Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 85 |
Tarih: | 08.05.2025 |
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de görüşülmekte olan bu kanun teklifi vesilesiyle milyonlarca çiftçimizin içinde bulunduğu oldukça zor bir durum hakkında bir kere daha kıymetli milletvekillerimizi bilgilendirmek ve dikkatinizi bu konuya çekmek üzere huzurunuzdayım.
Biliyorsunuz, bu yıl zirai don felaketi yaşandı. Herkes zirai don felaketini mart ve nisan ayındaki olaylar üzerinden yorumluyor ama zirai don felaketi bu yıl için ilk olarak 20 ve 25 Şubat tarihleri aralığında Mersin, Adana ve Antalya'da yaşandı yani ülkemizde bu yıl yaşanmış olan ilk zirai don felaketinden bugüne kadar yetmiş üç gün geçmiş durumda. Daha sonra Anadolu'yu geniş olarak kapsayan ve onlarca meyveyi ve 65 ili etki altına alan zirai don felaketleri gündeme geldi. Tabii, bir memlekette tıpkı deprem gibi, zirai don felaketi gibi beklenmeyen bir durum olduğunda vatandaşların ilk beklentisi, devletin bu konuda yaralara nasıl merhem olacağı, zor durumda bulunan çiftçiye ilk can suyunu nasıl vereceğiyle ilgili devlete dönüp bakmak şeklinde oluyor. Ancak yetmiş üç gündür -üzülerek söylüyorum ve AK PARTİ'li sevgili milletvekillerimizin de dikkatini bir kere daha çekiyorum- Tarım Bakanlığı henüz bir adım atmamıştır. Size bu cümle çok iddialı ve garip gelebilir ama lütfen, dönün ve bütün verileri inceleyin. Tam yetmiş üç gündür Mersin, Adana ve Antalya'da yaşanan zirai don felaketinin hasar tespit raporları henüz açıklanmamıştır. Devlet bir şeyi önce tespit eder, sonra bununla eş zamanlı olarak da alacağı tedbirleri açıklar. Yetmiş üç gündür bir ilin gördüğü hasarı dahi açıklamayan, yapılmış olan tespitlere karşı çiftçiye itiraz etme hakkı sunmayan Tarım Bakanlığı acaba ne zaman bu çiftçiye yardım etmeyi düşünmektedir? Ve çiftçinin içine düştüğü bu hâlin sadece bir üründe değil onlarca üründe olduğunu, örtü altı tarımı dahi etkilediğini, meyve bahçelerinde yüzde 70'e ulaşan verim kaybı olduğunu ve bir kısmının gözeneklerin dolması nedeniyle önümüzdeki yıl da meyve alınamaz hâle geldiğini ama bir kısım bahçelerin de ağaçların kökten kesilmesini gerektirecek kadar zarar gördüğünü ifade edelim.
Zaten gıda enflasyonuyla dünya şampiyonuyuz. Bütün dünyada gıda enflasyonu yüzde 6-7 aralığında seyrederken bizde yüzde 65-70 aralığında seyrediyor. Bu yıl bu kadar ciddi bir miktarda ürün kaybı olduktan sonra bu ürünler pazara gelemediğinde vatandaşımız nasıl meyve ve sebze yiyecek, bu gıda enflasyonuna karşı nasıl tedbir alınacak? Mesela, bir yargı operasyonu oluyor değil mi, o gece hemen Maliye Bakanlığının bütün bürokratları ayakta; bu olası, bu yapılan yargı operasyonunun kura etkisi nedir, nasıl engelleyebiliriz? Faize etkisi nedir, nasıl tedbir alabiliriz? Borsaya etkisi nedir, nasıl tedbir alabiliriz? Mesela, kura etkisini azaltmak için 50 milyar dolara varan döviz satışı yapıldı değil mi 19 Mart operasyonunda. Borsaya olan etkisini azaltmak için -ki borsa yüzde 30 çöktü- açığa satış yasaklandı. Aynı şekilde, faize olan etkisini azaltmak için bazı tedbirler alındı ama buna rağmen faiz yüzde 10 arttı. Peki, finansal piyasalar için bir gecede milyarlarca doları, milyarlarca lirayı harekete geçiren kamu yönetimi neden bu çiftçiler için bir tedbir almadı arkadaşlar? Herkesin ne ektiği belli, ÇKS kayıtları belli, kimin ne kadar arazisinin olduğu belli. O adamın tahminî zararı 100 liraysa ertesi gün onun hesabına 50 lirayı aktarmak ve "Ben bütün zararını tespit ettikten sonra kalanını da sana ödeyeceğim." demek o kadar zor muydu? Henüz Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğü ve Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü bu borçların ertelenmesine dair bir plan dahi sunmuş değil. Hâlâ bu çiftçi sulama bedelini ödemek zorunda ki sulama aynı zamanda donla mücadelenin bir aracıdır. Bu arada Mersin'de dondan sonra bir de dolu felaketi yaşandı, bilmeyen arkadaşlar için söylüyorum. TARSİM sigortasıyla ilgili sorunlar devam ediyor. Mersin Ziraat Odası Başkanımız Sayın Musa Yılmaz diyor ki: "Tarım alanlarındaki eski enerji hatları yenilenmeli, çiftçiye mazot desteği sağlanmalı."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ekmen, lütfen tamamlayın.
MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Kıymetli Başkanım, ilk etapta bu anlattıklarım çiftçiye bir destek gibi gözüküyor. Hayır, bu anlattıklarım çiftçiye verilecek bir destek değil; gelecek yıl 100 liraya domates, 50 liraya kuru soğan, 70 liraya patates yenmemesi için en dar gelir grubuna verilen bir destektir. Kur korumalı mevduata, faize, finansal piyasalara verdiğiniz değerin yüzde 1'ini dahi emsal olarak siz bu memleketin çiftçisine, hayvan yetiştiricisine vermediğiniz müddetçe OECD verilerine göre tabii ki 10 kat daha fazla bir şekilde gıda enflasyonu artışına devam eder. Buradan iktidar partisi sıralarına sesleniyorum, hatta yalvarıyorum: Tarım Bakanlığını harekete geçirin, çiftçiye yapması gereken ödemeleri hemen yapsın yoksa bu gidişat, gidişat değil.
Teşekkür ediyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)