üzerinden bize ve grubumuza saldırmak doğru değildir. Kadınlar konusunda en çok çaba gösteren, kadın hakları konusunda, kadınlara cinsiyetçi yaklaşımla ilgili en çok çaba gösteren isimlerden birisi benim ki bu konuda Murat Emir Bey'i de bu Meclisteki ciddi uyarmış kadınlardan birisiyim.
Teşekkür ederim Başkanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)