GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:07.05.2025

MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Kayıpların ardından konuşmak, onları anlatmak, duygularımızı dile getirmek, anılarımızı aktarmak her zaman zordur. Fakat konu Sırrı ağabey, keke Sırrı olunca durum daha da çetrefil bir hâl alıyor, duygularımızın içinde boğulabiliyoruz, içimizi rahatlıkla dökemiyoruz, sözcükler bir yumru gibi düğümleniyor boğazımızda, kelimeler şekilsiz göstergelere dönüşebiliyor. O herkes tarafından çok sevildi, çok saygı gördü. Meclis kürsüsünde konuşurken de alanlarda, meydanlarda seslenirken de hep heyecan uyandırırdı, bilge bir duruşu vardı. Üstün mizah kabiliyeti, kuvvetli belagati, inandırıcılığı, samimiyeti ve içtenliği öyle etkileyiciydi ki onu hiç tanımamış olsanız bile hep dostmuşsunuz gibi hissedebilirdiniz; bu, çok az insanda bulunan bir özelliktir, çok az insana bahşedilmiştir. İşte, böyle bir şahsiyetin yoldaşlığını yapmak, birlikte mücadele etmek, aynı değerlerin savunucusu olmak bizlere kalan yegâne teselli oldu. "Barışın emekçisiyiz." diyordu, "Barış ve demokrasi için mücadele ediyoruz." diyordu. O, ezilenlerin, sömürülenlerin, emekçilerin, ötekilerin, tutsakların, köyü yakılanların, çocuğunu yitirenlerin, bedel ödeyenlerin ve bedel ödemeye devam edenlerin Sırrı ağabeyiydi. Zaman geçecek, hakkında yeni hikâyeler duyacağız; mücadelesinin büyüklüğü, devrimciliği giderek daha da anlamlı hâle gelecek ve adı geçtiğinde yüzler hep hüzünle, hüzünle karışık bir gülümsemeyle bezenecek. Barış mücadelesi onsuz daha da buruk geçecek olsa da tıpkı rahmetli Volkan Konak için kaleme aldığı yazıda söylediği gibi, barışın son mührü için Karadeniz'e gideceğiz ve ekleyelim: Marmara'ya gideceğiz, Akdeniz'e gideceğiz, Anadolu'yu karış karış gezeceğiz, onun barış mücadelesini asla ama asla yerde bırakmayacağız. Ve yine onun sözleriyle onun için söylüyorum: Şerefle girdi hayatımıza, şerefle yaşadı, şerefiyle tamamladı zamanını ve şerefiyle de hasrolunacaktır inşallah.

Değerli milletvekilleri, şimdi söz almış bulunduğum 13'üncü maddeden sizlere bahsetmek istiyorum. Düzenleme, 112 Acil Çağrı Merkezlerine gelen asılsız çağrı ve ihbarlarla ilgilidir. Bakınız, 112'ye yapılan asılsız ihbarlar büyük bir toplumsal soruna işaret ediyor. İstatistiklere baktığımızda, yıllık yapılan toplam çağrıların neredeyse yarısının asılsız olduğu ortaya çıkmaktadır, bazı illerde bu oran yüzde 60'ları hatta yüzde 70'leri bulabilmektedir. Öncelikle, bu sorunun neden kaynaklandığını iyi tespit etmemiz gerekiyor. Hangi yaş grubunda bu aramalar gerçekleştiriliyor? Aramaları yapan kişilerin psikolojik ve sosyolojik problemleri nelerdir? Yaşanan ekonomik krizin bu toplumsal anomalide nasıl bir etkisi söz konusudur? Fakat kanun teklifinde önümüze getirilen husus, asılsız ihbarlara verilen para cezalarının artırılmasıdır; bu durum "112'yi meşgul eden aramalar" şeklinde ifadelendirilmiştir. Burada iki problemli durum söz konusudur. İlki, "meşgul etme" ifadesindeki muğlaklıktır. İkincisi ise bu sorunun para cezalarının artırılmasıyla çözülebileceği inancıdır. Şunun farkında olmamız gerekiyor: Para cezası gibi yöntemler 112'ye yapılan asılsız ihbarlar gibi bireysel değil toplumsal bir soruna işaret eden olguların çözümüne çare değildir. Bir problemin çözümünde para cezası verilmesi ve bu yasa teklifinde olduğu gibi cezaların yükseltilmesi çözüm için yeterli adımlar değildir. Cezaların artırılmasının elbette caydırıcı bir yönü olabilir ancak eğer çözüm olsaydı bu konu bugün bu kadar büyüyerek önümüze gelmezdi. Bu, bir ceza meselesi değil eğitim ve bilinçlendirme meselesidir. Toplum temelli çözüm yolları geliştirilmelidir, okullarda zorunlu "acil çağrı eğitimi" verilmeli ve bu tür bilinçlendirme çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın İrmez, lütfen tamamlayın.

MEHMET ZEKİ İRMEZ (Devamla) - Şunun farkında olmalıyız: İçinde bulunduğumuz dünyadan ve toplumdan hepimiz sorumluyuz. Bu asılsız ihbarlar hepimizin yaşamına değmekte ve olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Bu problemin toplumsal boyutunu elbette ki asla ama asla göz ardı etmemeliyiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)