GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:08.05.2025

ÖZNUR BARTİN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine milyonlarca insan her sabah yoksulluğa uyanıyor, her sabah umutla değil kaygıyla başlıyor güne. Hakkâri'de esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyor, elektrik faturasını mı ödesin, dükkân kirasını mı versin yoksa çocuğunun beslenme çantasını mı doldursun? Yurttaşlar açlıkla, yoksullukla baş başa bırakılmış. Şırnak'ta çiftçi toprağını ekip biçemiyor, mazot olmuş 45 lira, gübreye ulaşmak lüks olmuş, tarımın bel kemiği olan üretici borç batağında. Van'da gençler üniversiteyi bitiriyor ama iş yok, gelecek yok, umut yok. Bu tabloyu değiştirmek için hiçbir irade göstermeyen bir iktidar gençlere dönüp "Sabredin." diyor ama burada ne yapılıyor biliyor musunuz? Sınavsız, liyakatsiz atamalarla iktidara yakın isimler için müşavirlik kadroları yaratılıyor, KPSS'de derece yapmış gençler yıllardır mülakatlarda eleniyor. Bu ülkede sınavı kazanmak yetmiyor çünkü zaten torpil listeleri çok önceden hazırlanmış oluyor. Yüz binlerce öğretmen atama bekliyor, şimdi onların yerine Bakanın akrabası, şirketin yöneticisi ya da partinin adamı müşavir yapılıyor.

Sayın milletvekilleri, bu torba yasa iktidarın halktan, emekten, hakikatten ne kadar kopuk olduğunu gösteriyor. O kadar halktan kopmuşlar ki barınma krizinden, açlıktan, yoksulluktan, çaresizlikten bihaberler. Bakın, bu teklifle saray kadrosu büyütülüyor; denetimsiz, hesap vermez bir düzen kuruluyor; devletin şeffaflığı yerle bir ediliyor. Kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığını sorgulayan kimse kalmasın diye her köşebaşı kapılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığına özel bir bütçe yaratılıyor ama bu bütçenin genç işsizliğine, genç intiharlarına dair tek bir çözümü yok. Bir ülkenin gençleri artık yalnızca "Nasıl göç ederim?" diye düşünüyorsa bilin ki o sistem çoktan çökmüştür, çürümüştür. Her yıl yüz binlerce genç pasaport başvurusu yapıyor, dil kurslarına yazılıyor, vize kuyruklarında sabahlıyor.

Bu kanun teklifi aynı zamanda bir demokrasi gasbıdır. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenlemeleri yeniden karşımıza getirmişsiniz. "Yargıdan döner." dediğiniz her maddeyi yeni bir torbanın içine koyarak tekrardan Meclise getiriyorsunuz. Yasama yetkisi saraydan alınmış bir listeye indirgenmiş, siz aslında Meclisi işlevsiz kılıyorsunuz, "Kanunla değil, kararnamelerle yönetelim." diyorsunuz.

Bu yasa teklifi, yalnızca emekçinin alın terine değil aynı zamanda halkın örgütlenme hakkına da kastediyor. Sendikalara darbe vuruyorsunuz, Cumhurbaşkanlığına bağlı kurumlarda çalışanların sendika üyeliğini yasaklıyorsunuz. Sendikal hak, örgütlenme hakkı halkın kendini savunma hakkıdır; bu hakkı yok sayan iktidar, halkı yalnızlaştırmak, sindirmek, susturmak istiyor.

Değerli milletvekilleri, bu yasa teklifi barınma krizine dair bir çözüm içermiyor. Türkiye'de kiralar almış başını gitmişken, yurttaşlar geliriyle kirasını ödeyemiyorken sosyal konut üretmek yerine hâlâ konut rantı peşinde koşuyorsunuz. Milyonlarca aile geçinmeye çalışırken siz inşaat şirketlerini ihya ediyorsunuz, halkın yoksulluğu üzerinden servet transferi yaratıyorsunuz. Biz, kira desteği teklifi sunduk, reddettiniz çünkü sizin gündeminizde halk yok; bir avuç sermayedarın çıkarlarını koruyorsunuz. Oysa kiracılar icralık olmuş, ev sahibiyle her ay kavga eder hâle gelmiş durumda; öğrenci yurtları yetersiz, özel yurtlar fahiş fiyatlı; sosyal devletin adı var ama kendisi yok. Bu ülkede insanlar ev bulamıyor ama siz Cumhurbaşkanlığına tahsisli kamu konutlarını, lojmanları, araçları denetim dışı bırakıyorsunuz. Bu, nasıl bir çifte standarttır?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bartin, lütfen tamamlayın.

ÖZNUR BARTİN (Devamla) - Tamam Başkan.

Halk kira öderken sarayda saltanat sürenlerin yaptığı harcamaların hesabı neden verilmiyor? Bir yanda barınacak yer bulamayan insanlar, diğer yanda lüks araç filosu olan bir devlet yönetimi; bu çelişki sürdürülemez.

Bu teklif, emeği yok sayıyor, halkları görmezden geliyor; ne emekçiye umut ne işçiye güvence ne esnafa nefes ne kadınlara yaşam hakkı tanıyor. Bu düzen sefalet üretiyor, yoksulluğu dayatıyor.

Bizler bu sefalet düzenine, bu adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)