| Konu: | PKK terör örgütünün açıkladığı fesih ve silah bırakma kararına, toplumsal barışın güvencesine, Soma’da meydana gelen facianın 11’inci yılına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 13.05.2025 |
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, 12 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla PKK terör örgütü kendini feshettiğini, silah bırakma kararı aldığını açıkladı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihsel bir tutarlılık içerisinde barışın yanındayız. Aynı şekilde, terörün ve şiddetin her türlüsüne her zaman karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Bu topraklarda kırk yedi yıldır süren terörün, akan kanın sonsuza kadar durması ortak temennimiz ve irademizdir. PKK'nın silah bırakma kararı aldığını ve örgütsel yapısını feshettiğini ilan eden son açıklaması Türkiye'nin yıllardır ağır bedeller ödediği bir dönemin sona ermesi açısından kritiktir ancak bu sürecin başarılı olması ve kalıcı toplumsal barışa evrilmesi atılacak adımların samimiyeti, hukukiliği ve demokratik meşruiyetiyle doğrudan ilişkilidir. Sürecin tüm aşamalarıyla nihayete ermesini, on binlerce canımızı kaybetmemize yol açan, ağır ekonomik ve toplumsal yıkım yaratan terörün ilelebet sonlanmasını bekliyoruz. Kürt sorunu da dâhil olmak üzere ülkemizdeki tüm sorunların çözümü hukuk devleti, adalet ve demokrasiden geçer. Bu süreç günlük hesaplarla, seçim planlarıyla değil, hiçbir siyasi görüşün, partinin, toplum kesiminin dışlanmadığı bir kapsayıcılıkla yönetilmelidir. Ülkelerde iç barış otoriter bir sistemde değil, demokratik hukuk düzeninde sağlanır. Türkiye'de toplumsal barışın güvencesi millet iradesine, ulusal egemenliğimize, Lozan Antlaşması'nda tescil edilmiş bağımsızlığımıza ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne dayanan yüz yılı aşkın varlığıyla kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olan cumhuriyetimizdir. Bundan sonraki dönemde tam mutabakata dayanan bir toplumsal barışın güvencesi olarak demokrasi ve hukukun üstünlüğünün kurumsallaştırılması konusunda atılması gereken adımlar vardır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda şehit ailelerinin, gazilerimizin ve bütün mağdurların rızalarının alındığı tam bir çözüm için sorumluluk bilinciyle davranmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu amaçla, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında demokratik düzenlemelerin ele alınması yönündeki tarihsel ve siyasi tutarlılık taşıyan tavrımızı muhafaza ediyoruz. Demokratikleşmenin gereği olan tüm yasal düzenlemelerin beklemeksizin Meclis çatısı altında yapılması ihtiyacının altını çiziyoruz. Demokratikleşme için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması kadar mevcut kanunların uygulanmasındaki hukuk dışı yaklaşımların terk edilmesi ve Anayasa ihlallerine son verilmesinin şart olduğunu hatırlatıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi toplumun barış ve demokrasi taleplerinin kişisel siyasi hedefler doğrultusunda istismar edilmesine asla izin vermeyecektir. Ülkemizdeki demokrasi ve hukuk devletine ağır zararlar veren uygulamalar son bulmalıdır. Artık seçilmiş belediye başkanlarının ve belediye meclislerinin yerine kayyım atama uygulamasına ve Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan hukuksuz soruşturmalara son verilmelidir. Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nun, siyasi parti liderleri Selahattin Demirtaş'ın, Figen Yüksekdağ'ın, Ümit Özdağ'ın, tüm siyasi tutsakların ve toplumsal davalardan cezaevinde bulunanların özgürlüklerinin sağlanması ve tam demokratik rekabet koşullarının tesisi elzemdir. Bir yandan barışa yönelik adımlar atılırken diğer yandan muhalefete savaş açılması ve düşman hukuku uygulanması kabul edilemez. Bu tutumun sürdürülmesi barışın güvencesi olan demokrasinin yıkımı anlamına gelir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm yurttaşlarımıza sözümüzdür: Hepimizin barış umudunun, kardeşçe yaşama iradesinin, hep birlikte kalkınma ve zenginleşme hayalinin bir kez daha siyasi çıkarlar uğruna heba edilmesine karşı biz buradayız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak barış ve demokrasinin tesisi konusundaki sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bizler ana muhalefet partisi olmanın ötesinde, Türkiye'nin birinci partisi olarak iktidara hazırlanma sorumluluğumuz ve tarihsel mirasımızın gücüyle barış ve demokrasinin inşasının güvencesiyiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu anlayışla bütün gücümüzle, kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin, buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, bugün 13 Mayıs. Bundan tam on bir yıl evvel Manisa'nın Soma ilçesinde meydana gelen bir faciada ve aslında ifade etmek gerekir ki iş cinayetinde 301 madenci kardeşimiz hayatlarını kaybettiler. Belirtelim: Madencilerin çalıştığı alan eski imalatlarla çevriliydi, yalıtım yapılmayarak facianın yolu döşenmişti, madendeki pek çok alanda sensör yoktu, olanlar eski ve yetersizdi, galerinin kendi havalandırma sistemi dahi yoktu, üretim sahasını dolaşan hava buraya doluyordu ve yalnızca tek bir çıkış vardı; acil çıkış merdivenleri çok dardı, buraları da makineler kapatıyordu. İşte bu yollarda madencilerimiz, gelişi muhakkak olan ölümü bazıları teyemmüm abdesti alarak beklediler. Şimdi, biz bu iş cinayetinin arkasından ne gördük?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, buyurun, devam edin.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - İş güvenliği önlemleri alınmamıştı, işçiler baskı altında çalıştırılıyordu, tazminat ve sigorta usulsüzlükleri almış başını gidiyordu. Denetim eksikliği açık, siyasi sorumluluk üstlenen kimsenin yokluğu ve yargı bağımsızlığının da sağlanamaması geriye baktığımızda gördüklerimizdi. 2018'de verilen ilk kararla 5 sanık hakkında ceza verildi, şirketin patronu on beş yıl cezaya çarptırılmasına rağmen yalnızca dört yıl yattı ve 2020 yılında serbest bırakıldı. 2022'de yeniden görülen davada kasten öldürme yerine bilinçli taksirle yargılama yapıldı. Kamu görevlilerinin tamamı işlerine iade edildi; Enerji Bakanlığının, Çalışma Bakanlığının hiçbir yetkilisi hakkında ciddi hiçbir yaptırım uygulanmadı. Ailelere yönelik tazminatlar uzun süre direnişle karşılaştı, adil ve tam tazminat hayata geçirilemedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın, tamamlayın.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bu sürecin sonunda içimiz acıyarak söylüyoruz ki 301 kardeşimizin acılı anneleri, babaları, eşleri, çocukları on bir yıldır boynu bükük bekliyorlar. Bu iş cinayetinde sorumlu olan, kaynaklık eden bütün herkes dışarıda ve yalnızca, oraya bu çocukları savunmak için giden Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı içeride; âdeta, Türkiye'nin özeti gibi bir manzara değil mi?
Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkımıza söz veriyoruz: Bu demokrasi ve adalet dışı düzene mutlaka son vereceğiz ve Türkiye'de kimsenin ötekileştirilmediği, herkes için adaletin ve demokrasinin söz konusu olacağı bir düzeni mutlaka tüm engelleri aşarak tesis edeceğiz.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)