| Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 29.04.2025 |
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 200 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında İstanbul'da meydana gelen, merkez üssü Marmara Denizi'nin Silivri açıkları olan, birçok ilçe ve komşu ilde de hissedilen 6,2 büyüklüğündeki deprem ile sonrasında yaşanan depremlerden etkilenen İstanbul'umuza ve tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, yaralılara acil şifalar diliyorum.
İstanbul için daha fazla kaybedecek zamanımız yoktur ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey'in vurguladığı gibi, artık İstanbul'un bir numaralı gündemi deprem olmalıdır. Nitekim, Hükûmet tarafından seferberlik ruhuyla ve acil gündemle harekete geçilmesi memnuniyet vericidir.
Diğer yandan, geçtiğimiz günlerde ülkemizin birçok bölgesinde yaşanan zirai don afeti nedeniyle çiftçimiz zarar görmüştür. Yaşanan afet karşısında devletimiz hasar tespitleri için hızla harekete geçmiştir. Zirai don özellikle meyve çeşitlerine zarar vermiş olup başta hububat, baklagiller ve tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek risk bulunmadığı yetkililerce açıklanmıştır. Söz konusu zirai afet, tarım sigortasının önemini bir kez daha gösterirken bu konuda çiftçimizin bilinçlendirilmesinin ehemmiyetini de ortaya koymuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak afetten zarar gören çiftçilerimizin zararlarının karşılanmasını; nakit, kredi ve girdi desteği verilmesini, tarımsal kredi borçlarının ertelenmesini ve çiftçimizin SGK prim borçlarına kolaylık getirilmesini gerekli görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının da hasar oranına göre karşılanacağını açıklaması ve bu konuda çalışmalara başlanılması memnuniyet verici olmuştur. Cumhur İttifakı çiftçi dostudur ve her şart altında çiftçilerimizin alın terinin ve helal kazancının takipçisidir. Bu vesileyle, Cenab-ı Allah'tan ülkemizi ve milletimizi her türlü afet ve musibetten korumasını niyaz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, 13 kanun ve 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik içeren kanun teklifi bütünüyle Anayasa Mahkemesince iptal edilen hükümlerin aynen veya sonradan yapılan değişiklikler doğrultusunda revize edilerek yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Bilindiği üzere, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği halk oylamasıyla Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesi kabul edilmiş, 9 Temmuz 2018 tarihinde de yeni sistem hukuken ve fiilen uygulamaya girmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle siyasi istikrar sağlanmış, parlamenter sistemde yaşanan siyasi kriz ve belirsizlikler ortadan kaldırılmıştır. Yürütmedeki iki başlılık giderilmiş, yasama ve yürütme katı biçimde birbirinden ayrılmıştır. Yeni sistemle birlikte, yürütme yetkisi milletimizin doğrudan seçerek belirlediği Cumhurbaşkanına, yasama yetkisi ise münhasıran Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olmuştur. Türk milletinin köklü devlet geleneğini, tarihî ve kültürel birikimini çağdaş gelişmelerle buluşturan bir yönetim yapısı tesis edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin merkezinde millet egemenliği ve demokratik değerler vardır. Demokrasinin güçlendiği, yönetim istikrarının temin edildiği, temsil adaletinin artırıldığı yeni hükûmet sistemiyle yasamanın güçlü, yürütmenin etkin hâle getirilmesi, denge ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi mümkün hâle gelmiştir. Türkiye, Türk milletinin defalarca onay verdiği Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin güçlü yönetim yapısıyla, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüme politikasıyla, millî teknoloji hamlesi ve millî enerji atılımıyla, çok yönlü, çok boyutlu ve etkin dış politika anlayışıyla millî birlik ve dayanışma ruhu içinde lider ülke Türkiye'ye doğru kutlu yürüyüşünü kararlılıkla sürdürmektedir.
