GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:08.05.2025

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Meclisi ve sevgili halkımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun; sevgili Sırrı Süreyya Önder için birkaç kelam etmek gerekir. Bu Mecliste hepimizin üzerinde çok dolu dolu hatıralar bırakarak gitti. Bu Mecliste istisnasız hepimizin yüzünü güldüren o sevgili Başkan, bizim hepimizin, 85 milyonun gözyaşlarını akıtarak aramızdan ayrıldı. Kadrini kıymetini bilemedik; çok değerli bir insandı, bir sanatçı ve çok değerli bir siyasetçiydi; her şeyden önce birleştirici yanı olan, idealist bir insandı.

Peki, Sırrı Süreyya Önder'in bize bıraktığı mirasın hakkını verebilecek miyiz; mesele bu sevgili arkadaşlar. O bize nasıl bir miras bırakmıştı? Barış mirasını bırakmıştı. Hani biz zaman zaman bu kürsüde Kürt sorunundan bahsediyoruz, bahsettik ve hep yalanlandık. "Öyle bir sorun yoktur." dendi. Ya barış olsun dedik "Ne barışı kardeşim, işte iki ülke arasında barış olur, öyle şey mi olur?" gibi mugalatalarla uğraştık, polemikler yapıldı ama yüz binlerce insanın kanı akıyordu. Sevgili Sırrı Süreyya Önder çözüm sürecinde elini taşın altına koydu, çok önemli görüşmeler yaptı ve önemli mesafeler aldı ve fakat bu süreç tamamlanamadı. Ardından ne oldu? Cezaevine atıldı ve siyasete atıldıktan sonra burada kendisi yine cezaevi tehdidi altında görevini yaptı uzun bir müddet. Kobani davası dolayısıyla ağır bir şekilde ceza alması ihtimal dâhilindeydi ve o, bu şekilde görevine devam etti ama yine de "barış" dedi. Şimdi, bu insan hayatını kaybetti, sağlığını da ihmal ederek barışı gerçekleştirmeye çalışırken hayatını kaybetti. Bu, hepimizin üzerinde ağır bir vebal oluşturuyor. Bu sözü o yerine getiremedi, tamamlayamadı, bu sözü bizler yerine getirmeliyiz. En sağdan en sola kadar artık herkes anlıyor ki ve biliyor ki gerçekten "barış" sözü, uğrunda insanların hayatını kaybedebildiği bir söz. Nasıl olur da "Barış diye bir mesele yoktur." diyebilirsiniz. Ya, insanlar uğrunda hayatını kaybediyor, bu ülkenin değerli insanları hayatını kaybediyor. O hâlde bizim bu mesele için çok daha fazlasını yapmamız lazım ama öyle mi? Şu anda neler görüyoruz? İktidarın tavrına bakıyorsun. Yani, şu anda, bakın, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesinde evrensel periyodik inceleme yapılıyor Türkiye hakkında ve hiç iyi bir tablo yok. İktidar insan hakları alanında bir savunma verdi, içi boş bir savunma, hiçbir anlamı yok.

Yine, Avrupa Parlamentosu Raportörü Sayın Nacho Sanchez Amor ve arkadaşlarının hazırladığı 27 sayfalık rapor Türkiye'deki iktidarı yerden yere vurdu. Bizim burada muhalefet olarak söylediklerimizin çok doğru olduğunu kim söyledi? Avrupa Parlamentosu söyledi arkadaşlar. Oraya yani Avrupa Birliğine girmeye çalışıyorsunuz değil mi? Avrupa Parlamentosu da bunu raporluyor ve sizin zayıf aldığınızı söylüyor, sınavda çaktığınızı söylüyor. "Ancak şu süreçten dolayı süresiz dondurma kararı verdik yani bitirmedik süreci." diyor. Şundan dolayı: "Türkiye toplumundaki barış isteğini, demokratikleşme isteğini gördüğümüz için biz daha ağır ve radikal bir karar vermedik." diyor. "Ama bu kafayla da AB süreci devam etmez." diyor. "Siz, her türlü hakkı hukuku ayaklar altına aldınız, barışçıl protestoları yasakladınız ve daha neler neler yaptınız." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, lütfen tamamlayın.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Şimdi, bakın, geçtiğimiz gün Gaziantep merkezli bir operasyonda yine 208 kişi ülkenin değişik yerlerinden toplanıp Antep'e getirildi ve gözaltına alındı ve inanılmaz iddialarla sorgulanıyorlar çünkü KHK rejimi kurdunuz. Ne sorgulanıyor biliyor musunuz? "Niye yurt dışına çıktın?" "Niye Bosna Hersek'e gittin, Arnavutluk'a gittin?" "Niye Erasmus programına katıldın?" Ya, akıl almaz sorular soruluyor. Türkiye'de turistik gezi yapmak da yasak olmuş artık, terör eylemi olarak görülmeye başlanmış. İnanılmaz sorularla gencecik insanlar, bakın, tıp fakültesi öğrencileri, mühendislik öğrencileri, hamile kadınlar ağır bir şekilde gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor; Türkiye'nin tablosu bu. Barış için daha ne kadar mücadele edilmesi gerektiği apaçık ortada ve bu iktidarın da maalesef bu konuda sınavları kaybettiği apaçık ortada.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)