Konu: | "Terörsüz Türkiye" tartışmasına, bugün verdikleri genel görüşme önergesine, PKK’nın sözde bir kongre düzenlediğine ve yaptığı açıklamaya, ilerleyen günlerde Türkiye'nin gündemine gelecek konulara ve terörün çözümüne ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 13.05.2025 |
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aylardır Türkiye'de bir "terörsüz Türkiye" tartışması yaşanıyor ve bunun üzerinden siyaset ve polemik yapılıyor. Bakın, bu ülkede terörsüz Türkiye'yi savunmayacak hiç kimse bu ülkenin vatandaşı olamaz. İstisnasız hepimiz terörsüz Türkiye'nin yanındayız ve yanında olmamız lazım. Biz parti olarak sadece "terörsüz Türkiye" demiyoruz, aynı zamanda "teröristsiz Türkiye" diyoruz ve bunu savunuyoruz. Bu vesileyle, terörle arasına mesafeyi koyamayan, terörden medet uman, teröre destek olan, terörün yanında olan, terörü arkasına alan hangi unsur olursa olsun içeride ve dışarıda lanetliyorum ve kınıyorum. Bunu özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum.
Peki, iktidar çevreleri neden terörsüz Türkiye'yi yirmi üç yıl önce değil de şimdi terennüm etmeye başladılar. Neden bugün, niye bugün terörsüz Türkiye? O zaman şu soruyu sorma hakkımız var: Yirmi üç yıldan beri terörlü Türkiye mi istiyordunuz? Niye bugün terörsüz Türkiye'yi ortaya koyuyorsunuz? O zaman bunun cevabını beklemek zorundayız. Peki, yirmi üç yıl içerisinde terörü bitirmek için, sıfır mesabesinde aldığınız terörü bitirmek ve yok etmek için, kökünü kurutmak için neler yaptınız? Ekonomik önlemleri aldınız mı, hukuki önlemleri aldınız mı, demokratik önlemleri aldınız mı, askerî ve istihbari önlemleri yeterince aldınız mı, siyasi önlemleri aldınız mı, diplomatik önlemleri aldınız mı? Peki, bunları alamadıysanız, bu topluma bir izahat yapma, bir açıklama yapma, Parlamentoda bir açıklama yapma mecburiyetiniz yok mu? Yirmi üç yıldır niye çözemediğinizi veya çözmediğinizi, hangi gerekçelerle bunu beceremediğinizi ve yirmi üç yılın sonunda niye "terörsüz Türkiye" lafını terennüm etmeye başladığınızı bu millete açıklamak ve izah etmek zorundasınız.
Öte yandan, deniliyor ki "Biz İmralı'dan, teröristbaşından gelecek olan bir mesajla bu işi çözeceğiz." İmralı'dan bir mektup yazılıyor, bu mektup Parlamentoya getirilmek isteniyor, kamuoyuyla paylaşılıyor -biz bu sürecin tamamen dışında kaldık, gerekçelerini kamuoyumuz biliyor- ve deniliyor ki "Bu iş bitecek. Ülkeye barış geldi, huzur geldi, demokrasi geldi. Dağlarda çiçek açacak." Peki, madem bu iş bir mektuplu oluyor idiyse Allah aşkına yirmi üç yıldır niye yapmadınız? Madem bu iş böyle çözülüyordu, yirmi üç yıldır çocuklarımız niye katledildi? Daha şurada birkaç ay önce TUSAŞ'ta pırıl pırıl yavrularımız, masum insanlar neden katledildi? Gara'da 16 çocuğumuz neden katledildi bu iş bir mektupla çözülüyor idiyse? Bu konuda iktidarın hem millete hem millet iradesinin tecelligâhı olan bu çatıya bir izahat, bir açıklama borcu var; bu konuda açıklama bekliyoruz.
Öte yandan, bugün partimiz bir genel görüşme önergesi verdi. Hepimiz savunuyoruz, diyoruz ki bu meseleyi Parlamentoda konuşalım; kapalı kapılar ardında, gizli pazarlıklar şeklinde yürümesin bu mesele; gelin, burada konuşalım. Onun için, özellikle iktidar cenahına sesleniyorum: Gelin, bu önergeye "evet" deyin ve bu meseleyi enine boyuna Parlamentoda konuşalım, değerlendirelim.