Hatırlanacağı gibi sistem değişikliği sırasında geçişe ilişkin düzenlemeleri yapmak üzere 7142 sayılı Kanun'la Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmiştir. Alınan yetki çerçevesinde hazırlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle yapılan bazı düzenlemeler ise yalnızca kanunla düzenlenmesi gereken hususları içerdiği ya da bu düzenlemelerin dayanağını oluşturan 7142 sayılı Yetki Kanunu'nun kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Mahkeme kanuni düzenleme yapılması için iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından itibaren bir yıl süre vermiştir. Bu süre 4 Haziran 2025 tarihinde dolacak olup görüştüğümüz kanun teklifiyle iptal kararı sonucu oluşan boşluğun süresi içinde doldurulması amaçlanmaktadır. Ağırlıklı olarak kamu kurumlarının işleyişinin ve kamu çalışanlarının hak ve yükümlülüklerinin yer aldığı kanun teklifinin 1'inci maddesiyle bakanların görev süresiyle sınırlı olmak üzere bakan müşavirliği kadrosu ihdas edilerek özlük hakları belirlenirken, 2'nci ve 3'üncü maddeleriyle de kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatında kariyer meslek olarak uzman, müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör, aktüer ve bunların yardımcılarının istihdam edilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun uzman ve uzman yardımcılarının da sınav, yeterlilik, tez ve uzmanlığa atanma gibi hususlar bakımından bu maddede yer alan hükümlere tabi olarak istihdam edilmeleri öngörülmektedir. Böylece merkez ve taşra teşkilatında uzman ve uzman yardımcısı istihdamı, bu personelin görev ve yetki alanları, mesleğe giriş süreçleri, yetiştirilme esasları, mali ve sosyal hak ve yardımları ile denetim ve teftiş yetkilerinin hüküm altına alınması hedeflenmiştir. Kanun teklifiyle, İdari İşler Başkanlığı Teşkilatının 174 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği şeklinde değiştirilmesi sonucu çeşitli kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde İdari İşler Başkanlığına yapılan atıfların kaldırılması yönünde uyum düzenlemeleri de yapılmaktadır.
Ayrıca, Cumhurbaşkanınca atananlar hakkında 5434 sayılı Kanun'un 40'ıncı maddesinin birinci fıkrasının uygulanmaması ve emekli aylıklarının kesilmemesi, Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatı ile Devlet Denetleme Kurulu hakkında bazı kanunların uygulanmamasına ilişkin düzenlemeler de hüküm altına alınmaktadır.
Bununla birlikte Kamu İhale Kanunu'nun istisnalarını artırmak yerine, kanunun bütünüyle günümüz şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde dönüştürülmesinin yerinde olacağını değerlendiriyoruz. Kamu ihale ve sözleşme süreçlerinin iyileştirilerek şeffaflığın, rekabetin ve verimliliğin artırılmasını mali disipline kararlılıkla devam edilmesi ve kamu tasarrufu bakımından önemli buluyoruz.
Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri de dikkate alınarak 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'da ibare değişikliğine; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nda sendikaya üyelikleri ile kamu işveren heyetinin oluşumu ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşekkülüne; Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatı ile bazı bağlı kurum ve kuruluş personelinin sendika üyeliği dışında kalmasına; 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nda Kamu Denetçiliği Kurumu Genel Sekreterliği ve kamu denetçiliği uzman ve uzman yardımcılarının mali ve sosyal hak ve yardımlarına; Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün Göç İdaresi Başkanlığı şeklinde değiştirilmesine bağlı olarak diğer mevzuatın uyumlaştırılmasına; Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen hizmetler kapsamında özel gelir ve hesap uygulamasına; Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanlığında ders veren eğiticilere ödenecek ders ücretlerine; 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'nda kurul üyelerinin sayısı, seçim usulleri, göreve başlama ve sona erme koşullarına; Danıştay üyeleri için öngörülen sağlık giderlerinin kapatılan askerî yüksek idare mahkemesinin emekliye ayrılmış askerî hâkim sınıfından başkan, başsavcı, daire başkanı ve üyeleri hakkında da uygulanmasına; 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nda Adalet Bakanlığı müsteşarı kadrosu ihdas edilmesine ve bu kadroya atama yapılıncaya kadar müsteşara verilen görevlerin bakan yardımcısı tarafından yerine getirilmesine yönelik düzenlemeler yapılmaktadır.
Teklifle, ayrıca, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de de çeşitli değişiklikler öngörülmektedir. Buna göre statülerine bakılmaksızın bir kadro veya pozisyona dayalı olarak kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilenlerin kurumlarının izniyle bir yılı geçmemek üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici görevlendirilmesine ve bazı hizmetlerin idari hizmet sözleşmesi yahut iş mevzuatına tabi personel eliyle yürütülmesine imkân sağlanmaktadır.
Ayrıca, üst kademe yöneticiliğine atanma, görevden alınma ve görev sonrası haklara ilişkin hükümler de yeniden düzenlenmektedir.
