Konu: | Bursa’nın İnegöl ilçesinin ekonomik sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 13.05.2025 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bursa Türkiye'nin 4'üncü büyük şehri, ihracatta da 3'üncü büyük şehri olarak yer alıyor. Üretimde, katma değerde, dış ticarette, istihdamda ülke ekonomisine çok önemli katkıları olan Bursa maalesef son yıllarda can çekişiyor; sanayicisi, işçisi, çiftçisi zor durumda, "Batıyoruz, bitiyoruz!" diye haykırıyorlar ama yetkililerden duyan yok. Önce Bursa'da tekstilciler batmaya başladı ve rekabete, maalesef artan maliyetlere, artan enerji maliyetlerine, işçilik maliyetlerine daha fazla dayanamadıkları için Mısır'a ve Türki Cumhuriyetlere göçmeye başladılar. Daha sonra otomotiv sektörü daraldı, işçi çıkarmalar yoğunlaştı ve şimdi de Türkiye'nin önemli bir mobilya üretim merkezi olan İnegöl'de mobilyacılar can çekişiyorlar. 2024 yılında tekstil sektöründe 7.500 işçi, 7.500 can işten çıkarıldı. Türkiye genelinde 2025 yılının Nisan ayı itibarıyla 444 firma konkordato başvurusunda bulundu ve bunların 158'i Bursa merkezli. Yine, 2024 yılında Türkiye mobilya sektörü yüksek enflasyon, artan maliyetler ve düşen tüketici talebi nedeniyle zor bir dönem geçiriyor. Mobilya üretiminde kullanılan ham madde maliyetlerinin sürekli artması, iç pazardaki daralma, yüksek enflasyon, yüksek faiz oranları nedeniyle finansmana erişimde yaşanan zorluklar mobilyacıları birer birer kapatıyor. İnegöl'de 2024 yılında 221 firma kapandı, kapanmayanlar da üretim kapasitelerini azalttılar, uzun yıllardan sonra mobilya sektörü ilk kez daralma sürecine girdi. "Bu sorunun temel nedenleri nedir?" derseniz, birinci sıradaki sebebi ham madde yani sunta, tekstil, enerji, elektrik, doğal gaza her gün gelen zamdır değerli arkadaşlar. Diğeri, yüksek enflasyon ve tüketici talebinin azalmasıdır. Bir diğeri ise düşük kur politikası nedeniyle yurt dışında rekabet gücünün azalmasıdır. Yüksek faiz oranları finansmanda sıkıntılara sebebiyet veriyor, mobilyacılar diyorlar ki: "Biz ham madde alacağız, mesela kredi kartıyla taksit yapmak istiyoruz ama taksit sınırlandırması nedeniyle ham madde alamıyoruz." Çok çarpıcı bir rakam vereceğim. Bakın, İnegöl 2023 yılında 1 milyar 482 milyon dolarlık mobilya ihracatı yapmış. "Peki, 2024 yılında ne olmuş?" derseniz, yüzde 50 civarında azalma olmuş ve 800 milyon doların altına düşmüş yani bir yılda 700 milyon dolar kayıp yaşanmış sadece İnegöl'de çünkü Avrupa pazarlarımızı maalesef kaybediyoruz. İnegöl mobilyasında iç piyasada da daralma yaşanıyor, bu daralma da yüzde 50'nin altına düşmüş. İnsanlar karınlarını doyurmakta zorlanırken elbette ki mobilya tüketimini en son sıraya bırakıyorlar.
Yine, ülkemizde yaşanan ağır demokrasi krizi de itibarımızı yerle bir etmiş durumda. Dün Bursa'mızın önemli sanayicilerinden Yalçın Aras bir mesaj paylaşmıştı, "Örneğin uluslararası fuara gideceğiz, paramızı yatırmışız, bütün hazırlıklarımızı yapmışız, oraya ekip göndereceğiz kurmak için ama vize alamıyoruz veya bir makine almışız üretim için yurt dışından, teknik ekibi göndereceğiz, denemesini yaptıracağız, vize alamıyoruz." diyor. Sanayicimizin içine düştüğü bu durum maalesef bizim gururumuzu incitiyor, sizin de gururunuzu incitmesi lazım.
Ülkemizde beyin göçü gibi artık üretici göçü, üretim göçü yaşanıyor değerli arkadaşlar. Bu hepimizin sonu demektir. Sonuçta ne oluyor biliyor musunuz? Bakın, İnegöl'de 2024 yılında 22 firma konkordato için başvuruyor, maalesef 14'ü toparlayamıyor, iflas ediyor ve kapanıyor. 2025 yılı içinde Nisan ayına kadar da 11 firma konkordato için başvurmuş. Bütün bunların sebebi ne? Bütün bunların sebebi elbette ki tek adam rejimi, "her şeyi ben bilirim" anlayışı, "en iyi ekonomist benim" yaklaşımı, yanlış politikalar, üretimi değil rantiyeyi, faizcileri destekleyen anlayış ve sonuçta ülkeyi hem beyin göçüne, nitelikli beyin göçüne hem de üretim göçüne sürükledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Sonuçta; azalan ihracat, üretimin azalması, iflasa sürüklenen firmalar, binlerce işçinin işsiz kalması, mutsuz, huzursuz bireyler, mutsuz bir toplum, uyuşturucu kullanımının artması, suç oranlarının, adi suçların artması gibi kararmış bir tabloyla karşı karşıyayız. Çözüm yok mu? Çözüm elbette ki var. Türkiye'nin 1'inci partisi Cumhuriyet Halk Partisi ülkemizi aydınlığa çıkaracak bütün liyakatli kadrolara, politik anlayışa ve çözüm önerilerine sahiptir. Bu yüzden -sandığı önümüzde- 15,5 milyon insanın iradesiyle Cumhurbaşkanı adayı yaptığımız Ekrem İmamoğlu Başkanı yanımızda görmek istiyoruz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)