Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 07.05.2025 |
MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; 14'üncü madde üzerinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
14'üncü madde, Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanlığında yeni göreve başlayanların eğitimlerinin yürütülmesi, yabancı akademilerle nasıl bir ilişki içine girileceğine dair değerlendirme ve eğitimcilere ödenecek ücretin düzenlenmesiyle alakalı, Anayasa Mahkemesinin geri göndermesi üzerine tekrar buraya getirildi. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığının Diplomasi Akademisi maddesinin dışında ben yine aslında dış politikayla alakalı bir konuyu gündeme getirmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz ekim ayında, Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızı ilgilendiren bedelli askerlik ücretinin bir sefere mahsus bin euroya düşürülmesiyle ilgili bir kanun teklifi verdim. Aslında, bu kanun teklifinin buraya hiç gelmesine gerek kalmadan -AK PARTİ sıraları içerisinde oturan, Avrupa'yı çok iyi bilen, Avrupa'da uzun yıllar yaşayan önemli isimler, şu anda da partide yetkili olan isimler var- hiç buraya getirmeme gerek kalmadan bu sorunun çözülmesi gerekiyordu. Neden? Çünkü onlara gelen taleplerin, bu noktada onların ısrarla aranmalarının haddi hesabı yok; belki on binlerce insan şu anda onlardan cevap bekliyor. Peki, nedir buradaki talep? Talep şu: Yani buradan baktığımızda "Avrupa'da euro kazanıyorlar, euro kazanıyorlarsa ödesinler canım memlekete 7.000 euro, 6.500 euro." diye bakılabilir ama Avrupa'da yaşayan bir gencin 6.500-7.000 euro gibi Avrupa şartlarında bile yüksek olan bir bedeli, hiç böyle -kendince, tırnak içinde- gereği yokken, zaten Alman vatandaşı olmuşken, zaten Avusturya vatandaşı olmuşken, Fransa, Belçika vatandaşı olmuşken "Hadi sen Türk vatandaşı ol." dediğinde Türk vatandaşlığına kabul edilme şartı olarak askerlik bedelini, 7 bin euroyu ödemeyi istemiyor. İstemediği için de bir süre sonra bu gencin Türkiye'ye olan aidiyet bağı zayıflıyor, kültürel olarak kendisini uzakta hissetmeye başlıyor.
Bazı haberleri sizlere göstermek istiyorum. Mesela Hürriyet gazetesinin haberi, diyor ki: "Askerlik bedeli düşürülsün." Mesela Millî Gazete'nin haberi, diyor ki: "Gençler çifteye ilgisiz." Mesela, yine Hürriyet gazetesinin internet sayfasından: "Gurbetçi çifte vatandaşlığa ilgisiz kaldı." Post Aktüel diye bir gazete "Çözün artık şu işi." diye bunu gündemine taşımış Avrupa'da. Yani bin euronun bir sefere mahsus düşürülmesi, oradaki gençlerimizin ilgisinin doğrudan vatandaşlığa yönelmesine ve netice itibarıyla onların ana vatanına olan bağlarını güçlendirmesine katkı sağlayacak.
Değerli milletvekilleri, tabii, bunu söylerken hani sanki hiç kamuoyundan haberim yokmuş, sanki bu bir risk değilmiş gibi yani "Görmüyor musun Türkiye'deki ekonomik koşulları, insanlar zaten zor geçiniyor, zor geçinirken bir de Avrupa'dakilere bu indirim yapılır mı?" gibi eleştirilerin gelebileceğini görüyorum ama bunu göğüslemek zorundayız. Başta iktidar partisi bunu göğüslemek zorunda. Neden? Çünkü şu anda yüz binlerce insanımız çifte vatandaşlık hakkı Almanya'da verildiği hâlde bu yasaya ilgisiz bir şekilde tamamen ana vatandan kopmak üzereler. Sorunuz Dışişleri Bakanlığına, sorun Dışişleri Bakanlığının oradaki elçiliklerine, konsolosluklarına; ne kadar rahat bir şekilde bu çifte vatandaşlık sürecinin geçtiğini hep beraber göreceksiniz. Bu, tamam, bir risk ama bu riski üstlenmeden, bunu doğru düzgün bir şekilde kamuoyuna açıklamadan, bunun gerekçesini açıklamadan biz bu süreçleri yönetebilir miyiz? Torba kanun geldi, torba kanun içerisinde, eminim birçoğunuz, bilenleri tenzih ederek söylüyorum... Ben mesela, Dışişleri Bakanlığının Eğitim Akademisi diyorum, bir madde "Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu" diyor, bir başkası başka bir şey söylüyor. Her birisi aslında başlı başına çok önemli olmasına rağmen biz sadece burada bir madde içerisinde "Anayasa Mahkemesinin bir değerlendirmesi" diyerek geçiştiriyoruz ama işte, böyle bedelli askerlikle ilgili önemli bir konu üzerinde maalesef bu değerlendirmeleri tam anlamıyla yapamıyoruz. Bazı milletvekili arkadaşlarımız, geçmişte bakanlık yapanlar, Avrupa'ya gittiklerinde tabii, gazeteciler, halk kesimleri kendilerine bu talepleri ısrarla dile getirdiğinde onların cevabı şu oldu, diyorlar ki: "Bu bir vatan hizmetidir, burada üç beş kuruşun hesabını yapmamak lazım."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Tamam, doğru, hesabını yapmayalım da o zaman bedelli askerliği niye koyuyoruz? Türkiye'de bedelli askerlik niye var? Yani yirmi sekiz gün burada 240-250 bin lira ödeyen insan, gencimiz yirmi sekiz gün askerlik hizmetini yerine getiriyor, para ödeyemeyenler altı ay askerlik yapıyor; peki, buradaki adaletsizlik değil mi? Yani hiç parasal anlamda bir karşılığı yoksa neden bunu yapıyoruz?
Değerli arkadaşlar, bu bedelli askerlik meselesi öyle sadece 3-5 kuruş veya bu şekilde bir değerlendirmeyle geçiştirilecek bir mesele değil. Bakınız, Avrupa'daki gençlerimiz yarın bir gün çok büyük bir sorun olarak önümüze gelirse, onlarla ilgili sıkıntıların çözümü için bizden destek istenirse maalesef bunu yerine getiremeyiz.
Ben istirham ediyorum, rica ediyorum, bu işi bir an önce çözelim ve Almanya'daki, Avrupa'daki gençlerimizin bu taleplerine kulak verelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)