Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 07.05.2025 |
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve aziz Türk milleti; 200 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi saygıyla selamlarım.
Evet, değerli milletvekilleri, açık konuşmak gerekirse iktidar Anayasa tanımaz hâle geldi, Türkiye Büyük Millet Meclisini iktidarın hukuksuzluğuna kılıf dikme atölyesi hâline getirdi maalesef. O yüzden, bu kanun teklifiyle ilgili başka bir açıklama yapmadan başka bir konuya değinmek istiyorum, Türk çiftçisinin içinde bulunduğu durumu izah etmeye çalışacağım.
Evet, değerli milletvekilleri, son haftalarda, Manisa başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanında yaşanan zirai don felaketi üzüm bağlarını, meyve bahçelerini ve üreticimizin alın terini yerle bir etti. Bir gecede onca emek yok oldu gitti ancak daha acı olan, bu felakete karşı devletin gösterdiği ilgisizliktir. Çiftçimizin alın teri, toprağın bereketi bu dondurucu soğuklara yenik düştü ancak asıl felaket sadece doğadan gelen değildir sayın milletvekilleri, asıl felaket bu afete zamanında önlem almayan, üreticinin yanında durması gerekirken seyreden Tarım Bakanlığının vurdumduymazlığıdır. Geçen hafta Manisa'da Gediz Ovası'nda, Saruhanlı'da, Alaşehir'de, Salihli'de, Sarıgöl'de bağlarında gözyaşlarını tutamayan çiftçilerimizle konuştum. Ürün yok, gelir yok, devlet desteği yok; üstelik mağduriyet bununla da bitmiyor, çok daha büyük belirsizlikler var. Çiftçilerimizin zararlarını karşılamak için umut bağladıkları TARSİM, sigorta ödemelerini yapmamak için türlü bahaneler üretiyor. Tarım Bakanlığı don felaketinin ardından sahaya inmekte de maalesef geç kaldı. Hasar tespit çalışmaları yavaş ilerliyor. Çiftçimizin mağduriyeti her geçen gün artıyor. TARSİM ise sigorta yaptıran üreticilere hasar oranları kadar tazminat ödeyeceğini belirtse de bu ödemelerin ne zaman ve nasıl yapılacağı belirsizliğini koruyor. Özellikle küçük çiftçilerimiz yüksek primler yüzünden TARSİM'e sigorta yaptıramamış. Bir kısım çiftçi ise dolu afetine karşı sigorta yaptırmış yani zirai donu düşünmemiş, dolu afetinden korkmuş. Bu ülkenin üreten insanı kimi zaman ekonomik sebeplerle sigorta yaptırmamış olabilir sayın milletvekilleri, sigorta yaptırmamış olsa da bu zirai don afetinden zarar gören her çiftçiye devlet, destek ödemesi yapmak zorunda olduğunu bilmelidir. Doğal afet sigortası bir güvence sistemidir ama devletin asli görevi halkını kaderine terk etmemektir. Sigorta yaptırmayan ancak Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı olan üreticilere ise sadece yaptıkları harcamaların hasar oranı kadar destek verileceği ifade ediliyor. Yetmez, bu, çiftçimizin zararını tam anlamıyla karşılamaktan uzak bir yaklaşımdır. Üretim bu ülkenin varlığıdır, çiftçi üretmezse ne emek kalır soframızda ne de umut kalır. Bugün buradan Tarım Bakanlığına açık çağrıda bulunuyoruz.
İYİ Parti olarak bu mağduriyetlerin giderilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisine bir kanun teklifi sundum. Teklifimizde, zirai donun vurduğu bölgelerin tarımsal afet bölgesi ilan edilmesi, etkilenen çiftçilerin borçlarının en az bir yıl faizsiz ertelenmesi, iki yıl geri ödemesiz sıfır faizli kredi desteği sağlanması, sulama ve elektrik bedellerinin yüzde 50'sinin devlet tarafından karşılanması, zarar gören her dekar için 10 bin lira doğrudan destek verilmesi, elektrik tarifesinin sabit ve öngörülebilir hâle getirilmesi, yerel kriz komisyonlarının kurulması gibi maddeler yer almaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sunat, lütfen tamamlayın.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
Evet, bu öneriler sadece üreticimizin değil, aynı zamanda tüketicimizin de geleceğini güvence altına almayı hedeflemektedir. Çünkü tarım sektörü sadece çiftçimizin değil 85 milyon vatandaşımızın ortak meselesidir. Çünkü bu sadece üzümün, buğdayın, meyvenin meselesi değildir, bu mesele Türk çiftçisinin ayakta kalıp kalmama meselesidir. Tarım Bakanlığını ve ilgili kurumları bu felakete karşı daha etkin ve hızlı bir şekilde harekete geçmeye çağırıyoruz. Çiftçimizin emeğini, alın terini ve geleceğini korumak hepimizin ortak sorumluluğudur sayın milletvekilleri. Çiftçisini korumayan bir devlet geleceğini asla koruyamaz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)