Öngörülen önemli bir düzenleme de 112 Acil Çağrı Merkezini gereksiz yere meşgul eden, amacı dışında arayan, kullanan ya da ısrarla çağrı bırakanlara yönelik müeyyidenin artırılmasına ve bu fiillerin bir yıl içinde tekrar edilmesi durumunda cezaların 2 katı olarak uygulanmasına yönelik bulunmaktadır. Böylece, gereksiz aramaların ve meşgul edici davranışların önüne geçilerek hayati anlarda kullanılan 112 sisteminin daha etkin işlemesi amaçlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak siyaseti toplumsal meselelerin çözüm yolu olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, bugüne kadar tüm toplum kesimleriyle birlikte kamu çalışanlarımızın haklı taleplerinin takipçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Nitekim, Cumhur İttifakı birlikteliğinde kamu çalışanlarının mali ve sosyal haklarını iyileştirmeye dönük önemli adımlar atılmıştır. Kuşkusuz, giderilmesi gereken eksikliklerle birlikte çalışan ve emeklilerimizin refahını daha artıracak düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Zira, kamu hizmet sunumunda etkinliğin artırılması için fonksiyonel bir teşkilatlanma ve uygun insan gücü planlamasıyla birlikte çalışanların huzur ve refahının sürdürülebilirliğinin önem arz ettiğine inanıyoruz. Emeklilerimizi daha yüksek bir refah seviyesine kavuşturacak, kimseye muhtaç olmadan, huzur ve güven içinde yaşayabileceği bir sosyoekonomik düzenin tesisini gerekli görüyoruz. Bu sebeple, kamu çalışanları ve emeklilerinin sorunlarını köklü ve kalıcı bir çözüme kavuşturabilmek için personel rejiminin bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak günün şartlarına uygun hâle getirilmesi, eş zamanlı olarak çalışanlarla birlikte emeklilerimizi yakından ilgilendiren emeklilik rejiminin, sosyal güvenlik ve vergi sisteminin de gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bize göre, bugün kamu çalışanlarının statü, ünvan, çalışılan kurum, meslek grubu ve yapılan işe göre çok farklı sorunları dile getirilebilse de işe alınma, değerlendirme, ilerleme ve yükselmede nesnel kriterlere bağlılık, alınan maaş ile emekli aylığı arasındaki yüksek farkın azaltılması; mali ve sosyal hak sisteminde hakkaniyeti esas alan bir düzenin tesisi en önemli beklentidir.
Esas olan, hizmet alan vatandaşlarımızın ve hizmet veren kamu çalışanlarımızın memnun olacağı bir kurumsal kapasite ve personel rejiminin inşa edilebilmesidir. Kamu yönetiminde yönetim ilke ve uygulamaları ile teşkilatlanma, insan kaynakları, personel sistemleri ve halkla ilişkileri içine alan performans esaslı bir yönetim kültürünün, rasyonel, üretken bir bürokrasinin oluşturulmasını gerekli görüyoruz.
Parti programımızda kamu personel rejiminin tüm boyutlarıyla ve bütüncül bir yapıda değerlendirilerek reforma tabi tutulacağı, kamu çalışanlarının nitelik, görev, yetki, sorumluluk, kıdem, risk gibi kriterler ile liyakati ve başarıyı esas alan adil bir ücret sistemine kavuşturulacağı belirtilmiştir. On İkinci Kalkınma Planı'nda da yüksek verimlilikle kaliteli hizmet sunan insan kaynağına sahip, objektif ölçütlerin ve liyakat ilkelerinin hâkim olduğu, değişen koşullara uyum sağlayan kamu personel sisteminin oluşturulması temel amaç olarak belirlenmiş, kamu personel mevzuatının geliştirilmesi, ücret düzeylerinin görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi ve sistemin sadeleştirilmesi öngörülmüştür. Bu doğrultuda, kamu kurum ve kuruluşlarının, sendikaların ve akademinin katkı sağlayacağı, verimlilikle birlikte çalışanlarımızın motivasyonunu artıracak çağdaş gelişmelere, Anayasa'ya ve ülkemiz şartlarına uygun kuralların hak ve yükümlülüklerinin düzenleneceği yeni esaslara bağlanmış bir kamu personel rejiminin katılımcı bir şekilde yapılabileceğini değerlendiriyoruz. Şüphesiz, bunu gerçekleştirecek birikim ve güç Cumhur İttifakı'nda vardır. Cumhur İttifakı birlikteliğinde atılan adımların, uygulamaya konulan politikaların sonuç vermesiyle önümüzdeki dönemde vatandaşlarımızın hayat şartlarının daha iyileşeceği bir iklimin hâkim olacağına inancımız tamdır. Nitekim, bugün açıklanan iş gücü istatistiklerine göre, 2025 yılı Mart ayında işsizlik yüzde 7,9 oranıyla aylık iş gücü istatistik verilerinin açıklanmaya başlandığı 2005 yılından bu yana en düşük seviyesine inmiş, istihdamımız bir önceki aya göre yaklaşık 400 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişiye ulaşmıştır.
Türk milletinin daha nice asırlara bağımsız, güçlü ve müreffeh olarak ulaşması yegâne arzumuzdur. Bilinmeli ki toplumsal mühendislik hesaplarıyla Türkiye'yi kargaşa ve kaos iklimine sokmaya, millî birliğimizi bozmaya, ülkemizin rotasını değiştirmeye ve millî hedeflerinden uzaklaştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Bu düşüncelerle kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)