Bakın, geçtiğimiz günlerde terör örgütü PKK sözde bir kongre düzenledi ve bu kongreye 232 kişi katıldı, gelen haberler o yönde. Peki, bir süre önce bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış bir zat ne demişti? "Neyin silahını bırakacaklar? 86 terörist kaldı, nefes alamıyorlar." Demek ki bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış bir zat burnunun dibini görmekten âciz. Böyle bir ülke yönetimi olur mu? Daha sen dün böyle bir açıklama yapmışsın ve terör örgütü, senin dediğin rakamın 3 katı kadar yöneticisini toplamış, bir sözde kongre düzenlemiş. Tabiatıyla, böyle bir zat bu ülkenin güvenliğinden sorumluydu; çıkmalı -bugün milletvekilidir kendisi- bu milletin huzurunda o lafları niye etmiştir... Bugün gelinen noktada sorumluluğu var mıdır? Bunları tek tek bu millete izah etmelidir.
Gelelim 50 bin kişinin katili alçak terör örgütünün yapmış olduğu açıklamaya, diyor ki: "PKK adıyla yürüttüğümüz çalışmaları sonlandırdık." Yani "Adımızla yürüttüğümüz çalışmaları sonlandırdık..." Bu, yapılan sözde kongreden ortaya çıkan beyanat. Herhâlde ardından şunu söyleyecek: "Durmak yok, yola devam." Herhâlde bu gelecek ardından. Bakın, burada hepimizin tartışması gereken, Gazi Meclisin çatısı altında hepimizin tek tek ele alması gereken inanılmaz bir meydan okuma söz konusu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Çömez.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - "Türkiye Cumhuriyeti devleti soykırım yapmıştır." diyor bu alçak örgüt. "Kürtler imha edilmiş, asimilasyona uğramışlardır. Milyonlarca Kürt yerinden yurdundan edilmiştir, on binlercesi işkencelerden geçirilmiştir ve bir Kürt-Türk savaşı yaşanacaktı ama teröristbaşının fedakârlıkları sayesinde bu savaşın önüne geçildi." diyor. Yine, aynı alçak terör örgütü Türkiye'nin tapu senedi olan "Lozan Antlaşması'nı ortadan kaldırmak üzere, ona itiraz etmek üzere kurulduk." diyor ve ilerleyen noktalarda da "Türkiye'nin ulusal devlet yapısı, ulusal üniter devlet yapısı sona ermelidir." diyor. En son söylediği de şu: Teröristbaşı için "TBMM'nin tanıyacağı özgürlük ve siyaset hakkıyla Abdullah Öcalan -yani teröristbaşı- bu süreci yürütüp yönlendirmelidir."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Hani "Pazarlık yok." diyordunuz, nerede kaldı Allah aşkına sizin "Pazarlıksız, kayıtsız, şartsız silah bırakıyorlar." iddialarınız? Alın işte, terörist örgüt dağda toplantısını yapmış, koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletine meydan okurcasına utanmadan, sıkılmadan dizeler yazıyor, talimatlar yağdırıyor ve iktidar cenahından da sanki muazzam bir başarı elde edilmiş gibi "Dağlarda çiçek açacak." türküleri söyleniyor. Siz bu ülkenin kuruluş temeli olan, tapu senedi olan Lozan'a itiraz eden, buna meydan okuyan bir terörist bildirgeyi, Allah aşkına, nasıl olur da alkışla karşılarsınız?
Öte yandan, yine başka konular daha var konuşulması gereken. Deniliyor ki: "Pazarlık yok, kayıtsız şartsız silah bırakıyorlar." Büyük Orta Doğu Projesi tıkır tıkır işliyor; birinci aşama bitti, Irak bölündü; ikinci aşama bitti, Suriye bölündü ve Suriye'de yıllarca desteklenmiş, beslenmiş...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çömez, buyurun, sekizinci dakikadayız.
Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkanım, anlayışınıza teşekkür ediyorum, lütfettiniz, bitirmek üzereyim ama lütfen biraz tahammül istirham ediyorum, çok uzatmayacağım.
Irak'ta süreç tamamlanmış ve oradaki PYD/YPG terör unsurlarının başındaki alçak terörist hâlâ İçişleri Bakanlığının kırmızı listesinde terörist olarak aranıyor ve on üç-on dört yıldır emperyaller tarafından beslenen, desteklenen PKK uzantısı bu unsurlarla ilgili bir tek kelime edilmiyor, bir tek cümle edilmiyor. Hani pazarlık yoktu? Ne olacak bu "KCK" denen terör yapısının, şemsiye çatı terör yapısının altındaki 4 unsur? PKK'sı, PYD'si, YPG'si, PÇDK'si, PJAK'ı; ne olacak bunlar, niye konuşmuyorsunuz? Söylediğiniz bir tek şey var: "Dağlarda çiçek açacak, kuşlar uçacak." Elbette bu ülkenin her bir köşesinde çiçekler açsın, kuşlar uçsun; hepimiz birbirimizle kenetlenelim, dostça, kardeşçe yaşayalım; hiç kimse birbiriyle kavga etmesin, çatışmasın...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - ...Kürt'ün Türkmen'le barıştığı, sağcının solcuyla barıştığı, Alevi'nin Sünni'yle kucaklaştığı, sağcının solcuyla, sekülerin muhafazakârla kucak kucağa olduğu; dostça, kardeşçe yaşadığı bir ülke olsun. Bunun teminatı Parlamentodur. Bütün problemleri gelin burada konuşalım, tek tek ele alalım ama kapalı kapılar ardında bir pazarlıktır gidiyor; Parlamentonun haberi yok, milletin haberi yok. Ondan sonra terörist organizasyon çıkıyor, oradan bazı açıklamalar yapıyor, koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletine meydan okuyor ve buradan ses seda gelmiyor, iktidar cenahından alkışlar kopuyor.
Özetle, bundan sonra gelecek olanları söyleyeceğim: Bundan sonra Anayasa’nın giriş kısmını tartışmaya açacaklar; 1, 2, 3, 4'e şimdilik güçleri yetmiyor, onu tartışmaya açacaklar; İnfaz Yasası'yla ve TCK'nin değiştirilmesiyle 7 bin PKK unsurunun Türkiye'de cezaevlerinden tahliye edilmesinin yollarını açacaklar ve bununla ilgili pazarlıkların da sürdüğünü biliyoruz ama Parlamentonun haberi yok ama önümüzdeki günlerde Türkiye'nin gündemine gelecek.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Son bir dakika rica ediyorum, bitireceğim Başkanım, istirham ediyorum.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bakın, bu ülkede terörün çözümü için çare vardır, o çare demokrasidir, insan haklarıdır, özgürlüklerdir, hukukun üstünlüğüdür; öte yandan, ekonomik tedbirlerdir, diplomatik tedbirlerdir, askerî ve istihbari tedbirlerdir. İktidar eğer "Yirmi üç yıldır biz bu işi çözemedik, beceremedik, gücümüz kudretimiz yetmedi, yüzümüze gözümüze bulaştırdık ve çareyi teröristbaşından gelecek olan bir mektupta bulduk." diyorsa biz buna itiraz ediyoruz ama "Gelin, beraber bu ülkede huzuru ve istikrarı sağlayalım." diyorsanız gelin, bize müracaat edin, tecrübemizle, bilgimizle, birikimimizle, vatana ve millete duyduğumuz inanılmaz ve sarsılmaz aşkla ve millet iradesinin tecelli ettiği bu yüce çatının bize verdiği sorumlulukla yanı başınızda olalım.
Özetle, Türkiye'ye güzel günler gelecek ama bu anlayışla değil, bu tutumla değil. İnanıyorum ki millet iradesinin tecelli ettiği bu yüce çatı bu problemi günü geldiğinde hakkıyla ve layıkıyla çözecektir.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)